2

877 32 0
                                    









                             GALERİ

___________________________________________



Gökalp ;






  "Şhhh duymasın bunu Selin."

Buna diğerleri kahkaha atarken benim dudaklarımda ister istemez kıvrıldı. Hail sevgilisine biraz! fazla hesap verdiği için diğerlerinin goygundan asla kaçamıyordu. Tabi verilen tek hesap hanıma verilirdi ama Selin'de abartıyordu. Bizde dayanamıyorduk kardeşim napalm?

Dudaklarımdaki kıvrılma yerli yerindeyken elimi kumaş pantolonun cebine atarak sigaramı ve yanındaki zippo, abimin hediyesi siyah üstünde Gökalp yazan, çakmağı elime alarak çıkardım ve Halil'e üstün körü bir bakış atarak paketten çıkardağım sigarayı dudaklarımın arasına koyarak paketi geri cebime yolladım. Halil'e bakan gözlerim şimdi ise kınayı turlarken yengem ve annem tanımadığım bir kadınla konuşurken diğerleri horon tepiyordu. Canım gidip horon tepmek istesede şunalık burda durmak daha doğru geliyordu. Düğünde yada gecenin ilerleyen saatlarinde teperdim. Dudaklarım arasındaki sigarayı alt dudağımla dik bir konumda tutmaya çalışırken zippo çakmağımı açarak ateşin yükselmesini sağladım ve sigaraya yaklaştırarak sigaranın ucunu yaktım. O ara sahnede olan gözlerim bahçe kapısına çevrildi ve içeri giren bir gurup kızı gördüm. Tabi guruptan önce dikkatimi çeken şey ortada içlerinde parlayan ve dikkat çeken kızdı. Gümüşhane kızı.

İlk defa çıplak gözle görmem dışında sorun yoktu. Yanımdakilerin başka bir muhabbette geçtiniz duyuyor ama karşımdaki manzara daha dikkat çekici olduğu için onlara dönmüyordun. Yanan sigaranın ucuyla bir nefes içime çekerken çakmağıda aldığım yere geri göndererek işaret ve orta parmağımı dudaklarıma yaklaştırıp sigarayı aşağıya indirdim ve içime çektiğim dumanı fazla bekletmeden dudaklarımdan saldım.

Yüzündeki gülümseme resmen ben burdayım, burada parıldıyorum diyordu. Özellikle yanındaki kızların kahkaha sesleri dikkat çekerken onun kahkaha atmadan bu kadar dikkat çekmesi ister istemez bir baktırıyordu. Annemin dedikleri kadar vardı. Güzelliği dillere destan, huyu, suyuyla herkesin isteyeceği bir gelin. Kalbi resmen yüzüne yansımış.
Şu zamana kadar dertlerim zaten bana yeterdi evlenmek aklımın ucundan bile geçmemişti. Tabi benimde ileri planlarım vardı ama evlilik gibi. Baba olmak istiyordum bende. Mutlu bir aile babası hemde ama buna vardı daha. Annem ise tam tersini düşünüyor ki evinde günlere gidip aldığı vesikalıklarla dolu. Onları da şans eseri görmüştüm.

"Abi bu Taner iti yine atar yaptı gelip. 'Bu alemde bir Taner var Gökalp hangi oruspu çocuğu?' dedi. Tabi biz haddini bildirdik ama bu bu kadar çabuk kapatacağı bir mevzuya benzemiyor."  kasıklarımın biraz üstünde duran havluyu iyicene sıkıştırıp telefonu diğer kulağıma dayadım ve odamın kapısını açarak koridora çıktım. Hep odamda olan kağıt desteğini şuan bulamıyordum ve Turan'ın anlattıkları da sinir katsayımı yükseliyordu. Laz damarımı tutturacaklardı illa. "Ben onun amına koyucam sonra bakim bir daha havlıyor mu o it. Sen onu boşver dükkanda kim var? Orayı boş bırakmayın, duş aldım yarım saate çıkarım evden." koridordaki çekmeceli dolapların oraya giderek oraya bakmaya başladım. Odamda değilse burdadır herhalde. Taner 'tamma abi' diyip kapatırken ben sinirle çektiğim çekmeceği sanırım kırdım ve ayaklarımın dibine düştü." Hassiktir. Senin yapacağın işi ben. " derin bir nefes aldım ve sabrımın son demlerinde yere eğilerek saçılan eşyaları toplamaya başladım. Bir kaç iğne iplik düşerken onların yanında birde vesikalık fotoğrafına benzettiğim neredeyse 10 tane kağıt vardı. Hepsi ters düşmüşken kenarda duran bir vesikalık düzdü. Vesikalığın kime ait olduğunu bilmesemde görüşüm yüz unutacağım bir çinsten değildi. Yüzü orta boyuttayken gözlerini dikmiş karşıdan bana bakıyordu. Yüzünde gülümseme emarsi yokken saçları omuzlarına düşmüş, yumuşacık olduğu buradan bile belli oluyordu. Yüzünde makyaj var mı yok mu çıkaramazken bir vesikalıkta bu kadar güzel çıkılması biraz şov gibi gelmişti. Vesikalığı böyle ise gerçek halini düşünemiyordum çünkü. "Annem, napıyorsun orada sen?"  vesikalık elimde kalırken bana seslenen anneme kafamın üstünden bir bakış atıp "Kağıtlarımı atıyordum da çekmece düştü yanlışlıkla." dedim ve bana doğru atılan adımları biraz hızlandı. Ben tam olarak göz hizasına geldiğimde elimdeki vesikalıkları gördü ve yüzündeki yakalanma hissini gördüm. "Ay Allah ver onları sen bana. Ben şey yaparım." Bu tür görücü usulu şeyleri kabul etmediğim için çekinmiş olmalıydı ama elimdeki vesakalığı ona verirken yüzündeki ne olursa olsun bilgi vericem imalı bakışını yapıyordu şimdide. "Günde elime sıkıltırmışlardı bende kenara koydumdu. O elindekinide alayim."  Sormamı bekler iş gibiydi ama bir fotoğraftan etkilenip sormayacaktım tabikide. Filim çekmiyorduk burada. Allah sahibine bağışlasın yani.

GÖKALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin