P2

337 6 0
                                    

''Tabiki de yok.'' dedim ısrar istemeyen ses tonumla.
''Öyle olsa kesin söylerim.'' İkisinde de bana inanmadığını belirten o bakışlar,yüzündeki ifadesizlikler.Hayatımda önemliler listesine girebilecek iki sırdaş.Ahsen üstüme üstüme gelince ellerimi suçsuz birisi gibi kaldırdım.
''Lütfen tutuklama beni.''
Bir kahka patlattı.
''Yani şimdi benim evimde ,benim buzdolabımda bir pizza buluyorsun,onu tek başına yiyorsun ve seni tutuklayamayacağımı mı düşünüyorsun?Çünkü böyle düşünüyorsan doğru düşünüyorsun.''
Kurduğu cümlenin uzunluğuyla bir an afalladım.Bu kızın tek sevmediğim huyu,işte buydu. ''Ahsen bence sen bu cümleyle guinness rekoru kırabilirsin,düşün bunu.''

Yağmur'u aramaya başladım.Tam evde kaybolduğunu düşünmeye başlayacaktım ki saçlarını düzleştirdiğini gördüm.Sapsarı saçlarını... Reddedilmeyecek türden bir kızdı.Güzel miydi bilmiyorum ama fazla derecede dekoltegillerden.

''Gelsene.'' dedi gülümseyerek.

''Geleceğim.''

Böyle Türk filmlerindeki gibi konuşmama sahte bir gülümseme yaptı.Garipti,ama iyiydi.

''Neden hep düzleştiriyorsun saçlarını,yanıyorlar'' dedim aynı sahte gülümsemesinden yapmaya çalışarak.Ama olmuş muydu,tartışılır.

''Bende yanıyorum.'' dedi iç çekerek

''Saçlarım yansa kaç yazar?''

Hafif yutkundum.Birisine kör kütük aşık olması haricinde aklıma birşey gelmedi.Çünkü öyle edebi türden bir cümle asla kurmazdı.
''Cidden mi?'' dedim içten bir gülümsemeyle.
''Yağmur sen aşık mı oldun?''

dudağını büzerek tatlı gözükmeye çalıştı.Sonra aniden ciddileşti.

''Saçmalama Derin,sadece çok terledim.Görmüyor musun boynumdan ter fışkırıyor.''

Okula doğru hızlı adımlarla ilerlediğimde onu arıyordum.3 hafta boyunca görememiştim.Lise son olmamıza rağmen,fazla devamsızlık yapıyordu.Herşeye rağmen ben bu adamı,çok güzel sevmiştim.2 senedir aşık olmama rağmen daha geçen sene öğrendim sevgilisi olduğunu.Tabi kızlarla bu kadar ilgili olan bir erkeğin sevgilisini ayırt etmek zor olmuştu.Öğrendiğimde kalbim acımış mıydı?Hayır.Benim kalbim acımaz,acı geçicidir.Ben yanıyorum.




Okula tam olarak giriş yaptığımda iç çekmeye başladım.Geç kalıp kalmamam umrumda değildi.Bir kerede olsa onu görmeliydim.Hızlı adımlarla kantine indim.Son iki merdiveni basmadan geçiyim derken ayağım kaydı.Çünkü birini arıyorum ya,bunların başıma gelmesi lazım.

Ahsen beni gülümseyerek karşılarken tedirginleşti.

''Kıpkırmızı olmuşsun Derin,neyseki bu terini biraz olsun alacağım.'' diyerek sırıttı.Burda bir bez getirip terimi mi temizleyecekti?Olmazdı.

''Boşuna burda arama,seninki bahçede.''

Homurdanmaya başladım.

''Derin,Aras bahçede diyorum hadi hızlı ol biraz.''

Bahçede ne arıyordu ki?Zil çalmamış mıydı? Kendime sorduğum soruların geri dönmeyeceğini anlayınca birden hızlandım.Dışarı çıkmak için kapıyı tam açacakken, o tanıdık içime işleyen parfüm kokusu benden önce davrandı.Yüzüne bilmem kaçıncı kez tekrar baktım.Bu kadar kusursuz olmak zorunda mıydı?Arkadaşlarının söylediklerini dikkatli bir şekilde dinliyordu.Yere bakıp kafasını sallayarak gülümsedi.Karşı taraftan gelen kıza göz kırparak selam verdi.O an dedim ki.İşte bu kadar,ben ölmeye gidiyorum.Ben son kez ona baktığımda o terbiyesiz koluna girip boynuna bir öpücük kondurdu.Bu kızı hiç sevmiyordum.Zaten sevmem de ironiyi yıkıp geçerdi.Biz aramızda bu kızla hep dalga geçeriz.Ama yinede acayip gideri var.İlayda...

Düşmanım mı desem kanlım mı desem bilemiyorum.Sanırım ikiside doğru kelime değil.Kelimeler kifayetsiz.Kötü bir tanım da yapmayacağım.Çünkü ona sahip.Ben hayal ediyorum,o yaşıyor.Boynunu öpüyor,istdiğinde sarılıyor.Ama en önemlisi,nasıl denir bilmiyorum.Asla ayrılmayacaklarını(!) simgeleyen bir bileklikleri var.Hem ona sahip,hem bilekliği var.El ele tutuştuklarında da o bileklikleri aynı ellerine denk gelmiyor mu...Deli oluyorum.

Okul çıkışında yanıma Yağmur geldiğinde dikkatimi ona verdim.
''Göstersene şu seninkiyi?''

''Deme öyle şımarıyorum.''
Herhangi bir tepki vermedi.Bende beklemiyordum zaten.
Ahsen onu biliyor fakat Yağmur bizden ayrı takılır genelde.Bu yüzden pek gösterme fırsatım olmamıştı.Elimle işaret ettim.

''Bak şimdi gösterdiğim yere bakıcaksın ama ama sanki başka birini bekliyormuşsun da daha gelmemiş gibi,çok dikkat çekmeyelim hadi hemen şimdi.''

Kafasını salladı.Onu işaret ettiğimde hemen arkamı döndüm.O da ışık hızıyla bana dödüğünde önden gelen kızı düşürdü,bir diğer kızı onun üstüne düşürdü.İçimden küfürler savururken kolundan tutup orayı terk etmeye çalıştım.Galiba başarmıştık.Yani,sanırım.

''Siyah gömlekli mi?''

evet anlamında başımı salladım.Ne diyecek diye tüm dikkatimi ona verdiğimde doğruldu.
''Hı tamam ya,biliyorum ben onu.''

''Ne!!''diye çığlık attım.

''Biliyordun ve bana söylemedin mi?''

''Kızım şimdi öğrendim ne diyorsun?''

Heyecanımı bir kenara bırakıp gözlerimi sıkı sıkı kapattım.

''Ne biliyosun?'' diye ciddileştim.Aslında bunun anlamı ''Hadi sökül bakalım''dı.

''Anladım seni,bilgi istiyorsun.''

''Bu çocuk yani Aras,şimdi aşık olma levelın kaç bilmiyorum ama seninde bildiğin gibi uzun süreli bir ilişkisi var.''
Kafamı onaylar biçimde salladım.Alışmıştım ki buna.

'' EEE''

''İşte sonra bu çocuğun bir arkadaşı var,sanırım ismi Şafaktı.Beyninde tümör varmış.Tedavisi için başka şehre gittiler.''

''Sonra.''dedim bıkkınlıkla.

''Arasla ilgili olan kısmı.''

'' Arasla ilgili zaten.'' dedi yüzünü buruşturarak.

''O da Şafakla gitmek istemiş ama Şafak kabul etmemiş,garip hissetmesin diye.Çünkü Arasta da aynı hastalık var.''

Birden nefesim kesildi,gözlerim karardı.Bir kaç damla gözyaşı,bir kaç damla hüzün.Kalpteki o yanma hissi.Yutkunmaya çalışıp yutkunamamak.

Sonra Yağmur toparlandı.
''Yani varmış.'' diye düzeltti.Ben soru işaretleriyle ona bakarken o bana garip bir yüz ifadesiyle bakıyordu.
''Merak etme Derin,sakin ol titriyorsun.Çocukken yaşamış böyle bir olay,şimdi de gördüğün gibi taş mı taş bir adam olmuş.'' Bir an kalbime su serpse de diğer bir yandan taş mı taş bir adam kısmında kaldım.Ona sadece ben taş diyebilirdim.Daha bir kez bile konuşamamışken.Dik dik baktığımda nerede pot kırdığını bir kaç saniyr sonra anladı.
''Yani taş mı taş bir enişte.'' diye gülümsedi.

Biz aramızda sohbete devam ederken yanımızdan ellerini cebine koymuş o taş enişte geçti.Enişte diyorum da,lafın gelişi.

Birden heyecanlandım çünkü en son karşı taraftaydılar.Koluna attığı İlayda'yı saymazsam yine mükemmel gözüküyordu.Yağmur kaçamak bir bakış attı.

''Bir kaç muhabbetim var,bak şimdi yanımıza çağıracağım.''

''Hayır hayır.'' dedim itirazcı ses tonumla,

''Buna hiç gerek yok,uzaktan daha güzel.''  Yüzünü buruşturdu.Kafasını olumsuz biçimde sallayınca gerildiğimi hissettim.

''İstemiyorum Yağmur sakın.''
Tedirginliğimi umursamadı. ''Oha sakin ol Derin."
Şu durumda nasıl sakin olmamı bekliyordu?

"Ne olabilir ki?"

''Altı üstü konuşursun.''









..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin