*Texting*
❝Özlemesem gelir miydim?" diye fısıldadım yüzüne doğru. Gözleri hafifçe kapandı.
"Daha önce neden gelmedin?"
"Gelemedim."
"Gelseydin."
"Gelseydim kapın bana açık olur muydu?" dedim korkarak. Gözleri hafifçe aralandı.
"Gelseydin kapımın san...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Partiden neredeyse iki hafta geçecekti. Bu süreç boyunca Kayayla hiç iletişime geçmemiştik. Dolayısıyla derslerimiz de sorgusuz sualsiz bir şekilde durmuştu. Bu bir buçuk hafta sırasında koca okulda ondan kaçmakla uğraşmıştım. Onu gördüğüm her köşebaşından kaçmıştım. En kötüsü de tüm okulun bu olayı bildiği için bana olan bakışlarıydı. Kayayla iletişimde geçmediğimiz için zamanla herkes bunun bir sarhoşluk hatası olduğunu düşünmeye başlamıştı. Öyle olmadığından haberleri yoktu. Pınar benim yanımdan nadiren ayrıldığı için çoğu zaman Altuğ onun yanına geliyordu. Aralarındaki ilişki ne kadar ciddileşmişti bilmiyordum. Tek bildiğim Altuğun gerçekten çok iyi biri olduğuydu.
Yanımıza geldiği anlar boyunca bir kere bile bana beni rahatsız edecek bir bakışla bakmamıştı. Aksine halimi hatrımı sormuştu. İlk başta garipsesem de aslında normal olanın bu olduğunu farketmiştim. Yine o günlerden biriydi. Ben kenarda Sezinle abimin ilk kavgasını dinlerken Altuğla Pınar şapşal aşıklar tadında bir konuşma yaşıyordu.
"Sonra bana yazdı tabii ama cevap vermedim daha." Sezin kendini kaptırmış konuşurken ona odaklanmaya çalışıyordum.
"İyi, iyi. Süründür biraz şerefsizi." dedim kahvemi içerken.
"Yaa," dedi ezilip büzülerek. "Öyle deme. Tamam biraz şerefsiz ama olsun." Gülerek yüzünü izlerken kenardan Kayanın adını duymamla yutkunarak gözlerimi sırama diktim. Sezin bunu anlamış gibi bana baktı.
"Sayısala devam ediyor musun?" Başımı olumsuzca salladım. Dersleri iyice boşlamıştım ve bu hiç iyi değildi ama bir türlü odaklanamıyordum. Kaya giderken odağımı da kendisiyle götürmüştü anlaşılan.
"Ama olmaz ki böyle bebeğim. Dersleri de boşladın zaten. Olan sana olacak." Omuz silktim.
"Umrumda mı sanıyorsun Sezin?"
"Umrunda olmalı ama. Bu sınav belki kaderimizi belirlemeyecek ama çok şeyi belirleyecek." Derin bir nefes alarak gözlerimi daldığım yerden kaldırıp Sezine odakladım. Ona tam bir cevap verecekken zilin sesi kulaklarıma doldu. Altuğ Pınarla vedalaşıp sınıftan çıktıktan sonra arkadaşım aptal aşıklar gibi sırıtarak bize döndü.
"Noldu yine aşk kuşu?" dedi Sezin tatlı tatlı konuşarak. Pınar Sezine sinirlenmeye çalıştı ama olmayınca tekrar gülümsemeye başladı.
"Hazır mısınız?" Merakla kaşlarımı çattığımda Sezin benim yerime de sordu.
"Neye?"
"Bugün ders çıkışı Altuğla kahve içmeye gidiyoruz. Kahve sevdiğimi öğrenince çok beğendiği bir kahveciyi önerdi. Ardından birlikte gidelim dedi." Duraksayarak heyecanını yok saymaya çalıştı.
"Ayy, date'e çıkıyorsunuz yani?" dedim ellerimle ağzımı kapatarak. Pınar gülümseyip başını sallayarak onayladı. Sonra birden aklına bir şey gelmiş gibi gülümsemesi soldu.
