7

380 35 12
                                    

Freen suyun içinde yavaşça beni itip geriye doğru yüzdü.

"Hadi çıkalım artık. Eve dönme vakti geldi."

"Freen!"

Suyun içinde bana sırtı dönük şekilde bir süre bekledikten sonra bana döndü kıyıya yakın olduğumuzdan dolayı ikimizde ayaktaydık.

"Ne var?"

"Beni bu şekilde kendinden uzaklaştıracak mısın?"

"Seni uzaklaştırmıyorum."

"Bu yaptığın ne peki? Neden bize bir şans vermiyorsun?"

"Ne şansından bahsediyorsun sen? Bak ben artık bıktım bu muhabbetlerden"

"Bana karşı birşeyler hissettiğinin farkındayım

"Kendi kurduğun senaryoya beni dahil etme. Bu evreni geç başka bir evrende bile sen ve ben diye birşey olamaz."

İşte hep böyle kırıcıydı. Bu zamana kadar beni bu kadar küçük düşüren başka bir insanla daha tanışmamıştım.

"Bu söyleyeceklerimi aklında tut Freen. Gün gelir de aklınla ve kalbinle düşünüp hissetmeye başlarsan ve bana gelirsen hiçbir zaman seni kabul etmeyeceğim. Dediğin gibi bundan sonra sen ve ben diye hiçbir sey olamaz."

Hızla sudan çıktıktan sonra duş almak için kabine girdim. Ağlamamak için zor tutuyordum. Suyu açtığımda gözyaşlarımı tutamamıştım. Bundan sonra herşey onun istediği gibi olacaktı.

****

Eve geldikten sonra hızla odama girdim. Duşumu aldıktan sonra uyumak için yatağa geçtim. Yarın öğleden sonra dersim vardı ve uyumam gerekiyordu. Ne kadar yatakta kıvransamda uykum gelmiyordu.

Odamdan çıkıp bahçedeki hamakta uyumaya karar verdim. Tam Freen'in odasından geçerken sesini duydum. Muhtemelen telefonda konuşuyordu.

Merakımı engelleyemeyip kulağımı kapısına yaklaştırdım.

"Biliyorum beni özlediğini bende seni çok özledim."

Belli bir sessizlikten sonra tekrar konuşmaya başladı.

"Taylandda saat çok geç olmasına rağmen beni beklediğin için çok teşekkürler. Seni seviyorum"

"İyi geceler canım"

Ne düşeneceğimi bilemiyordum. Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum. Odama geri dönüp kapıyı kapattım.

O an gerçeklik yüzüme vurdu. Sevgilisi vardı ve ben bu olasılığı hic düşünmeden ona yaklaşmaya çalışmıştım. Bilseydim de bunu yapar mıydım?

Demek ki o yüzden sürekli beni uzaklaştırıyordu kendinden. İnanılmaz kötü hissediyordum. Onu ve kendimi bu duruma sokmamalıydım.

Gözyaşlarıma engel olamamıştım ondan hoşlanıyordum ve ona olam hislerimi engelleyememiştim. Bizim için hiçbir şans yoktu ve kalmamıştı. Gerçi ben herşeye son vermiştim zaten

Zorla da olsa yatağa uzanıp uyumaya çalıştım. Ağladığım için gözlerim ağırlaşmıştı.

Sabah geç uyanmıştım ve dersime 3 saat vardı. Kahvaltı yapmak için aşağıya indiğimde annemi koltukta kitap okurken gördüm.

"Bugün işe gitmeyecek miydin?"

"Hayır bugün benlik birşey yok. Yarın gideceğim. Lee bugün işte ve Freen'de erken saatlerde dersine gitti"

"Bu ayrıntıları vermene gerek yoktu"

Mutfağa gideceğim sırada annem bana seslendi.

"Yanıma otursana biraz"

YORGUN(FREENBECKY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin