yazardan
Hyunjin ağladı, Yongbok'u sarıldı. Tüm acılarını almak istercesine sarıldı ona.
Haykırmak istedi Felix, sevdiğine sarıldığını haykırmak istedi. Kokusunun ne kadar güzel olduğunu haykırmak istedi. Onu çok sevdiğini söylemek istedi.
Hyunjin ise ağlıyordu. Sevdiğine sarılıp ağlıyordu. Ne konuşuyordu, ne de başka bir şey. Lavanta kokusu ciğerlerini doldururken ağlıyordu Hyunjin. Yıllardır ağlayamamanın acısını çıkarırcasına ağlıyordu.
Hyunjin'in ağlaması yavaş yavaş azalırken geriye sadece burun çekmeleri kaldı. Felix de kendini toparlamak adına iç çekti ve kendini biraz geriye kaydırdı.
Hala sarılıyor durumdalardı, sadece birbirlerinin yüzlerini görebiliyorlardı şimdi.
"Daha iyi misin, hm?" diye sordu Felix. Hyunjin ise sadece başını sallamakla yetindi.
"Kalk bakalım, seni evine götürelim." dedi bu sefer Felix. Hyunjin bu sözler üzerine oturduğu salıncaktan kalktı. Ellerini önünde bağladı ve Felix'in yanında yürümeye başladı.
Felix'in gözleri ister istemez Hyunjin'in üstünde geziniyordu. Saçlarında, yüzünde, gözlerinde konaklıyordu gözleri. Ardından gözleri Hyunjin'in bağlanmış ellerine kaydı. Birbirine geçmiş ellerini sıkıyor, tırnaklarını avuç içlerine geçiriyordu Hyunjin. Yine kendine zarar veriyor, diye düşündü Felix.
Sol elini kaldırıp Hyunjin'in iç içe geçmiş ellerine dokundurdu. Daha sonrasında yavaşça parmaklarını Hyunjin'in sağ eline kenetledi. Hyunjin şaşkınlıkla ona döndüğündeyse başını çevirip hafif bir tebessüm etti.
10 dakikanın ardından Hyunjin'in yaşadığı apartmana varmışlardı. Bu süreç boyunca ikisinin de elleri birbirinden ayrılmamıştı, hep el ele yürümüşlerdi.
Yürüdükleri on dakika boyunca Hyunjin'in oldukça uykusu gelmişti, çünkü bu saatlerde çoktan uyuyor olurdu. Felix de bunu fark etmişti, çünkü Hyunjin her uykusu geldiğinde baygın bir şekilde bakardı.
Apartman içeri girdiklerinde Hyunjin birinci kata yöneldi. Zemin katla birinci kat arasında pek fark yoktu, bu yüzden genelde merdivenleri kullanırdı. Yorgun bir şekilde çıktığı merdivenlerin ardından 8 numaralı daireye ilerledi. Cebinden çıkardığı cüzdanından anahtarını alırken istemese de ellerini ayırdı Hyunjin. Ve anahtarı kilide takıp çevirdi. Kapının açılmasıyla içeri girdi Hyunjin. Ardından arkasını döndü.
Felix kapının dışında dikiliyordu. Hyunjin ise gelmesini istercesine bakıyordu Felix'e. Durup dururken aklına geçmişi, onu bırakan insanlar geldi bir anda. Gözü tekrardan dolar gibi oldu Hyunjin'in.
Felix dayanamadı bunu görmeye, hemen içeri girdi. Elini uzatıp Hyunjin'in dolu gözlerini sildi.
"Ağlama, tamam mı? Bak ben buradayım."
Hyunjin başını sallayarak burnunu çekti bu sefer. Daha sonrasında kendi odasına ilerledi. Odaya girince elindekileri çalışma masasına bıraktı, ve hırkasını çıkarıp sandalyenin sırt kısmına astı.
Hyunjin'in ardından Felix girdi odaya. Loş ışıkta biraz da olsa incelemeye başladı odayı.
Sade ve güzeldi. Hyunjin'i anlatır nitelikteydi. Odayı incelemeye devam ederken gözleri Hyunjin'de duraksadı. Ona bakıyordu tam karşısında. Gözlerinden yorgunluk akıyordu resmen.
"Yorulmuşsun." dedi Felix. Daha sonrasında Hyunjin'in arkasındaki yatağa baktı.
Hyunjin'in elinden tuttu yine ve yatağın başına getirdi. İstemeyerek de olsa ellerini ayırıp masanın başında duran sandalyeyi bu sefer yatağın kenarına getirdi.
"Sen uyumadan gitmeyeceğim, tamam mı?"
Hyunjin onu onayladığını belli etmek adına 'hmhm' sesi çıkardı, ardından da ince pikenin altına girdi çabucak. Felix kısa bir gülme sesi çıkardıktan sonra sandalyeye oturdu. Elini uzatıp uzun ve kahverengi saçları okşadı hafif hafif. Hareketleri Hyunjin'i daha da mayıştırırken farkında olmadan kısa bir şeyler mırıldandı.
"Yongbok-ah, özledim.." sesi kayarken Felix onun çoktan uykuya daldığını anlamıştı.
Sandalyeden kalkıp yatağın kenarına oturdu. Bir süre sessiz kaldı Hyunjin'in uyuduğunu kesinleştirmek adına. Ardından kısık sesle konuşmaya başladı.
"Ben de seni çok özledim güzel bebeğim. Senle ilgili her şeyi o kadar özledim ki..."
İç çekip eliyle Hyunjin'in önüne düşen kakül tutamlarını düzeltti. Düzeltmesi bitince de elinin tersini kullanarak pürüzsüz cildi okşamaya başladı.
"Sesini, kokunu, Yongbok-ah deyişini ne kadar özledim bilemezsin. Sana dokunamamanın, seni görememenin ne kadar acı verdiğini tahmin edemezsin. Sana ne kadar muhtaç olduğumu bilemezsin Hyunjin. Seni özlemenin ne kadar ağır bir şey olduğunu bilemezsin."
Söylediği şeyler sesini titretti Felix'in.
"Benim güzel bebeğim, seni ne kadar sevdiğimi bilsen inanamazsın. Ben seni sevmeye kıyamazken, senin böyle incinmen benim canımı yakıyor. Senden uzak durmak benim kalbimi ağrıtıyor. Sensiz bir hayat düşünemiyorum Hyunjin. Ne yapacağız böyle?"
Son dediğine kendisi de güldü Felix. Doyamıyordu onu izlemeye, yetmiyordu. Masum masum uyurken öyle durması kalbini eritiyordu Felix'in.
"Sen yokken çok şey değişti. Çalışma düzenim, eğitim şartlarım, çevremdeki insanlar.. Çok şey değişti Hyunjin, ama benim sana olan sevgim değişmedi. Konservatuar eğitiminden önce bana oyunculuğu bile teklif ettiler biliyor musun? Ama ben bakamazdım ki senden başkasına. Sen her saniye aklımdayken ben nasıl başkasıyla o rolü oynardım? Çok fazla şehir gezdim, çok fazla fanım oldu. Ama hiçbiri ilgimi çekmedi, çünkü sen yoktun içinde.
O konserde seni gördüğümü düşündüğümde ne kadar garip hissettim biliyor musun? Senin olabilme ihtimalin kafayı yedirtiyordu bana. O markette seni gördüğümdeki heyecanım çok büyüktü. Emindim çünkü aynı şehirde yaşadığımıza.
O park çok yakın benim evime. Konserde seni görünce çok özledim diye gelmiştim. Öylece durup geri dönecektim. Döndüm ben evime, senin yanındayım işte."
Felix sözlerini bitirmesine rağmen elini pürüzsüz yüzde gezdirmeye devam ediyordu.
Artık ayrılması gerektiğini fark etti Felix. Dikkatle incelediği yüze eğildi sakince. Ardından Hyunjin'in dudağının kenarına minik bir kelebek öpücüğü kondurdu.
Hiç istemese de ayağa kalkıp kapıya ilerledi. Son kez arkasına döndüğünde ağzından dört kelime döküldü.
"İyi uykular güzel bebeğim."
★
oldu dimi oldu (oldu diyin hic emin degilim)
hyunlixe asigim sorgulamayin
umarim begenirsiniz bolumu oylamayi ve satir arasi yorum yapmayi unutmayin lutfenn
bolum sorusu; en sevdiginiz renk (benim gri)
gorusmek uzeree
-gece
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high school love | hyunlix
Fiksi Penggemarunlu sarkici ve model lee felix bir konserinde lise askina yeni yazdigi sarkisini adar. lise aski ise ayni konserde bulunan hwang hyunjindir.. *anksiyete, panik atak, intihar girişimi, geçmiş olaylara karşı zayıflık içerir. rahatsız olan okumasın lü...