yazardan
Konser bitmişti sonunda. Eve döndüklerinde Hyunjin kendini evine atmıştı. Minho ve Jisung'u zor ikna etmişti. Korktukları için göndermiyorlardı evine, ama Hyunjin evini özlemişti.
Üstündekileri değiştirip altına gri bol bir eşofman, üstüne ince, penye bir uzun kollu giymişti. Evinde penye ve uzun kollu tişörtler çok bulunurdu. Kumaşı ince ve rahat olduğu için çok tercih ederdi Hyunjin.
Şimdi giydiği tişörtün kolları uzundu, elinden taşıyordu Kahverengi rengi koyuya yakındı. Saçlarıyla uyumlu gözüküyordu.
Kendini yatağına attı hemen. İnce pikenin altına girdi hızlıca ve başını tavana dikti. Konseri düşündü bir süre.
Sadece onu izlemişti, Yongbok'u. Titrer gibi olmuştu gözleri buluştuğunda. Ama zorlamıştı kendini, atak geçirmemek için.
Çok güzeldi, gözlerini kapatıp başını geriye atarken çok güzeldi. Esen hafif rüzgarda saçlarının dalgalanması çok güzeldi. Kalabalıkta gözlerini gezdirirken gülümsemesi çok güzeldi.
O konserde çillerini kapatmamıştı Felix. Hyunjin fark etmişti bunu. Öylece oturup şarkı sözlerini sıraya dizerken bile güzeldi.
Saate göz attı Hyunjin başını yan tarafa eğerek. Saat çoktan gece yarısını geçmişti. Minho Hyung ve Jisung çoktan uyumuştur, diye geçirdi içinden. Bir gece gezintisinin iyi olabileceğini düşündü. Sonuçta gece kalabalık olmazdı, karanlık onu saklayabilirdi.
Yavaşça yatağından kalkıp telefonunu eline aldı. Uzun hırkasını giydikten sonra kulaklığını ve cüzdanını da cebine atıp evden çıktı. Anahtarı zaten cüzdanının içindeydi, o yüzden evi arama ihtiyacı hissetmedi.
Apartman sakinlerini uyandırmamak adına, sessiz adımlarla apartmandan çıktı. Öylece yürümeye başladı sokaklarda, öylesine. Daha sonra, geçen Jisung'la gittikleri markete gitmeye karar verdi. Pek uzak değildi zaten, tek bir insanla da başa çıkabilirdi. Yani, Hyunjin öyle umuyordu.
Marketin çıkışına yakın bir yerde park vardı. Oraya gidebileceğini düşündü. Pek insan olmazdı oralarda, tek tük yoldan geçenler olurdu sadece.
Markete adımını attı. İlk başta çok ışık gözünü rahatsız etse de zamanla alıştı aydınlığa. Her markete gittiğinde yaptığı şeyi yaptı yine, ilk olarak soda ve gazoz reyonuna ilerledi. Her zaman aldığı sade sodayı aldıktan sonra çikolataların bulunduğu kısıma ilerledi.
Bir anda aklına o gün yaşadığı şey gelince gülümser gibi oldu.
Bir paket sütlü çikolata aldıktan sonra kasaya ilerledi. Cırtlak sesiyle 'Hoşgeldiniz!!" diye kadına başını sallayarak cevap verdi sadece. Oldukça sessiz ve normal geçen alışverişinin sonunda parayı ödeyip marketten çıktı Hyunjin.
Marketin çok yakınındaki parka ilerledi bu sefer. Kulaklıkları kulağında karşısındaki parkı inceledi. Cılız bir sokak lambasıyla aydınlanan park, loş bir ortama sahipti. Oturup düşünmek için çok güzel bir yer, diye düşündü Hyunjin.
Öylece duran ve hafif rüzgarda sallanan salıncaklara ilerledi. Salıncağın kemer kısmını kaldırmadan oturdu salıncağa. Kısa kısa ileri geri sallanırken geceyi izlemeye başladı. Karanlığı, geceyi ve ayı izleyip düşünmeyi hep sevmişti. Aşırıya kaçmamaya çalışarak düşünmeye başladı yine.
Hayatını düşünüyordu, geleceğini. Ama geçmişini düşünmüyordu. Çünkü biliyordu ki, ne zaman düşünmeye başlasa, ipin ucu elinden kaçacaktı. Elindeki sade sodadan bir yudum aldı.
Fazla şekerli şeyleri sevmezdi Hyunjin. Aromalı gazoz ya da meyve suyu gibi şeyler bayardı onu. Çikolata bir istisnaydı onun için. Ama çikolatanın da çeşitlisini sevmezdi. Sadece sütlü çikolata yerdi. Beyaz çikolata ya da bitter çikolata pek ona göre değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
high school love | hyunlix
Fanficunlu sarkici ve model lee felix bir konserinde lise askina yeni yazdigi sarkisini adar. lise aski ise ayni konserde bulunan hwang hyunjindir.. *anksiyete, panik atak, intihar girişimi, geçmiş olaylara karşı zayıflık içerir. rahatsız olan okumasın lü...