*Texting*
❝Özlemesem gelir miydim?" diye fısıldadım yüzüne doğru. Gözleri hafifçe kapandı.
"Daha önce neden gelmedin?"
"Gelemedim."
"Gelseydin."
"Gelseydim kapın bana açık olur muydu?" dedim korkarak. Gözleri hafifçe aralandı.
"Gelseydin kapımın san...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kayayla ders çalıştığımız iki haftayı artık geride bırakmıştık. Bu süreç boyunca neredeyse her gün akşam eve girdiğim gibi bilinmeyenle konuşmuştum. Son olaydan sonra sanırım biraz bile olsun onu kaybetmekten korkmuştum. O da aynı hisleri yaşamış olmalı ki bana daha nazik yanaşıyordu. Zaten öyleydi ama daha fazla dikkat ediyordu. Sayısalım göz ardı edilmeyecek kadar ilerlemişti. Bu kadar çabuk olacağını hiç düşünmezdim ama Kaya konuları öyle iyi anlatıyordu ki bir günde neredeyse üç konu bitirebiliyorduk.
"Bunu da bitirdik. Ders programına ulaştık sayılır. Ondan sonra daha verimli olacak. Hem hocanın dedikleri hem de buradaki tekrarın sayesinde daha iyi kavrayacaksın eminim." dedi Kaya sandalyesinde geri yaslanarak.
"Çok teşekkür ederim Kaya. Gerçekten bu kadar ilerleyeceğimi düşünmüyordum." Hafif bir şekilde gülümsedi.
"Ne demek, rica ederim. Aslında daha fazla otururduk ama koç bugüne antrenman salmış. Mecbur gitmem lazım."
"Ay olsun sorun değil. Beni nasıl büyük bir yükten kurtardığını anlatamam."
"Defterimdeki notlar işe yarıyor mu bari?"
"İnanır mısın bilmem ama notlara şu ana kadar ihtiyacım olmadı." dedim heyecanla.
"Süper. Harika bir şey bu. Sandığımdan daha iyi kavrıyorsun."
"Herhalde." dedim çokbilmiş bir tonda.
"Sormak istediğin bir soru olursa hiç çekinmeden bana yazabilirsin." dedi tüm samimiyetiyle.
Vedalaştıktan sonra ikimiz de kendi yolumuza gitmiştik. Eve gidene kadar çocuklarla sözleşmiş, bize gelmelerini kararlaştırmıştık. Ben gidene kadar Sezin ve Aksel gelmişti. Evleri bize en yakın oturan Sezin olduğu için çabukcak gelebiliyordu. Akselde tam konuştuğumuz an bizim taraftan geçiyormuş. Ekinle Pınarı beklerken bahçedeki masaya birkaç atıştırmalık ve meyve suyu koyduk. İçeriden bardakları taşıdığımda Aksel buzdolabında dondurma aramakla meşguldü. Yan yana duan koltuklarda oturan abimle Sezini konuşurken gördüğümde gözlerim yavaşça kısıldı. Sezinle uzun müddettir konuşmamıştım. En yakın zamanda bir pijama partisi düzenlemeli ve Pınarla birlikte Sezini darlmalıydık.
"Ne konuşuyorsunuz bakim fısır fısır?" Sezin yerinde hafifçe korkarak bana baktı. Abimse hiçbir şey olmamış gibi 'sigma man' bakışlarını bana dikti. Tek kaşını kaldırarak beni süzdü ve derin bir nefes alıp geriye yaslandı. Demek ortamını bozdum Deniz Yıldırım. Şimdi düştün elime!
Aksel arkamdan koşarak yanımıza geldi. "Dondurma buldum! Hem de iki tane!"
"Aferin gerizekalı." dedi abim el çırparak. Dudaklarımı bir birine bastırarak bardakları masaya yerleştirdim.
