Kulpundan tuttuğu çantayı tek omzuna atarken otobüsün basamaklarını inmiş ve geriye kalan yolu yürümeye başlamıştı.
Nihayet babasının kabrinin bulunduğu mezarlığın önüne geldiğinde derin bir nefes aldı.
Giriş kısmını aşıp kabristanların arasından geçerek babasının mezarına ulaşmıştı.
Mermer kenarlardan birine ilişirken aşşağıya bükülen dudaklarını birbirine bastırdı, ancak bu göz pınarlarından düşen yaşları bastırmaya yetmemişti.
Titreyen elleriyle avcuna aldığı kuru toprağın görüntüsü acı bir yumru olarak gırtlağına çökerken, boğazından kopan feryat can çekişen bir hayvanın sesi kadar acıklıydı.
Ne kadar oldu buraya gelip, kuruluktan üzerindeki çiçeklerin solduğu toprağı sulamayalı veyahut da, dudaklarından dualar dökülürken avuçlarını semaya açmayalı bilmiyordu.
Ancak uzun zaman olduğunun farkındalığı omuzlarına ağır bir yük, bileklerine paslı birer pranga olmuştu.
"Seni öylesine özledim ki babacım..."diye mırıldandı kırık bir sesle ve devam etti, "Anlatamam... Kalbim çok acıyor. Yalnızlık artık beni üzmüyor, korkutuyor..."
Kısa bir an durakladı ancak dudaklarında buruk bir tebessümle devam etti, "Korkma zarar vermem kendime. Söz verdim bir kere, güçlü olacak ve kavuşacağımız günü sabırla bekleyeceğim..."
Bir süre daha oturmuş, sonrasında ayaklanarak çeşmeye ilerlemiş ve şişeye doldurduğu suyla geri gelerek babasının toprağına usul usul can suyunu boca etmişti.
İşi bittikten hemen sonra ellerini açmış duasını etmişti genç oğlan.
Neşeli çıkması için çabaladığı bir sesle veda etti ardından, "Meraklanma tekrar gelicem. Gelirken de bol bol çiçek getirecek solan çiçeklerin yerine ekeceğim. Seni seviyorum baba..."
Göğsünün ortasında asla dinmeyen acı bir ateşle beraber oradan ayrılırken bir nebze de olsa içini dökmüş olmanın ferahlığını yaşıyordu.
Kabristandan çıkıp tekrar bir otobüs yolculuğuna hazırlanırken boş durakta, Cehennemine adım atacağı anın olabildiğince gecikmesini diliyordu...
Yorum yapın aq...
![](https://img.wattpad.com/cover/236605984-288-k834816.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK&WHITE HACKER (BXB)
Ngẫu nhiênKarşısına çıkan ilk şey Shadows grubu liderinin kesilmiş yayın ekranıydı. Ne yaptığının bilincine varamadan parmakları klavyede hızlıca gezinmeye başladı. Hırçın bir denizin üzerinde oradan oraya savrulan bir kuş tüyü misali devinimlerini sürdürdü...