31

65 7 1
                                    

Merhaba.

...

Uzandığı yatakta yavaş yavaş gözlerini araladı Jisung. Etrafına baktığında hastane odasında ve bir yatağın üzerinde olduğunu gördü.

Odada bulunan Seungmin de arkadaşının uyandığını görür görmez hemen kalkarak yanına gitti.

Ellerinden destek alarak yavaşça doğrulmaya çalışan Jisung'un sırtını destekleyerek yardım etti ona.

"Minho.. Seungmin, Minho uyandı mı? Tanrım, ne kadardır uyuyorum ben? Seungmin niye izin verdiniz uyumama? Minho uyanmadı mı daha?"

Seungmin nefes almadan konuşan ve ağlayacak gibi duran arkadaşıyla ne yapacağını şaşırmıştı. Ellerini Jisung'un yanaklarına atarak kendisine bakmasını sağladı ve eğilerek saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Sakin ol bi'tanem. Sadece bir saattir uyuyorsun. Dinlenmen için uyandırmadık seni. Minho da... Daha uyanmadı."

Jisung'un gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Ellerini yanaklarında duran Seungmin'in ellerine koydu ve ağlayarak gözlerine baktı.

"Seungmin hadi gidelim. Lütfen Minho'ya gidelim Seungmin. Nolur gidelim, lütfen."

Seungmin kendisine yalvaran arkadaşıyla ağlamamak için kendisini sıkmaya başladı. Ardından başını sallayarak Jisung'a kalkması için destek oldu. Jisung'un koluna girerek onu yürüttü.

Odadan çıktılar ve koridordan dönerek Minho'nun olduğu odaya vardılar. Zaten Jisung'u hemen Minho'nun olduğu katta bir odaya koymuşlardı.

Herkes Jisung'u görmesiyle ayaklanarak ona yaklaştılar. Chan hemen Jisung'un yanına gelerek ellerini yanaklarına koydu.

"İyi misin abicim? Bir yerin falan ağrımıyor değil mi?"

Jisung hemen başını olumsuz anlamda salladı. "İyiyim hyung. Minho nasıl? Doktorlar bir şey demedi mi daha?"

Chan ise başını iki yana salladı 'maalesef' dercesine. O da en yakın arkadaşının içerde öylece yatmasına kahroluyordu ama ne yazık ki onların yapabileceği bir şey yoktu. Sadece Minho'nun yanında durup dua edebilirlerdi, o kadar.

Jisung Minho'nun camının önüne gitti ve elini cama yaslayarak Minho'nun yüzünün denk geldiği geri okşamaya başladı sanki yüzünü okşarmış gibi.

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama göz yanılsaması mı yoksa gerçek mi olduğunu anlayamayacağı kadar kısa bir süre Minho gözlerini oynattı gibi gelmişti. Hemen gözlerini kocaman açarak ona bakmaya başladığında bu sefer de hem elini hem de gözlerini kıpırdattı.

"Hyung! Seungmin! Çocuklar Minho hareket ediyor!"

Sevinçle bağırdığında diğerleri duyar duymaz koşarak camın önüne geldiler ve Minho'nun gözlerini aralamaya çalıştığını gördüler. Hepsinin sevinçten gözleri dolarken Changbin koşarak doktoru çağırmaya gitti.

Minho gözlerini tamamen açtığında ilk olarak camdan Jisung ile buluştu gözleri. Jisung'un gözlerinden yaşlar akarken buna tezat bir şekilde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

Changbin doktorla birlikte geldi ve o da camın önüne geçerken doktor ve iki hemşire Minho'nun yanına girdiler. İlk olarak oksijen maskesini çıkardılar ve Minho'nun rahatça nefes almasını sağladılar. Doktor makinelerle anlamadıkları bir şeyler yaparken onlar gözlerindeki yaşlar ve yüzlerindeki kocaman gülümsemelerle Minho'ya bakıyorlardı.

Minho da onlara baktı yüzündeki ufak gülümsemeyle ve hemen ardından Jisung'a döndü gözleri. Elini kaldırarak salladı onlara doğru ve hepsi karşılık olarak el sallarken Jisung parmaklarına öpücük kondurdu ve öpücüğü ona göndererek elini salladı.

İkisi de birbirlerine bakarken Jisung dayanamayarak yere çöktü ve mutluluktan hıçkırarak ağlamaya başladı.

...

Stars In Your Eyes ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin