unknown number, jung jaehyun

a few kisses

"Tanrım siz hala burada mısınız?" Yuta'nın gelişi bakışmamızı keserken ikimizde ona döndük. "Esmeye başladı. Çıkın hadi üşüyeceksiniz." Jaehyun havuzun kenarına gelip önce beni sonra kendini çıkardı. Yuta'nın getirdiği havluyu bana sardı ve ayağa kalktık. "Hadi çıkın yukarı, size kuru kıyafet vereyim." Yuta önden giderken ben ve Jaehyun arkasında ilerliyorduk. Bir kapının önünde durmamızla Yuta içeri girip elinde kıyafetlerle geldi. Daha sonra Jaehyun ve Yuta'nın aynı odaya yönelmesiyle bende arkalarından gittim. Yuta kapıyı açıp, "İyi geceler." diyerek uzaklaştı. Bende Jaehyun'un arkasından içeri girdim.

Jaehyun elindekileri yatağın üzerine bırakarak konuştu. "Üşütmeden üstünü çıkartmalısın ama banyo yok." Daha sonra kıyafetleri bana doğru uzattı. "Giyin hadi ben arkamı döneceğim." Elindekileri almamla arkasını döndü. Önce ıslak pantolonumu daha sonra büstiyerimi çıkarıp Yuta'nın verdiği eşofman ve tişörtü giydim. "Dönebilirsin."

Daha sonra aynı şekilde ben arkamı dönüp giyinmesi için bekledim. Ve giyindikten sonra seslenmesiyle ona döndüm. İkimizde sanki az önce bir şeyler olmamış gibi davranıyorduk. Normalde şuan yatakta kimin yatacağı tartışma yapıyor olmamız gerekirken şuan süt dökmüş kedi gibi susuyorduk.

Jaehyun ıslak kıyafetlerimizi çantaya koyup tekrardan bana döndü. "Önce saçlarını iyice kurut sonda uyu. Yoruldun bugün." Jaehyun yastıklardan bir tanesi alıp köşedeki koltuğa yerleştirirken belli belirsiz bir tonda seslendim. "Jaehyun."

Jaehyun başını kaldırıp yüzüme baktı. "Eve gitsek ayıp olur mu?" Jaehyun olduğu yerde doğruldu. "Eğer sorun tek yatak olmasıysa merak etme ben koltukt-"

"Hayır o değil." Jaehyun lafını bölmemle sustu. "Sadece huzursuz hissediyorum. Hem yarın önemli derslerim var buradan okula gidemem." Jaehyun başını sallayıp eşyalarımızı topladı. Daha sonra kapıyı açıp geçmemi işaret etti. Önce ben, arkamdanda o çıktı. Daha sonra az önce Yuta'nın girdiği odanın kapısını çaldı. "Jae, bir sorun mu var?"

"Biz eve gidiyoruz. Onu haber vermeye geldim." Yuta uykulu gözlerini ovuşturdu. "Emin misiniz? Kalın saat geç oldu."

"Biz gidelim en iyisi. Görüşürüz." Jaehyun tekrar yanıma gelip elimden tuttu ve beraber kapıya yürüdük. Yuta'da arkamızdan geliyordu. "Dikkatli gidin." Yuta'ya kısa bir teşekkür edip evden çıktık. Jaehyun önce ön koltuğun kapısını açıp beni oturtu. Daha sonra eşyaları arkaya atıp kendisi bindi. Arabayı çalıştırıp sokak lambalarının aydınlattığı yolda sürmeye başladı.

Yoru yarılamışken içime gelen ürperti ile Jaehyun'a döndüm. Elleri direksiyonu sıkıca kavramış gözlerini yoldan ayırmıyordu. Onunla araba yolculuğu yapmayı seviyordum. Çünkü görebileceğim en iyi manzara buydu.

Onu izlediğimi fark etmiş olacak ki bakışlarını bir kaç saniyeliğine bana çevirdi. "Bir şey mi oldu?"

"Klimayı açar mısın? Üşüdüm." Jaehyun'un eli direkt klimaya gitti. Bende dizlerim kendime doğru çekip kollarımı bacaklarıma sardım. "Az kaldı. Uyu istersen biraz." Başımı cama dayamış yolu izlerken gözlerimin ne ara kapandığını fark etmedim bile.

~~~

[Jaehyun's pov]

Arabayı park edip başımı yan koltuğumda oturan bedene çevirdim. Elleri bacaklarını sarmış başını cama yaslamış şekilde uyuyordu. Bu masum görüntüsünü bozmak istemedim. Arabadan inip etrafını dolaştım ve kapıyı açıp Gayeon'u uyandırmamaya özen göstererek kucağıma aldım. Daha sonra asansöre yönelerek düğmesine bastım.

Asansör ineceğimiz katta durmuş ve kapısı açılmıştı. Dışarı çıkıp evin önüne geldim. Bir kolumda uyuyan Gayeon'u tutarken diğer elimle kapıyı açtım. İçeri geçip kapıyı ayağımla itekleyip kapattım. Daha sonra merdivenlerden üst kata çıkıp odasına girdim. Koynuma iyice sokulmuş olan bedenini sarsmadan yatağa yatırdım. Üzerindeki örtüyü örttüm.