benim ol

962 140 199
                                    

arkadaşlarımın tavsiyesiyle seçtiğim kıyafetleri giydim ve evden çıktım.

taehyunun bana bir şey gösterecek olması mı yoksa taehyuna sırılsıklam aşık olmam mı beni bu kadar heyecanlandırıyordu bilmiyorum. kesinlikle ikincisi.

kalbimin dışarı fırlayacakmışcasına atmasına aldırmayıp kapıyı çaldım.

kapı açılınca taehyunla birbirimize selam verdik. taehyun beni baştan aşağı süzdü.

"beyaz sana çok yakışıyor"

kendimi göremiyordum ama yanaklarımın kızardığını hissedebiliyordum. iltifat aldıktan sonra hiçbir sey yapamama özürlüsü olduğum için sadece teşekkür ettim.

"içeri gel, mükemmel bir film çıkmış onu izleyelim"

bana bir şey göstereceğini söylemişti ama şimdi de film izleyelim diyordu. bunu sorun etmedim çünkü taehyunla geçirdiğim bir salise bile benim için velinimetti.

birlikte oturma odasına geçtik. kırmızı bir L koltuk ve karşısında televizyon vardı. ortadaki küçük sehpanın üzerinde özenle hazırlanmış küçük kekler vardı. büyük ihtimalle bunları taehyun yapmıştı.

oturup filme başladığımızda aramızda biraz mesafe vardı. ancak film ilerledikçe aramızdaki mesafe de azalıyordu.

film boyu taehyunun bakışlarının üzerimde olduğunu hissediyordum. bundan birazcık rahatsız olmuştum çünkü yanlış bir şey yaptığımı düşündürmüştü.

filmin son 10 dakikasına girdiğimizde taehyun ve benim aramda hiçbir mesafe kalmamıştı. taehyun kek alma bahanesiyle iyice yanıma yerleşmişti. heyecandan ellerim titrediği için bunu taehyuna belli etmemek amacıyla hiçbir şey yapmıyordum. sadece kıpırdamadan oturuyordum.

daha sonra taehyun hiç beklemediğim bir şey yaptı. elini bacağımın üzerine koydu.

ELLERİNİ BACAĞIMIN ÜZERİNE KOYDU.

şimdi naneyi kökünden yemiştim.

ne yapacağımı, buna nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum. gözlerimi gözlerine çıkardım. bununla beraber taehyunun dudağının kenarı kıvrıldı. bilerek yapmıştı. ne yapıyordu, ne yapmak, ne söylemek istiyordu?

"hadi film bittiğine göre sürprizimi gösterebilirim sana"

az önce yaptığı neydi? en büyük sürpriz bu değil miydi sanki?

elimden tutup beni yatak odasına doğru götürmeye başladı.

bu iş git gide minjinin dediğine dönmeye başlıyordu.

"gözlerini kapat şimdi" bedenim sanki benim değildi. taehyun ne derse ona uyuyordu. gözlerimi kapattım.

taehyun gözlerimi açmamı söylediğinde gözlerimi açtım. karşımda bir tuval ve bu tuvalin üzerinde ben vardım. resmin köşesinde taehyunun minik bir imzası vardı.

gördüklerimle gözlerimi kocaman açarak taehyuna baktım.

"şaka yapıyorsun"

"hayır beomgyu, çok ciddiyim. beğendin mi?"

"beğenmek ne kelime, bayıldım" dedim kekeleyerek. taehyun beni her geçen gün şaşırtıyordu.

ben hayranlıkla resme bakarken taehyun arkamdaki müzik çalardan şarkı açtı. şarkı tanıdıkdı. bu ben sarhoşken taehyunla birlikte dans ettiğimiz şarkıydı.

lover's rock

taehyuna baktım. ellerimden tutup beni kendine çekti. kollarını belime sardı. bende kollarımı boynuma doladım.

teacher; taegyu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin