KUMARBAZ SUPİ

8 2 0
                                    


Las Vegas'a indiğimde ne yapacağımı bilemedim ilk. Burada çok fazla sayıda kumarhane vardı. Ve ben hepsini tek-tek gezmek ve paramı idareli kullanmam gerekiyordu. Çok fazla oynamayacak, ufak tefek paralarla bu işi halletmeye çalışacaktım. Bir otel odası bulmam fazla zamanımı almadı ama gerçekten çok pahalıydı. Neredeyse gecelik yüz dolardan aşağıya oda bulmak imkânsızdı. Gün boyunca uygun otel aramam gerekti. Biraz da buraları bilmediğimden dolayı, doksan yedi dolara kıytırık bir yerle anlaştım. Nerede yatacağım çok önemli değildi benim için. Ne yapıp ne edip Supi'yi bulmalıydım artık ve bir şekilde ikna etmeliydim. Odama çıkarken danışmadaki, sarı saçlı bayan benimle bir hayli ilgilendi. Kısmetim Supi gittiğinde beri hiç kapanmamıştı. Hayatımda kadınlar tarafından bu kadar beğenildiğim başka bir dönem olmamıştı. Fazlalıklarımı atınca bir anda ilgi odağı olmuştum. Demek ki vücuttaki arıza çıkartan parçaları atınca ister istemez ilgiyi üzerimizde toplayabiliyorduk. Bunda biraz kadınlardan geri duruşumun da etkisi vardı sanırım. Kederli, ilgisiz ve soğuk tavrımın da kadınların ilgisini cezp etmiş olması da ihtimal dahilinde. Neyse, ben bu saçmalıklara kafa yormamalı, Sadece Supi'yi düşünmeliyim. Param biterse buralarda mahsur kalırım...

Hemen hiç dinlenmeden, kumarhaneleri dolaşmaya başladım. Her girdiği yerde yüz dolardan fazla harcamamaya dikkat ediyor, bir yandan da sürekli etrafı kesiyordum. Her gece bir kumarhanede sabahlamak zorunda kaldım. Ama hiçbir iz yoktu. Yoksa ülke mi değiştirmişti bu hıyar. Belki bir süreliğine uğramış, sonra da voltasını alıp çekip gitmişti. Aman Tanrım bu felaket olurdu benim için. Ne halt edeceğimi bilemeden her gece dolanıp duruyordum. Ne bir iz bulabildim ne de ize benzeyen bir şey. Hiçbir umut yoktu benim için. Eski esprili, hayat dolu halimden de eser kalmamıştı. Sık-sık ölümü düşünüyor, hayattan daha da çok elimi eteğimi çekiyordum. Hayatı boyunca penisinin peşinde koşanların kaderi bu olmalı sanırım. Belki de hayat bana bir ders vermek istemiş, "Madem penisine bu kadar meraklısın, hayatın boyunca peşinde koşacaksın" demiş istemiş, beni cezalandırmıştır. Yine felsefi düşünceler beynimi ele geçirmişti. Ama vazgeçemezdim. Buraya kadar gelmişken şansımı sonuna kadar zorlayacaktım.

En son gittiğim kumarhaneden de bir iş çıkmayacağı belliydi. Artık ne halt edeceğimi bilemiyordum ve her şeyi yapabilecek kadar psikolojim harap olmuştu. Kapının önüne çıkıp bir sigara içmek istedim. Aslında sigara kullanmıyordum ama az önce makineden bir paket sigara düşürmüştüm. Bugün içemeyeceksem ne zaman içecektim. Dışarı çıktım. Sigaramı yakmış, kederle düşünüyordum. Her şey buraya kadarmış ne yapalım... Kaç dakika geçti bilmiyorum, bir el omzumu dokunuverdi. Umutsuzca, biraz da kızgınlıkla döndüm. Kumarhane görevlilerinin, burada sigara içmemem konusunda beni uyaracaklarını düşündüm ilk. Aman Tanrım! Bu gelen Supi'ydi. Bir acımayla bana bakıyordu. Bir an bütün duygularım boşalıverdi, sarılıverdim ona. Omzunda ağladım. O an testislerine kapanıp, yalvarmak geldi içimden. Tuttum kendimi. Bir daha sarıldım, bir kez daha omzunda ağladım. Gelmişti, işte buradaydı. Tek başınaydı. Teslim olmaya gelmişti. Bütün bu düşünceler kafamda geçerken, alnımdan öptü, "Korkma, buradayım" dedi. Bir kez daha sarıldım ona. Sonra, "Gel biraz yürüyelim evlat, hem konuşuruz" demesiyle kendime geldim. Cebini yokladı, sigara paketini çıkardı. Bittiğini fark edince buruşturup bir kenara fırlattı. Benim paketimden bir dal sigara çekti. Ayaküstü bir dal sigaramı da kapmıştı. Olsundu, gelmişti ya... Babacan bir tavırla sırtımı okşuyor, sürekli her şeyin geçeceğini dair beni teskin ediyordu. Ne kadar yürüdük ve nereye geldik bilmiyordum. Anlaşılan buraları benden daha iyi biliyor, uzun zamandır burada yaşıyordu. Altından su geçen bir köprünün yanı başındaydık artık. Hemen yan tarafına geçtik, bir banka oturduk. Sigarasından sağlam bir fırt çekti:

"Söylesene, hiç bırakmayacak mısın peşimi, hiç vazgeçmeyecek misin? Ah siz erkekler, biz olmadan bir hiçsiniz değil mi? Ne kadar da önemsiyorsunuz bir et parçasını. Yüreğiniz çekip gitse, umurunda olmaz. Bütün varlığınız sanki bizden ibaret. Bir çektim gittim, geriye ne kaldı senden, hiçbir şey. Ben olmadan koskoca bir hiçsin değil mi?

Supi FirardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin