Birden gözlerimi açtım. Karşımdaki gökyüzüne baktım. Kaşlarımı çattım. Gökyüzü değişik bir renkteydi. Gündüz vakti olmasına rağmen siyah renkteydi.Hayal mi görüyorum diye gözümü açıp kapattım ama sonuç değişmedi. Yavaşça doğruldum ve etrafa göz attım. Bir dakika- burası Titan değil mi? Üstüme baktım kıyafetlerim siyah beyazdı. Her yer niye siyah beyaz onu bile anlamış değilim. Ayrıca herkes nerede?
Aklımda binlerce soru ile öylece etrafa bakındım. En son toz içinde kalıp öldüğümü hatırlıyorum. Eğer ölüp buraya geldiysem demek ki Titan'daki diğer ölenler de benim gibi burada olmalıydı. Mantis ve Drax'ın öldüğünü görmüştüm. Belki onlar da buradadır tabii ya. En azından onlarla bu durumu konuşabilirim.
Öylece bomboş arazide yürümeye başladım. Biraz yürümemle ileride birinin hareket ettiğini gördüm çok uzakta olduğu için görmek için gözlerimi kıstım ama tanıyamadım. İçimde bir şeyler bana rahatsızlık veriyordu. Her ihtimale karşı temkinli olarak bekledim.
"Alyssa!"
Gözlerim büyüdü. Bu Peter'dı. Onun burada ne işi vardı ki? Benden sonra o da mı toz olmuştu?
"Peter! Senin burada ne işin var yoksa sen de-"
"Evet, ben de toz oldum." Peter yutkundu. "Ve çoğu kişi de öyle en son Nebula ve Bay Stark kaldı. Onlar ne halde hiçbir fikrim yok."
Peter bir kendine bir bana baktı. "Biz niye böyle siyah beyaz bir haldeyiz ve niye hala Titan'dayız?"
Ellerimi iki yana kaldırıp indirdim. "Hiçbir fikrim yok. Biz toz olup buraya geldiğimize göre belki diğerleri de buraya gelmiştir. Yalnız başımıza değilizdir."
Peter elleri beline koyup kafasını salladı. "Haklısın. Biraz etrafa bakınalım. En azından diğerlerinden bir iz bulana kadar. Sonrasına da bakarız."
Kafamı salladım. Etrafa bakınarak yürümeye başladık. Her yer o kadar sessizdi ki sessizlik kulağımı çınlatıyordu. Bu sırada Peter'a çok yakın durduğumu fark ettim. Ellerimiz birbirine değince ikimiz de anında geri çektik.
Toz olmadan önce beni rahatlatmak için söyledikleri, gözlerindeki bana bir şey olacak korkusu, yüzüme dokunuşu aklımdan çıkmıyordu bir türlü. Acaba herkese mi bu şekildeydi yoksa sadece bana karşı mı böyle davranıyordu? Bir türlü anlayamamıştım.
Düşüncelerimden Peter'ın elini gözümün önünde şıklatmasıyla uzaklaştım. "Hey Alyssa. Daldın gittin. İyi misin?"
Yüzümü Peter'a çevirdim. "E-evet ben- sadece düşünüyordum işte buradan nasıl çıkabiliriz diye."
Peter o sırada karşıya bakarken aniden durdu. Aniden durduğu için ben de biraz önünde durmuştum. "Noldu?" Derken gözlerimle baktığı yeri takip ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia | Peter Parker
Fanfiction❦ Querencia: İspanyolcada insanın kendini en güvende, en güçlü ve rahat hissettiği, kendi olabildiği, yuvası gibi gördüğü yer demektir. ❧ En genç Galaksinin Koruyucusu ve en genç Avenger'ın tanışma hikayesi... - Sen de bunu i...