Episode 10

249 17 31
                                    

Gemiye doğru yürürken içimde varlığından hiç de hoşlanmadığım tuhaf bir duygu vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gemiye doğru yürürken içimde varlığından hiç de hoşlanmadığım tuhaf bir duygu vardı. Uzun zamandır evim dediğim gemiye dikkatlice bakmak için durdum ve yutkunmadan edemedim.

Mantis yürümeyi bıraktı ve yanıma geldi. İlk önce gemiye sonra bana baktı. "Bir sorun mu var, Alyssa?"

Ona aklımdaki şeyleri söyleyip söylememek konusunda tereddüt ettim. "Bir şey yok. Sadece bu gemiyi normal eski halinde görmeyi özlemişim. O siyah beyaz yerdekinden sonra, bu hali iyi geldi." dedim burukça gülümseyerek.

Mantis cevabım üzerine yavaşça başını salladı ve gemiye bindi. Hala gemiye bakarken arkamdaki hareketlilikle o tarafa döndüm. Steve gelmişti.

"İyi misin?" diye sordu.

Başımı eğdim. "Dürüst olmak gerekirse hayır değilim." dedim ve ellerimi saçımdan geçirdim. "Ne yapacağımı bilmiyorum."

Steve iç çekti. "Seçim senin Alyssa. Senin ne istediğin önemli."

Başımı salladım. Bir yanım en mutlu olduğum yer olan gemiye gitmek istiyor, diğer yanım ise küçükken hatırlamadığım doğduğum yeri keşfetmek ve ailemi bulmak istiyor. Gerçek ailemin benden gurur duyup duymadıkları ile alakalı sorularım var ve şimdi bu soruların cevaplanması için elime bir fırsat geçmişti fakat cevapları duymaya henüz hazır mıydım bilmiyorum.

Bir de burada kalmamı isteyen Peter var tabii. 

Tüm bunları düşünmek başımı aşırı derecede ağrıtmıştı. Birkaç kez derin derin nefes alıp verdim. Karşıya bakınca Pepper kucağında Morgan ile heyecanla bir şeyler anlatırken, Peter ve May'in de şaşkınlık içinde Pepper'ı dinlerlerken gördüm.

Geldiklerini görünce sevinçle gülümsedim. Galiba Peter'ın evlatlık meselesini konuşuyorlardı.

En sonunda Peter sırasıyla Pepper ve Morgan'a sarıldı ve gözleri beni buldu. Ben hala gülümseyerek ona bakıyordum. Steve, Peter'ı görünce değişen yüz ifademi fark etmiş olacak ki elini omzuma koydu.

"Hadi git. Konuş onunla. Ben en iyisi sizi yalnız bırakayım."

Steve'e küçük bir gülümseme gönderdim ve Peter'a doğru yürüdüm. Sırıtarak kollarımı kavuşturdum. "Naber Peter Stark?" diyerek göz kırptım.

Peter küçük bir kıkırtı sesi çıkardı. "Bak... bunu nasıl hallettin bilmiyorum ama bu benim için çok kıymetli bir şey. Ben... eh ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Teşekkür ederim."

Gülümsedim. Kafamı iki yana salladım. "Ben bir şey yapmadım sadece Pepper'a hatırlatmam yeterliydi. Blip zamanında da Tony'e aydınlanma devri yaşatıp şimdi hepimizin burada olmasının sebebi senmişsin aslında. Yani hep seni düşünüyormuş, Peter. Tüm bu zamanda geriye gitmeler falan... hepsini senin için yapmış."

Peter güldü. "Biliyorum Bayan Stark söyledi."

İç çektim. "Seni Tony konusunda hayal kırıklığına uğrattım ve bu yüzden bunu yaparak hatamı telafi etmem gerekiyordu. O hayatta değil ama en azından onlara destek olursun, onlar da sana olur, aile sıcaklığını hissettirirler." dedim Morgan, May ve onunla konuşan Pepper'ı göstererek. Onlara bakarken devam ettim. "Çünkü o sıcaklığı küçükken ben de yaşayamadım. O eksikliği çok iyi bilirim... ama sen bu eksikliği hak etmiyorsun." Gözümden yaş akmasını engellememek için gözümü kırpmamaya çalıştım. Aklıma Gamora gelmişti.

Querencia | Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin