6. BÖLÜM

1.1K 51 5
                                        

Yukarıya doğru çıktım. Tüm herkes oturuyordu. Halamlar başta oturuyordu.

Odadaki herkese göz gezdirdim. Bir tarafta yaşlılar, diğer tarafta ise genç kızlar. Onlarda benim giydiğimden giymişti. Ama onlarınki daha ağır duruyordu. Benimki gibi zarif değil.

Erva, Nisa ve Elanınkide benimkine benziyordu.

"Liza! İçeri gel halacığım" dedi, Esma halam.

Kafamı salladım sadece. Ben normalde misafir sevmeyen kişiyim. Ve şimdi olduğum yerde bir sürü kişi vardı.

Herkes bana bakıyordu. Genç kızlar bana gülerek bakıyordu. Yaşlılar ise bir kaçı tuhaf bakıyordu. Aman bana ne. Halamın yanına oturdum. Halam çok güzeldi. Asil bir fiziği vardı. Gözleri siyah ve büyüktü. Siyah saçları ile çok güzel uyum yapmıştı. Çiçek Halamda çok güzeldi. Ama Esma halam gibi pek konuşkan değildi.

Herkes konuşmaya başladı.

"Berzan ağanın bir kızı olduğunu bilmiyorduk." Dedi bir kadın. "Bilmenizde bir lüzum yoktur. Öyle uygun görülmüştür." Dedi halam tersleyerek.

"Berzan ağanın kızı yıllardır kinimleydi" dedi. Bunlarda pek meraklı.

"Bu yaşına kadar Annesi ile kaldı. Sonrada yanımıza getirdik. Bundan sonra bizimle kalacaktır. Neyse bu konu hakkında başka bilgiye gerek yoktur. Lâkin konuyu illa devam ettirmek için zorlarsanız. Sizin için iyi olmaz. Bunu da en iyi bilen kişi belli." Dedi halam. Yav hala sen nesin ya. Yok ben buna hayran kaldım.

Odanın kapısı açıldı ardına kadar. İçeri Dilan girdi. Herkes ona baktı. Bir kaç kişi ona selam verdi. Ama bizimkiler vermedi. Te hiç umursamadılar bile. Ervanın kulağına eğildim. "Bu Dilan kim. Bu sabah hastaneden çıkarken Demir ile gördük. Demir sinirlendi." Dedim.

"Bu... Demirin eski nişanlısı. Demir abi ile nisanlıyken, Demir abiyi aldattı. Sonra nişanı kendisi attı. Bu 2 yıldır mardine geldi. Utanması yok. Hâlâ Demir abinin peşinden koşuyo. Neymiş pişmanmış." Dedi.

Pislik. Iki yüzlü. Herkes kaldığı sohbete devam esiyordu. Benim gözüm sürekli Dilan denilen kızdaydı. Birden bana baktı. Anlamsız bir şekilde. " Geçmiş olsun Esma xanım. Demi-" dediği an lafını böldüm.

"Abimin adını ağzına alma!" Dedim sinirle. Pislik. "Hayrola ters bir şeymi söyledim." Dedi, yapmacık bir tebessüm ile.

"Ters olan sensin. Utanmadan birde eski nişanlın'ın evine geliyorsun. Pardon, aldattığın mı demeliydim!" Dedim. Bana öyle bir baktıki. Şok oldu.

"Bence haddiniz olmayan şeye-" dediği an Esma halam devam etti. "Asıl haddi olmayan sensin Dilan. Yeğenimin dediği gibi utanman yok. Şuana kadar sustum. Ama karşındaki kişi. Bu konağın küçük hanımı. Ajar aşiretininde benden bir sonraki hanım ağasıdır. Tek bir ters kelâm dahi edilirse, en büyük cezayı hak edecektir. Sende bundan dolayı sus istersen yoksa... sürgün edilmediğin topraklardan edilirsin." Dedi. Yok bu misafirler gitsin halamın anlından öpeceğim.

Dilan halamdan sonra tek bir kelâm etmedi. Oh buda canıma minnet.

Esma halam birden ayağa kalktı. Elini bana uzattı. Bende kalktım. Elinde bir kutu vardı. Onu bana verdi. Herkes şaşırdı. Sonra Ervayı kaldırdı. Onun eline de bir kutu verdi. Kutuyu açtım. Benimkinde bir kolye çıktı. Antika bir şeydi. Ama çok güzeldi. Taşları çok hoştu kolyenin. Ervanınkindede aynı kolye cikti. Oda benimki gibiydi.

"Benden sonraki hanım ağalık. Liza ve Ervadır. Benim lafım nasıl söz geçiyorsa onlarınkide geçecektir. Laf eden olursa... sonunu bile bilmek istemezsiniz" dedi. Bildiğin tehdit etti.

LİZAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin