34

80 7 0
                                    

Merhaba

...

Omzunda uyuyan sevgilisini izliyordu dakikalardır. Minho kitap okurken Jisung da gelip yanına oturmuştu ama yaklaşık yarım saat önce başı omzuna düşmüş ve uyuyakalmıştı.

Başını biraz yaklaştırarak burnunu saçları arasına daldırdı. Derin bir nefes alarak kokusunu içine çekti. Mis gibi hindistan cevizi kokusu burnuna dolarken gülümsedi. Şampuanı hindistan cevizliydi Jisung'un. Çok güzel kokuyordu saçları.

Dudaklarını saçlarına sürttü hafifçe ve minik bir öpücük kondurdu uyandırmaktan korkarcasına.

O sessizce sevgilisini severken içeriye pat diye dalan kişiyle birlikte sinirle oraya döndü. Neyseki Jisung uyanmamıştı. Eğer uyansaydı şu an karşısında duran Hyunjin'i tüm Kore boyunca kovalamak zorunda kalacaktı.

"Yavaş girsene oğlum içeri." Kısık bir sesle ona kızdı ve eliyle Jisung'u gösterdi Minho. Hyunjin ise dudaklarını birbirine bastırdı ve tamam diyerek başparmaklarını kaldırdı.

"Ya ben Felix'e teklif edeceğim bugün. Jisung'un yardımına ihtiyacım var ama."

Bunu duyan Minho ise sırıtarak tek kaşını kaldırdı. "Bunun için bebeğimi uyandırmana izin veririm gibi mi duruyor?"

Hyunjin ise oflayarak yanaklarını şişirdi. Yalvarmaya bile hazırdı. Şu an Jisung'a çok ihtiyacı vardı ama o uyuyordu ve Minho'nun insafına kalmıştı. Onun da işine yarayacağını hiç zannetmiyordu.

"Hyung lütfen ya, birazcık işim var onunla. Uyandır sonra gelsin yine uyusun."

Minho bu yalvarışların işlemediğini belirtircesine bakıyordu Hyunjin'in yüzüne. Hyunjin ise son kozunu kullanmaya karar verdi.

"Hyung geçen gün Jisung bana 'eğer Felix'e teklif edeceğin zaman bana haber vermezsen sana çok pis trip atarım dedi.' Uyandığı zaman bana ona haber vermediğim için kızarsa Minho hyung izin vermedi diyeceğim ve tribi de sen yersin ona göre."

Hyunjin konuştuktan sonra Minho ona gözlerini kısarak baktı. "Yalancı. İzin vereyim diye yalan söylüyorsun."

Hyunjin ise hemen cebinden telefonu çıkardı. Jisung'un sohbetine girdi. Bahsettiği konuşmayı açtı ve az önce dediklerinin hepsinin doğru olduğunu Minho'ya kanıtladı.

Minho ise sinirle Hyunjin yanındayken ona vurmaya çalıştı ama Hyunjin ondan daha hızlı bir şekilde davranıp kaçtı.

"Tamam şerefsiz tamam. Çık git şimdi uyandıracağım güzelimi. Defol gözüm görmesin seni."

"Sağ ol hyung ben de seni çok seviyorum." Öpücük atarak dışarı çıktı Hyunjin. Minho ise sabır dileyerek bebeğine döndü.

Normalde uykusu hafifti ama okulda yorulduğu için az önceki konuşmalara bile uyanmamıştı. Nasıl kıyıp da uyandıracağını bilmiyordu Minho. Üstelik daha yarım saat falan olmuştu uyuyalı.

Uyandırmazsa da trip yiyeceğini biliyordu. Biraz yan dönerek elini Jisung'un yanağına yasladı. Ardından eğilerek yanağına öpücük kondurdu. "Bebeğim.."

Eğilerek dudağına da biraz sert bir öpücük kondurdu. "Güzelim uyan hadi."

Birkaç kere daha yüzünün farklı yerlerini öptükten sonra Jisung kıpırdanmaya başlayınca geri çekilerek yüzünü izlemeye başladı. Gözlerini birkaç kez kırpıştırarak aralamaya başladı. Gözlerini açınca karşısında direkt Minho'yu gördü. Minho ise dünyada gördüğü en güzel şeymiş gibi bakıyordu Jisung'a. Gerçi öyleydi zaten. Bu dünya üzerinde gördüğü en güzel şey Jisung'du.

"Güzeller güzelim, şu Hyunjin şerefsizi Felix'e teklif edecekmiş. Jisung'un yardımına ihityacım var dedi."

Jisung ise duyar duymaz gözlerini kocaman açtı ve doğrulmaya çalıştı. Ama Minho onu sıkı sıkı sardığı için doğrulamadı. "Doğru, bugünlerde teklif edeceğim demişti."

"Aslında uyandırmazdım seni ama bana konuşmalarınızı gösterdi. Trip atmakla ilgili olan hani. Sonra da Minho uyandırmadı derim sana trip atar diyince mecburen uyandırdım.."

Jisung tatlı tatlı anlatan sevgilisiyle kocaman gülümsedi ve dudaklarına bir öpücük kondurarak boynuna sarıldı. Minho da sevgilisinin incecik beline sarılarak boynuna sesli bir öpücük kondurdu.

"İyi ki uyandırmışsın. Hadi gidip yardım edelim Hyunjin'e."

Jisung hemen kalkarak elini uzattı ve dışarı çekiştirdi Minho'yu.

...

Stars In Your Eyes ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin