"Benimle uyur musun?"
Beni yavaşça yatağa çekmeden önce en son kurduğu cümle buydu. Arkamdan sıkıca sarılıyordu. Bense nefes alamaz şekilde olduğum yerde kalakalmıştım.
Evime daha yeni gelmiş bir yabancıdan bu denli etkilenmem beni biraz sinirlendiriyor ve korkutuyordu. Freen yaralıydı hemde çok...
Bense onu iyileştiremeyecek kadar yorgun hissediyordum.Yapamazdım çünkü kendine yapılanların bir kısmında da beni sorumlu tutuyordu. Ayrıca 1 senedir ailemden gizlediğim birşey vardı. Hayatımda ki en büyük engel. Bu yüzden Freen'e fazla yaklaşmamak onun adına her zaman daha iyiydi.
Fazla düşündüğümü farkettiğimde yerimde hafif kıpırdandım. Freen bana daha çok yapışmıştı ve kafası boyun girintimdeydi. Eğer uyanık kalmaya devam edersem kalp krizinden gidebilirdim. Bu yüzden kendimi uykuya zorladım.
****
Sabah uyandığımda Freen arkamda değildi. Odadan cıkıp aşağı indiğimde beni şaşırtan bir görüntü vardı. Annem,Bay Lee ve Freen gülüşerek kahvaltı yapıyordu. Bir an halisünasyon gördüğümü düşünüp gözlerimi ovaladım.
Gerçekti, saçma olacak derecede gerçekti. Yavaş adımlarla yemek odasına geldiğimde annem beni farketti.
"Uyku meleği uyanmış, elini yüzünü yıka hemen gel çok güzel seyler yaptım"
Freen annemin yaptığı pizza diliminden alınca daha ne kadar şaşirabilirdim bilmiyordum. Şaşkınlıkla odadan çıkıp elimi yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım.
Bu gördüklerim gerçek miydi? Dünden bugüne ne değişti? Gördüklerim bana mantıklı gelmiyordu. Kafamda bir ton soruyla yemek masasına oturdum.
"Biz bugün Freen ile şirkete gideceğiz. Sende geleceksin"
Bay Lee'nin kurduğu cümleyle ağzım açık kaldı.
"Nasıl yani?"
"Biliyorsun şirketimin iki varisi de sizsiniz. Sizi şirketin işleyişi hakkında bilgilendirmek istiyorum. Bir gün ben olmazsam siz yöneteceksiniz."
"Merak etme Baba, elimizden geleni yapacağız,üvey kardeşimle"
Sanırım herşeyden çok üvey kardeşim lafına takılmıştım. Bir kelime bu kadar acıtıyor muydu?
Anneme kaş göz yapıp mutfağa cekince
"Bu olanlar da ne?"
"Şaşırmıs olabilirsin kızım anlıyorum ama Freen ve Lee bugün sarılıp barıştılar"
"Anne bu kadar kolay olması saçma değil mi?"
"Kızım Freen annesini kaybetti bu hayattaki tek sahip olduğu kişi babası"
"Anne daha düne kadar adını bile kullanmıyordu. Bugün degişen sey ne?"
"Belki yeni farkına varmıstır. Çok sorgulamamıza gerek yok"
Yemekten sonra Bay Lee'nin aracına binmiştik. Freen ile bir türlü yalnız kalamadığım için ona soruda soramıyordum.
Bay Lee şöförle birlikte ön koltuktaydı. Benle Freen ise arka koltukta oturuyorduk. Elimle elini dürttüğümde bana döndü.
"Bu da ne böyle?"
"Ne ne?"
"Freen benimle dalga mı geçiyorsun?"
"Şirkete vardık,siz asistanımla birlikte şirketi gezeceksiniz benim bir kaç işim var. Sonra da toplantıya gireceğiz birlikte"
Asistan bizi tüm birimlere götürüp tanıtımlarını yapıyordu. Ona telefon gelince bize döndü.
![](https://img.wattpad.com/cover/344086324-288-k636382.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YORGUN(FREENBECKY)
FanfictionKüçük yasta babasınin terk ettiği Freen üniversitede annesini kaybetmişti. Ingiltereye babasının yanına gitmek zorunda kalan freen üvey annesinin kızı Becky ile anlaşabilecek miydi?