İTALYA

236 25 38
                                    

Mafyavari siyah araca bindi, kalbi delicesine atarken. Beyaz saçlı adam memnuniyeti kilometrelerce öteden belli olacak bir ifade ile elini öne uzattı. Bir eliyle belgeleri alırken, öteki ile de Kamer'in çekmek üzere olduğu elini tutup sıktı,

"Memnun oldum Kamer. Ben Alkan..."

Saatin tik tak sesleri salonda dönüp dururken hepsi koltuklara kurulmuştu. Mahir bey bir şey söylememek adına hayatının en büyük savaşını verirken dudaklarını dişledi. Ancak bu, kaybedileceği en baştan belli olan bir savaştı,

"Neyi bekliyoruz? Kamer isteğinizi yerine getirdi işte, salın bizi artık."

Ona kısaca bakıp, "daha değil."dedi Alkan, ardından Kamer'e döndü,

"Biliyorsun, dünya çapında bir grubuz. Her yerde yandaşlarımız ve üyelerimiz var. Bazılarını ben dahi tanımıyorum ancak içerisinde bir çok statüden insan barındırdığını biliyorum. On üç yaşında dahi bir ergenden, bir polis memuruna, bir polis memurundan tut, mafya üyelerine dek bir karteladan bahsediyorum.

Kaşları çatıldı Kamer'in,

"Nereye varmaya çalışıyorsun?"

"Grup üyelerimizden biri kişisel bir meselesinde yardım talebinde bulundu. Bu kişi İtalyan bir iş adamı. Bunun anlamını biliyorsun değil mi?"

"Yardım edeceksin?"

Derin bir nefes verdi Alkan,

"İtalya'ya uçuyoruz. Hemen yarın, ve siz de geliyorsunuz. Bizim için özel bir uçak gönderilecek."

İsmini öğrendikleri asker traşlı, yani Eren araya girdi,

"Bunu söylemekten nefret ediyorum ama... Eğer bahsettiğin kişi o ise ben gelmiyorum. Sözleri bir hayli keskindi ve ciddiyeti su götürmez bir gerçekti.

İki yandan bağladığı saçlarını sıkılaştırırken gözlerini devirdi Ceren,

"Başlama yine aptal aptal."

Hırsla ona döndü Eren,

"Kes o iğrenç sesini."

Kamer aniden gerilmiş ortam ile yerinde rahatsızca kıpırdanıp iki kardeşe baktı. Neden birbirlerinden bu denli nefret ediyorlardı ki? Ne olmuştu aralarında? Onu düşüncelerinden kopartan, Alkan oldu,

"Kendinize gelin! Şu son zamanlarda iyiden iyiye sabrımı sınıyorsunuz. Ve sen Eren, itiraz etmeden paşa paşa bizimle geliyorsun."

Yumruklarını sıktı Eren, sinirden gözleri dolmuştu,

"O kibirli heriften nefret ediyorum. Haddi olmayan şeylere burnunu sokmayacağından emin ol öyleyse Alkan!"dedi ve ani bir hareketle oturduğu yerden fırladığı gibi salonu terk etti.

Alaylı bir gülüş doldurdu kulakları,

"Zaten o sana bayılıyordu, budala herif. Özürl-"

"CEREN!"

Alkan öyle bir bağırmıştı ki Bulut bey dahi olduğu yerden sıçramıştı.

"Seni son kez uyarıyorum. Sınırını bil."

Kızın yüzü bembeyaz kesilirken olduğu yere sinmişti. Eren ve Ceren arasında her ne döndüyse belli ki Alkan da biliyordu.

Uzun beyaz saçlarını omzundan geriye itip karşısındaki üç adama baktı,

"Eşyalarınız kaldığınız odalara yerleştirildi. Çekilebilirsiniz."

Çekilebilirsiniz demişti ancak kesin bir gidin emri barındırıyordu sözleri. Kamer son kez Ceren'e ve Alkan'a bakıp ardını döndü salondan çıkmak için...

+++++++++

Ertesi gün tam takır evden çıkmış hava alanına gelmişlerdi. Pistten geçip küçük -en azından diğerlerine kıyasla- uçağa bindikleri gibi kontrolleri yapılmış uçak havalanmıştı.

Neredeyse üç saatlik yolculuk Eren ve Ceren'in suskunluğu sebebiyle bir hayli sessiz geçmişti neredeyse. Neredeyse denilmesinin sebebi ise baştan aşağıya Mahir beydi.

"Offf sus Bulut, git başımdan. Hele bir inelim bulucam italyan bir bey, bırakacağım seni."

Bulut beyin sakin tebessümünün ardında büyük bir öfke ve kıskançlık gizleniyordu.

"Yürüyebilirsen bulursun."

"O ne demek o?"

"Seni çok pis s-" Bulut beyin gözleri Kamer ile kesiştiğinde boğazını temizleyip, kısıkça öksürdü bir tövbe istiğfar çekerken.

Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı Kamer.

"Şu geveze herif, avukatın bile ayarlarıyla oynadı."diye mırıldandı Alkan soğuk kutu içeceğinden koca bir yudum alırken.

"Eh bal gibi adam, o da nazar boncuğu olsun madem."dedi Kamer geçiştirircesine.

"Kan bağınız yok ama kime çektiğin belli."

Kamer tuhaf tuhaf ona baktı,

"Neyimiz benziyormuş?"

Kafasını arkasına yaslayıp ona baktı yan gözle Alkan,

"Aptallığınız?"

Gözlerini devirdi Kamer,

"Çarpılcaksın."diye de ekledi. Sonuçta becerikli ve yetenekli, geleceği parlak bir gençti Kamer ve bunun da son derece farkındaydı.

Hafifçe güldü Alkan ancak cevap vermedi.

Bir süredir merak ettiği o soruyu sormayı denedi Kamer,

"Bana verdiğin görev çok da zor değildi ayrıca nasıl bu kadar çabuk bir şekilde sadakatime ikna oldun ve güvendin merak ediyorum."

Ona baktı soğukça Alkan, gözleri şu an o kadar açıktı ki pembe duruyordu.

"Ne ikna oldum ne de güvendim."

"Nasıl yani?"

"Sen... O oradayken, içerideki kamera seni saniyesi saniyesine kayıt altına alıyordu."

Kamer başta ne demek istediğini anlamasa da dank eden gerçeklerle şokla kasıldı bedeni.

"Adi herif." Diye bir fısıltı döküldü dudaklarından.

Alkan arsızca gülümsedi,

"Tebrik ederim, beni tanımaya başladın."

Göz bebekleri zevkle irileşirken, solgun hareleri koyulaşmış ve tekrar o tüyler ürperten kızıl tonuna bürünmüştü.

'Bu adam,' diye düşündü Kamer,

'insan olamazdı...'

ha-ha-ha-ha
AHAHAHAHAHAHA
(KÖTÜ KADIN GÜLÜŞÜ)

Allah Allah neler oluyor acaba?

Sonraki bölüm görüşürük kremalı pidelerim
❤️







Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BLACK&WHITE HACKER (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin