bolum 7

223 21 23
                                    

yazardan

"Felix buldum sanırım hesabı, ama emin değilim."

"Göstersene bi Seung."

Seungmin elindeki telefonu Felix'e uzattı cevap vermek adına. Hesap gizliydi, tam da Felix'in beklediği gibi. Gözleri hesabın adında gezindi.

@starsinhiseyes🔒
1 gönderi, 11 takipçi, 18 takip edilen

Hesap gizli olduğu için ne takip ettiği kişilere, ne de takipçilerine bakabiliyordu Felix.

"Yıldız ve gözlere karşı özel bir tutumu olduğunu söylemiştin. Ve anlattığına göre oldukça sessiz ve yalnız bir kişiliği var. Ona bakarsan hesabı da gizli olmalı diye düşündüm. Yıldız ve gözlerle alakalı bir sürü hesap vardı. Fakat çoğundaki fotoğrafların bahsettiğinle uzaktan yakından alakası yoktu. En yakın hesap olarak bunu buldum."

"Çok teşekkür ederim Seung. Ben biraz incelerim, teşekkür ederim."

"Lafı mı olur Yongbok."

"Hey! Bana 'Yongbok' dememeni daha kaç defa söyleyeceğim?"

"Neden? O sana 'Yongbok' diye seslendiği için mi?"

"Of Seungmin, hatırlatmasan ölürsün ya!"

"Tamam tamam, sustum. Yongbok."

"SEUNGMİN! SENİ BİR ELİME GEÇİRİRSEM VAR YA!"

Yağmurun altında ıslanıyordu şimdi Felix. Gözleri kapalı, başını göğe çevirmiştı. Elleri iki yanına açılmıştı, yağmur kokusunu çekiyordu içine.

Her şeyi boşvermek istiyordu Felix. Sadece şu an bulunduğu konumda kalmak istiyordu. Evinin terasında, üstündeki ince kıyafetlere rağmen ıslanmayı göz ardı ediyordu.

Yağmuru oldum olası sevmişti, o da çok severdi yağmuru. Bütün damlacıkları vücudunun çeşitli yerlerinde hissetmek huzura erdiriyordu Felix'i.

Aklındaki düşünceleri uzaklaştırmak istiyordu. Kafasını kurcalayan onca şey arasında Felix'i rahatlatan tek şey o olsa da, Felix ondan da uzaklaşmak istiyordu. Zihninin bulanmasını sevmiyordu Felix, net ve açık olmayı seviyordu. Tıpkı siyah ve beyaz gibi.

Ama bu oğlan karışıklığa çekiyordu onu. Zihnini bulandırıyordu, düşüncelerinde yer alıyordu. Ne siyahtı ne de beyazdı Hyunjin, griydi o. Beyazın parlaklığını ve berraklığını içeren, aynı zamanda siyahın dinginlik ve yalnızlığını içeren bir griydi. Grilerin en güzeliydi Felix için, karışıklıkların en netiydi.

Yağmur altında düşünmek hep huzurlu hissettirmişti Felix'i. Karışıklıkların en güzelini hep yağmur altında düşünürdü Felix.

Yaşadığı yerin 3-4 sokak uzağındaysa, grilerin en güzeli ıslanıyordu aynı anda. Her zaman olduğu gibi, yağmur başlar başlamaz apartmanın bahçesine atmıştı kendini. Gözlerini kapatmış, yüzünü göğe çevirmişti. Yüzündeki gülümseme büyüdü yüzüne değen her damlayla. Gamzeleri ortaya çıktı yavaşça.

Felix ise gamzelerini düşündü Gri'nin. Nadir gülümsediğinde ortaya çıkan o gamzeyi düşündü. Dudakları gerildi Felix'in. Güzel bir gülümseme hakim oldu suratına.

"Her nerede olursan ol, bulacağım seni." dedi Felix yağmura fısıldayarak. Aynı anda biri daha fısıldadı yağmura.

"Her nerede olursam olayım, bul beni Yongbok."

"Hyunjin, ne yapıyorsun?" diye sorarak içeri girdi Jisung.

Minho evde değildi, çalışıyordu. Hyunjin de her zaman olduğu gibi, Minho ve Jisung'un evindeydi.

Hyunjin bir anlık şaşkınlıkla elindeki kağıdı saklamaya çalıştı. Yüzünde bir gülümseme belirdi Jisung'un.

"Yağmurdan gelir gelmez başına oturduğun şey bu muydu?" Hyunjin başını salladı mahçup bir ilkokul çocuğu gibi.

"Onu çiziyorsun değil mi?" Bu sefer de başını salladı Hyunjin.

"Markete gidelim mi? Biraz kafanı dağıtmış olursun hem? Ama istemezsen sıkıntı değ-"

"Gidelim." diye yanıtladı Hyunjin.

Her zamanki halini takınmıştı yine. Sessiz ve yalnız halini. Neşeli haline bir tek yanında Minho varken bürünebiliyordu. Jisung'a güvenmediğinden değildi bu tavrı, kendiliğinden oluyordu. Minho'nun yanındayken sosyal bir insan gibi davranıyordu, ama bir başkasının yanında ister istemez sakinleşiyordu. Jisung bunların nedenini bildiği için hiç üstelemiyordu.

Ayağa kalktıklarında Jisung Hyunjin'e paltosunu uzattı. Hyunjin paltoyu askılığa geri astı, ve ince hırkalarından birini giydi. İtiraz etmedi Jisung.

Yağmur durmuştu, fakat yerler hala ıslaktı. Yürümeyi teklif etti Jisung. Yağmurlu havada yürümeye bayılırdı Hyunjin, halihazırda gelen soruyu hemen kabul etti. Ve sessizce yürümeye başladılar.

Jisung Hyunjin'i takip ediyordu. Yürümeye ve düşünmeye ihtiyacı vardı, biliyordu. O yüzden sonuna kadar onu takip edip, gireceği markete girecekti.

Bir süre yürüdükten sonra evlerinden birkaç sokak uzaklaştıklarını fark etti Hyunjin. Hangi ara bu kadar yürüdüğünü fark etmemişti bile. Arkasını döndüğünde gülümseyen bir yüzle karşılaştı. Birkaç adım daha ötedeki markete girdi en sonunda.

Reyonlarda dolaştı ikisi de bir süre. Hyunjin sütlü çikolata ve sade gazoz aldı. Jisung'a göz attığında ise hala bir şeyler aldığını gördü. Hırkasının cebinden çıkardığı parayla kasaya ilerledi.

Kasaya ilerlerken burnuna bir koku ilişti Hyunjin'in. Lavanta kokusu.. Hyunjin'e çok tanıdık geldi bu koku. Hatta o kadar tanıdık geldi ki olduğu yere çivilenmesini sağladı.

Ağır ağır başını diğer tarafa çevirdi Hyunjin. Elindeki noodle paketi ve sade gazozla dikilmiş bir genç, çikolata reyonunda çikolata seçmeye çalışıyordu. Bir şeyi hatırlamaya çalışır gibi bir hali vardı.

Üstündekileri inceledi Hyunjin. Siyah ince bir tişört, siyah bol bir eşofman. Bu kadardı. Ne bir ceket vardı üstünde ne bir çanta. Yüzünde siyah bir maske ve siyah bir şapka vardı. Hafif gölgeli gözlüğü, yüz ifadelerini belli etmiyordu.

Şapkadan taşan sarı saçlara baktı Hyunjin. Gözleri gencin kulaklarına kaydı. Gri gümüş küpenin yanında minik bir benek gördü Hyunjin. Kulağının kepçe kısmı, minik beneklerle doluydu gencin. Minik çillerle.

Hyunjin anında sırtını döndü, ve koşar adımlarla kasaya ilerledi. Olabildiğince anksiyete belirtisi göstermemeye çalışarak aldığı iki şeyi parasını ödedi ve marketten çıktı. Oysa arkasında dikkatle bakan bir çift göz bıraktığından habersizdi.

Marketin dışındaki banklardan birine oturdu, derin derin soluklandı atak geçirmemek adına. Ve marketin kapısı açıldı.

"Hyunjin? Ah, şükürler olsun buradaymışsın. Seni markette göremeyince korktum. İyi misin?"

Hyunjin başını salladı yavaşça. Ayağa kalktı. Yağmur atıştırıyordu hafiften. Hyunjin kaldırımın biraz dışına çıktı. Yağmuru saç diplerinde hissedene kadar orada dikildi öylece. Jisung şemsiyeyle ilerlerken o, şemsiyesiz bir şekilde ıslanmak istedi.

hyunjin sade gazoz ve cikolata almisti, fsrk ettiyseniz o kisi de sade gazoz ve cikolata aldi

merhabalr nasilsiniz

bolumu oylamayi ve satir arasi yorum yapmayi unutmayin lutfenn

gorusmek uzeree

-gece

high school love | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin