2. GÜNLÜK

2.9K 127 33
                                    

Şu anda saat 15.25'i gösteriyordu. Ben ise hastane kapısının önünde yaktığım sigaramı içiyor ve hastaneyi izliyordum. Sigaram bittiğinde söndürüp çöpe attım. Hastanenin içine girip sekreterin masasına doğru ilerledim.

"Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?" dedi, masanın başındaki kadın. Muhtemelen beni arayan kadınla, karşımdaki kadın aynı kişiydi; sesleri çok benziyordu.

"17 Eylül 1999 karışan bebekler için DNA testi yapılacakmış. Onun için gelmiştim." dedim.

Sesimin tonundan dolayı benden tırsan kadın hafif kekeleyerek "Evet; 2. kat, soldan 4. oda, kapıda 'Doktor Hakan Göktürk' yazıyor." dedi. İnsanların benden korkması hoşuma gidiyordu.

Asansöre bindim, kapı tam kapanırken aradan bir el uzandı ve asansörün kapısı yeniden açıldı. İçeri benim gibi yeşil gözlü, koyu kahverengi saçları olan bir adam girdi. Muhtemelen 25-26 yaşlarındaydı. Asansör 2. Katta durduğunda adam da benimle birlikte inip aynı doktorun odasına yürüdü. Kapının önüne gelince bana yandan bir bakış atıp kapıyı çalarak içeri girdi. Ardından ben de içeri girdiğimde tüm gözler bana döndü. Kapının sağ tarafında kalan duvarın önünde sözde ailem olacak olan Arslan çifti; kapının sol tarafındaki duvarın önünde ise bana çok benzeyen 50'li yaşlarda bir çift, asansördeki adamın da içlerinde olduğu 5 adam, bir çocuk ve boya kutusuna çarpmış gibi görünen ama muhtemelen benimle aynı yaşlarda olan bir kız oturuyordu.

"Evet, Daria Hanım da geldiğine göre kanları alıp DNA testini yapabiliriz. Önce hanımları alalım." dedi doktor.

Boya kutusu iğneyi görünce çemkirmeye başladı. "Aaaayy o ne be? Onu benim koluma sokmayacaksınız değil miii?" ses tonunu inceltmesi bende yüz buruşturma isteği uyandırıyordu. En son dayanamayıp konuşmaya başladım.

"Bu odadaki kimse senin o incelttiğin sesinle çemkirmeni dinlemek zorunda değil. Şimdi kes sesini ve bırak işlerini yapsınlar." Benim onu azarlamamdan sonra usul usul kanını verdi. Doktor benim oturmamı işaret ettikten sonra kızın kalktığı yere ben oturdum. Kolumu sıvadığında, kolumda çocukluğumdan kalma yara izlerimi gördü. İzlere bakarken sertçe yutkundu ve hafif kaşlarını çatarak işine devam etti. Bizden sonra babalar da kan verince doktor, kanları gelen hemşireye verip laboratuvara götürmesini söyledi. Ardından bize dönerek,

"Normalde 1 hafta süren DNA testinin süresi hem hastanenin sahibi olduğumuzdan hem de bu durum hastaneden kaynaklı bir problem olduğundan dolayı 3 saate indirilecek. Saat 19.00'da test sonuçları açıklanacağı için tekrar burada olmanız gerekiyor." dedi.

Konuşmasını bitirdiği an arkamı dönerek odadan çıktım. Asansöre binip arkamı döndüğümde odadaki diğer ailenin de peşimden geldiğini gördüm ama tam onlarla göz göze geldiğimde asansörün kapıları kapandı ve aşağı inmeye başladı.

Bahçeye çıktığımda hava buraya geldiğim zamana göre daha soğuktu. Bahçedeki banklardan birine oturdum, sigaramı yaktım ve sigaramı içerken düşünmeye başladım. Sigaram biterken beni düşüncelerimden ayıran biyolojik ailem olabilecek kişilerin arasındaki çocuktu.

"Test sonuçları çıkmış. Seni bekliyorlarmış." dedi. Muhtemelen ya aramış ya da mesaj atmışlardı. Çünkü ben bahçeye çıktığımdan beri ilk başta yukarıdan sonra da yan taraftaki banktan olmak üzere beni izliyordu. En fazla 19 yaşındaydı. Neydi bu bana karşı olan en ufak bir hata bulma arayışı?

Doktorun odasına çıktığımızda aynı kadro, aynı koltuklarında beni ve yanımdaki çocuğu bekliyordu muhtemelen.

"Evet, herkes burada olduğuna göre sonucu açıklayabiliriz." dedi doktor ve elinde odaya girerken gördüğüm zarfı açtı.

Rus ŞeytanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin