Guidetti yazmıştım bu hikayeye çok önceden başladığım için Santarelli'ye çeviriyorum
Bugün çarşambaydı ve 2 antrenman kaçırmıştım. Artık antrenmanlara gitmem gerekiyordu Ebrar yüzünden kariyerimi mahvedemezdim. Günlerce tek yaptığım şey dizlerimi izlemek ve kitap okumaktı. Ayağa kalktım ve Soyunma odasında vakit geçirmek istemediğim için antrenman kıyafetlerimi giydim ve dizliğimi ve ayakkabımı çantama koydum. Aynanın karşısına geçtim ve saçımı topladım. Normalde her saçımı topladığımda kalpli ve yıldızlı olan tokalardan takardım fakat bugün onu bile düşünemiyordum. Göz altlarıma baktığımda mosmordu ve yapabilecek bir şeyim yoktu. Saati kontrol ettim ve çantamı aldım. Annemin yanına gidip "Ben gidiyorum anne" dedim. Benimle kapıya doğru yürüdü ve "Emin misin bebeğim hazır değilsen gitmek zorunda değilsin" dedi. "Gitmem gerek anne kariyerim söz konusu" dedim ve kapıdan çıktım. Annemin arabasıyla gidecektim çünkü benim arabam İstanbul da kalmıştı. Arabadan antrenman salonunun konumunu seçtim ve oraya doğru sürmeye başladım.
Antrenman salonuna gelmiştim ve kalbim çok hızlı atıyordu küçüklüğümden beri yüzleşmekten nefret ediyordum ve beni çok korkutuyordu. Arabayı kilitledim ve salona doğru girdim. Zaten hazır olduğum için tribünlere gittim ve Eda abla ve Simge ablada oturuyordu. Beni görünce "Akasya, gelsene buraya otur" dedi. Yanlarına geldim ve sarıldık. "Özlettin kendini bir daha kaçırma antrenmanları" dedi. "Kaçırmayacağım kaptanım söz" dedim ve güldük. "Ailenle vakit geçirmişsin. İyi olmuş iyi hissetmişsindir" dedi Simge ablada. "Evet öyle oldu hem abimde geldi" dedim. Eda abla "Sendeki bu abi sevgisi kimsede yok kızım" dedi. "Evet, gerçekten abi sevgisinin nereden geldiğini çok merak ediyorum." dedi Simge ablada. Cevap vermedim ve sadece gülümsedim. Abimi çok seviyordum ve tabiiki de nedenleri vardı ama daha önce kimseye söylememiştim ve benim için o kadar özel biri gelene kadar da söylemezdim sanırım.
Biraz daha sohbet ettikten sonra koşu için sıra beklemeye başladık. Tamda o sırada salona giren onunla gözlerimiz buluştu. Zehrayla sohbet ederken salona girdi ve göz göze geldik. Direkt gözlerimi yere çevirdim. Kalbimin hızıyla onun hala bana baktığını hissedebiliyordum. Hande salona girdi ve beni görünce yanıma geldi ve sarıldı. Güldüm ve "Sonunda geldin" dedi. Antrenmana başladık ve sıra antrenman maçına gelmişti. Handenin vurduğu smacı kötü bir pasla karşıladım ve pasıma rağmen Elif alabilmişti. Bana kaldırdı ve bu topuda fileye takınca dizlerime çöküp ofladım. Neredeyse bütün toplarım ya fileye ya da bloğa takılmıştı. Santarelli "Akasya gel bakalım bir buraya" dedi. Santarellinin yanına gittim ve "Akasya, bu sen değilsin. önümüzdeki antrenmanlarda da o eski smaçlarını veya daha iyilerini görmezsem ilk haftada ilk 6'ya girebileceğini düşünmüyorum. Özel hayatını spor hayatına taşımak hiç profesyonelce bir şey değil ve zaten sana 2 gün izin verdim ve bir an önce kendini toplamanı, eski Akasyayı görmek istiyorum. Bugün fazladan antrenman yapabilirsin izin veriyorum fazladan 1 saati iyi değerlendir bence" dedi. Haklı olduğunu biliyordum ve haklı olması daha çok üzüyordu. Ağlamamak için zor durdum ve "Gel bakalım buraya" dedi. Sarıldık ve "Maç bitene kadar biraz dinlen maç bitince başlarsın" dedi. "Tamam" dedim ve kenardaki banka oturdum izlemeye başladım.
Ebrar her zamanki gibi oynuyordu bir değişiklik yoktu ve bu da sinirlerimi çok bozuyordu. O her zaman sevdiğim, hayran olduğum kadın değildi. İçimden bir ses bütün olayların gördüğüm kadar olduğunu düşünmüyordu fakat çok düşük bir ihtimaldi. Onu çok ama çok özlediğimin farkına vardım ve gözlerimi ondan çektim. Maçı izlerken bitmesiyle ayağa kalktım. Elime bir top alınca Hande "Akasya gitmiyor musun ?" dedi. "Bir saatim daha var " dedim. "Beraber çalışmak ister misin? Sonuçta tek başına ne kadar çalışabilirsin ki" dedi gülerek. "Olur" dedim ve karşılıklı geçtik. Biraz ikili oynadıktan sonra Smaç vurmak için geçtik. Hande bana kaldırıyordu bende adımlama yapıp smaç vuruyordum. Bir sürü vurduktan sonra burdada maçtaki gibi çoğu fileye takıldı. Dizlerime çöküp ağlamaya başladım ve Handede yanıma geldi. "Akasya tamam ağlama biraz daha antrenmanla halledersin" dedi ve hala ağlarken kalbim sızlıyordu. "Ben onu çok seviyorum, çok seviyorum ne yapacağım?" dedim ve ağlamam şiddetlendi. "Tamam biliyorum canım ağlama belki de onunla konuşmalısın" dedi. Kafamı yavaşça sağa sola doğru salladım ve "Tamam sen bilirsin hadi gel soyunma odasına gidelim" dedi. Gittik ve dizliklerimi çıkardım. Terliklerimi giydim ve "Seni eve bırakmamı ister misin? Yada ben arkadaşımın evine gideceğim oraya gidelim?" diye sordu. Sesinden benim için endişelendiğini anlamıştım. "Teşekkürler Hande ama annemin arabasıyla geldim ben eve giderim merak etme" dedim. "Tamam bir şey olursa ara" dedi ve sarıldık. Arabaya doğru yürüdüm ve arabaya bindim.
