lover's rock

888 142 89
                                    

taehyun's pov

----

saat on biri biraz geçkindi. sieun uyumuştu. sifonyerimin çekmecesinden kulaklığımı buldum. spotifydan rastgele bir playlist açtım.

daha sonra usulca yerimden kalkıp odamın en köşesinde duran üzeri örtülü şövalyemin örtüsünü açtım. sadece saçları kalmıştı. paletime renkleri aldım ve onun saç rengini bulana kadar karıştırmaya başladım.

---

tuvali hızlıca bitirip ona vermek istiyordum. aniden telefon çaldı. yalnız bir adamdım. gündüzleri bile çalmazdı. arayan beomgyu'ydu.

telaşla telefonu açtım.

"taehyun lütfen beni burdan al. ışıklar var burda başım dönüyor"

"nerdesin beomgyu, kimse var mı yanında"

"bir sürü kişi var delirmiş gibi dans ediyorlar"

"beomgyu bana konum at"

"konum ne be"

sesi sarhoş gibi geliyordu. beomgyu içmiş miydi?

"beomgyu yanındaki herhangi sarhoş olmayan birine ver telefonu"

"buyrun efendim ben barmenim nasıl yardımcı olabilirim"

"acil bu numaraya konum atabilir misiniz? ayrıca beomgyuya sahip çıkın bir yere ayrılmasın ben hemen geliyorum oraya"

"peki efendim"

telefonu kapattıktan sonra üzerime ceket alıp dışarı çıktım. kazadan sonra araba pert olmuştu. bu yüzden taksiye el salladım. mesajlardan gelen konuma baktım ve taksiciye oraya gitmesini söyledim.

---

konumdaki yere geldiğimde taksiciye beni beklemesini söyledim.

içeri girdim. beomgyu haklıydı, insanlar delirmişcesine dans ediyordu. aralarına daldım ama yürümek çok zordu. gözlerim beomgyuyu arıyordu. bar masalarının olduğu yere bakmaya karar verdim.

insanların arasından bir ileri bir geri giderek beomgyuyu bulmayı başarmıştım. yumuşacık kahverengi saçları bu kalabalığın arasında bile parlıyordu.

"beomgyu" dedim elimi omzuna koyarak.

beomgyu döndü ve bana sarıldı.

"jisung bak beyaz atlı prensimin geleceğini söylemiştim sana. taehyun bak bu jisung burda tanıştık. çok tatlı değil mi?"

"evet beomgyu hadi gel çıkalım buradan"

adının jisung olduğunu öğrendiğim barmene teşekkür edip beomgyuyu oradan çıkardım.

---

taksiyle geri eve döndük. beomgyuya sieunun uyuduğunu bu yüzden sessizce eve gireceğimizi söyledim.

eve girdikten sonra onu odama götürdüm.

"şimdi burada bekle ben sana kahve yapıp geleceğim tamam mı?"

"neden bana yalan söyledin?" dedi ağlayarak.

"bana bir sürü yalan söyledin" ağlaması şiddetleniyordu. ne hakkında yalan söylediğimi düşünüyordum.

"özür dilerim, sakin ol, anlat bana ve sana açıklamama izin ver"

"bana miyeon yüzünden kaza yaptığını söylemedin"

"olay büyüsün istemedim beomgyu, affet beni"

elleriyle göz yaşlarını sildi. içini çekti.

"madem senin sadece öğrencinim taehyun, neden bana arkadaş olduğumuzu söyledin? neden bana sürekli yeşil ışık yaktın taehyun? neden? neden?"

söyledikleriyle kendimi öldürmek istedim. miyeonla konuştuklarımızı duymuştu. onu kendime doğru çektim ve kafasını göğsüme gömdüm.

bana kırgındı bu yüzden kendini geri çekti. saçlarını okşadım.

"böyle olsun istemedim beomgyu. özür dilerim çok özür dilerim. beni affetmen için ne istersen yapacağım"

kendimi affettirmeliydim. beomgyu dünyadaki en mükemmel insandı. onu kaybetmek istemiyordum. belki de ondan hoşlanıyordum.

o sırada kulaklığın şarjı bitmiş olmalı ki dinlediğim şarkı dışardan da çalmaya başladı.

lover's rock

beomgyu şarkıyı duyduğu an bana döndü.

"şarkı çok güzel değil mi?"

kafa salladım. gülümsedi.

"sana kırgın kalamıyorum" dediğiyle rahatladım. onu seviyordum galiba.

"Are you sick of me?

Would you like to be?

I'm trying to tell you something

Something that I already said"

şarkıyı söylemeye başladı. sesi çok rahatlatıcıydı. saatlerce onu dinleyebilirdim.

"You like a pretty boy

With a pretty voice

Who is trying to sell you something

Something that you already have"

ona katıldım. lisedeyken korodaydım. sesimin güzel olduğunu söylerlerdi.

beomgyu ayağa kalktı. ellerimden tuttu. dans etmeye başladık. beomgyu sarhoştu. belki sabaha bu olanları hatırlayamacaktı ama ben bunları ömür boyu aklımda tutacaktım.

saat 2 olmuştu. ikimizde dans etmekten yorulmuştuk. beomgyu yatağa uzandı. etrafı inceliyordu. o sırada tuvali kapatmadığım aklıma geldi. onu görmemeliydi. sürprizi kaçardı.

örtüsünü yatağın üzerinden aldım ve onu örtmek için yöneldim. beomgyu beni fark etti.

"o ne?"

"önemli bir şey değil. hadi sen uyu ve dinlen. yorgunsun"

kapıdan çıkmak üzereydim. beomgyu beni bileğimden yakaladı.

"gitme, birlikte yatalım bu akşam"

---

saat bayağı geçmişti. beomgyu kollarımın arasında uyuyakalmıstı. normalde bu kadar sarhoş olan birinin leş gibi içki kokması gerekirken beomgyu mis gibi kokuyordu.

başımı başına dayadım. onu ne kadar sevdiğimi düşündüm. ona belli etmesem de onu çok seviyordum. bunu ona belli edemezdim çünkü o daha küçüktü. aramızda 5 yaş vardı. etrafında çok güzel yaşıtları varken neden benimle birlikte olsundu ki?
hem belki de eşcinsel bile değildir.

1 senemi güzelleştirdiği için beomgyuya minnettardım.

evet, beomgyudan hoşlanıyordum.

--------------

lovers rock teacher'in sarkisi

teacher; taegyu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin