"beomgyu yemek hazır" yazılı haftası bitmişti, böylece rahatça takılabiliyordum. annem yemek için beni çağırdığında mecburen kahvaltıdan beri oturduğum yatağımdan kalktım. uzun süredir aç olduğum için yataktan kalkınca biraz sendeledim, odamdan çıkar çıkmaz kapı çaldı. ben bakarım, dedim anneme. babam öğlen iş için bir haftaligina Japonyaya gitmişti. bu yüzden kim oldugunu ikimiz de bilmiyorduk. kapıyı açınca tanıdık bir koku evi sardı.
"gyu biz geldik"
arkadan annem geldi
"sizi hatırlıyorum, siz beomgyunun ingilizce öğretmenisiniz değil mi?"dedi.
"evet, bugün toplantıda sizi göremeyince sizinle konuşmak için geldim"
taehyuna ters ters baktım.
"neden bana söylemedin" dedim ağzımın içinde."hem sieun da seni çok özlemişti beomgyu" sinirle bakan gözlerimi yumuşatarak sieuna çevirdim.
"hoşgeldiniz, küçük hanım"
"içeri gelsenize oğlum kapıda kaldınız"
---
"oğlum öğretmeminin geleceğini neden söylemedin daha güzel yemekler yapardım"
"inan bana da sürpriz oldu anne" dedim imalı bir şekilde.
"hayır gerçekten zahmet verdik size de ben sadece konuşmaya gelmiştim, siz yemek için ısrar ettiniz. ayrıca hayatımın son 1,5 yılında bu kadar güzel yemek yememiştim."
"beomgyu benimle pek konuşmaz ama sizden bahsetti geçen. kedi olayı hakkında oğlum adına özür diliyorum sizden"
"merak etmeyin hallettik biz onu." taehyun bana göz kırptığında içimde bir şeylerin kıpırdadığını hissettim. kelebekler uçmayı öğreniyordu galiba.
yemek bittiğinde annem sofrayı toplamaya başladı. taehyun ve sieunla masadan yalnız kaldık. sessizliği sieun bozdu.
"gyu odanı çok merak ediyorum"
"bakmak ister misin prenses?"sieun onay almak istercesine abisine baktı. taehyun kafa sallayınca sieunu kucağıma aldım ve odama götürdüm.
---
"abiş gyunun odasını görmelisin, duvarlar my little ponyle dolu. hem bir de papağanı var konuştu benimle biliyor musun"
"eğlendin mi bi'tanem? hadi şimdi gitme vakti"
"sonra tekrar görüşürüz gyu"
sieuna el salladım. annem sürekli davetsiz geldikleri için onları iyi ağırlayamadığını söyleyip duruyordu.
"oğlum çok mahcup oldum bir dahakine haberli gelin de düzgün bir şeyler hazırlayalım"
"beomgyu toplantıları velisine söylemeyi unutmazsa benim de bir daha buraya yolum düşeceğini sanmıyorum, ancak gelmeden önce mutlaka haber ederim"
taehyun gülümseyerek konuşuyordu. ama gülümsemesinin bende bıraktığı enkazın farkında değildi.
---
"beomgyu gelebilir miyim"
annem odamın kapısını çalıp içeri girmek için izin istemişti.
"gel anne"
"ne yapıyorsun bebeğim"
anneme bilgisayardan oynadığım oyunu gösterdim
yine mi lol oynuyorsun, dedi. "evet" dedim
"seninle konuşmak istediğim konular var beomgyu"
"bir şey mi oldu anne"
"yok hayır, seninle ilgili. öğretmenine olam bakışlarını gördüm beomgyu, gençsin elbette duyguların olabilir. kime olursa olsun, babanla birlikte her zaman yanındayız oğlum. kendini asla yalnız hissetme demek istedim"
"anne ben de bilmiyorum ki ne hissettiğimi. sen de gördün çok iyi bir insan, çok yakışıklı, aile terbiyesi görmüş. onu gördüğümde içimde tüm organlarım yer değiştiriyor sanki. ama hevestir belki diye hiçbir şey belli edemiyorum kimseye. ayrıca bizim aramızda öğretmen-ögrenci ilişkisinden başka bir sey olamaz diye konuşmaya da korkuyorum onunla. okuldakiler ne der, 5 yaş fark var aramızda."
"sen duygularından emin olduktan sonra kimse ne der diye düşünme bebeğim olur mu?"
"teşekkür ederim kraliçem, çok seviyorum seni"
"ben de seni bebeğim"
beomgyu
keske gelmeden önce haber etseydintaehyun hyung
davetsiz misafir sürprizzzzbeomgyu
benimle konusa konusa bana benzemeye basladintaehyun hyung
aman tanrı korusunbeomgyu
ingilizce klabyeye gecsen ayni ben olacaksim kang taehyun kacisin yoktaehyun hyung
öyle bir şey olmayacak emin olbeomgyu
emin olamam beomgyuyum bentaehyun hyung
espiratörsün bir debeomgyu
ustume tanımam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teacher; taegyu ✓
Fanfichocam hobak elimizde sozluleri yuz girin [taegyu texting, duzyazi]