Episode 6

290 23 31
                                    

Portalın içinde öylece bekliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Portalın içinde öylece bekliyordum. Ortalık tam anlamıyla fırtına öncesi sessizlikti. Planımız işlemeye başladı. Muhtemelen şuanda Thanos ile savaşıyor olmalılar.

Strange beni Titan'daki savaştan uzağa, çöl gibi bir gezegene yerleştirdi. Kimsenin bana zarar veremeyeceğine dair güven verdi ama ben ona kendi başımın çaresine bakabileceğimi söyledim.

Strange'in beni yerleştirdiği gezegene hayrandım. Çok sakin görünüyordu. Thanos'un sadece bir portalın öteki tarafında olduğu düşüncesi beni endişelendirmeye devam etti. Kendimi sakinleştirmeye çalışarak etrafta dolaşıyordum.

Bu durumda olmamızın nedeninin o olması ondan daha fazla nefret etmeme sebep oluyordu.

Tam o sırada altımdaki zeminin yok olmaya başladığını gördüm. İşte bu an kardeşimi geri almamın, babamın beni ailemden uzaklaştırarak hata yaptığını ona kanıtlamanın ve evreni kurtarmanın vaktiydi. Zemin açıldı ve Titan gezegeninin zeminine düştüm.

Çevreme baktım ve planın ise yaradığını gördüm. Mantis babamın omzuna oturmuş zihnini kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Yüzüne bakınca bunu yaparken zorlandığını fark ettim. Quill ise Thanos ile konuşuyordu.

Kaşlarımı çattım. Bu işte bir terslik vardı. Plan yerinde gidiyorken neden Strange beni buraya getirmişti ki? 

"Artık güçlü değilsin, ha? Gamora nerede?"

"Gamoram." dedi Thanos mırıldanarak.

"Bana bak saçmalamayı kes!"

"Gamora?"

Tanıdık gelen ses ile arkamı döndüm. Nebula. Tek istediğim, diğer ablamın bana her şeyin yoluna gireceğini söylemesiydi, ama ne yazık ki öyle olmadı.

"Ruh taşını almak için onu Vormir'e götürdü. Ama Gamora geri dönmedi." dedi Nebula bize doğru dönerek.

Quill çıldırmak üzereydi. "Bana yalan söylüyor de!"

Bunu duymamla adeta kalbim durdu. Babamın kendi kızını aptal bir taş için öldürmediğini umarak inkar edercesine başımı salladım.

"Aşağılık! Bana yapmadım de!"

"Yapmak zorundaydım."

Damarlarımda dolaşan hüzün ve öfke ile ne yapacağımı bilemedim. Ablamı kaybetmiştim ve bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Beynim durmuştu, düzgün düşünemiyordum. Kalbimin sanki son sürat koşmuşum gibi hızlı hızlı attığını hissettim.  

"Hayır, yapmadın." dedi Quill hüzünle. Sonra elindeki silah ile Thanos'a vurmaya başladı. 

O an neden buraya geldiğimi anladım. Onu yenmenin tek yolunun taşları ondan uzak tutmak olduğunu biliyordum. Hızlıca Quill'e doğru koşup Thanos'a vurmasını engelledim.

Querencia | Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin