Önceki bölümü atlamayın gençler!
♥️"
..."
"Ne?!""İnan nasıl oldu anlamadım. Yanlışlıkla sistemlerine ddos saldırısında bulunmuşum."
"Oğlum ne demek yanlışlıkla! Sen kendinde misin, ben adam akıllı dosya kaydedemiyorum masaüstüme sen gelmiş yanlışlıkla ddos saldırısı yaptım diyorsun!"
"Özür dilerim."
Sertçe soluk verdi Mahir,
"Dileme özür falan. Nasıl ve ne zaman oldu onu anlat."
"İçtiğimiz gece sarhoş kafayla yapmışım, ne olduğunu ertesi gün farkettim."
"Takip edildiğini söyledin."
"Evet... Bilgisayar kameramdan izleniyorum üstelik sadece bu da değil, bana kalırsa kafedeki hatta yakın çevredeki tüm kameralardan izleniyorum. Her adımımı biliyorlar."
"Bilgisayar kameranı niye kapatmıyorsun?"
"Denedim, ama tehtid ettiler, dinlemeyip yine de kapattığımda gördüm ki ben orada değilken kamerayı açmışlar."
"Nasıl? Bu herifler senin yaşadığın yere dek girmişler ve sen bana yeni mi söylüyorsun?! Dalga mı geçiyorsun oğlum sen? Hiç mi korkmuyorsun başıma bir şey gelir diye?"
Zaten çoktan onlardan biriyle burun buruna geldim diyemedi Kamer.
"Bu böyle olmaz Polise gitmek farz oldu. Ayrıca bundan sonra da burada, gözümün önünde kalacaksın."
"Abi saçmalama."diye karşı çıktı genç oğlan dehşetle.
"Adamlar arkalarında yakalanacakları bir iz bırakırlar mı sanıyorsun, üstelik bunu yapma ihtimalime karşın elbet bir önlem almışlardır. Öğrenirlerse çok kötü olur, huzurlu tek bir günyüzü göstermezler bize."
Sıkıntıyla başını elleri arasına aldı Mahir bey. Bu çocuk ne yapmıştı böyle? Nasıl heriflere bulaşmıştı?
"Bulut'u arıyorum. Şu herifleri anlat bakalım bize bir, kimlermiş neredenlermiş."
🧑🏻💻📤📥📤📥📤📥📤📥📤📥📤📥📤📥
"-işte öyle."diye sözlerini noktaladı Kamer.
"Hepimiz ölü sayılırız. Şunun anlattıklarına bak Bulut? Ne halt edeceğiz biz? Allah'ım nasıl bir belaya bulaştık böyle."
"Yani diyiyorsun ki, bu adamlar günlük hayatta gizlenip asıl pisliği polisin dahi müdahalesinin olamayacağı yerlerde yapıyorlar."dedi Bulut bey, Mahir beyden daha soğukkanlı bir tavırla.
"Öyle..."
"Devlet sırlarını ve gizli dosyaları satıyor, büyük vurgunlarla para kazanıyor ve yasadışı şekilde büyük ve dev oluşumların sistemlerine sızıyorlar. Öyle bir oluşuma nasıl olur da girersin? Kim bilir ne büyük işler dönüyordur."
"Başka bildiğin bir şey?"
"Dünyanın her yerinde üyeleri ve yandaşları bulunuyor."
"Yandaş?"
"Benim gibi destekçiler yani. Üyeler ise diğer hackerler oluyor."
"Hay Allah'ım sen sabır ver, destekçi diyor bir de."
Bulut bey ve Mahir bey aralarında meseleyi tartışırlarken, Kamer daha önce aklına gelmeyen o detayı fark etti.
"Kamera..." diye mırıldandı kendi kendine. İki adam sadece birbirlerinin sözlerine odaklandığından onu duymamışlardı bile.
"Kameraları zaten görüyorlar..."diye sürdürdü düşüncesini diline dökerken tam da o sırada arka cebindeki telefon titremişti.
Ani gelen titreşimle irkilse de kısa sürede toparlanıp kalçasının bir tarafını koltuktan hafif havalandırarak dikdörtgen aygıtı cebinden çıkarmış ve ekranı ışığa boğan güç tuşuna basmıştı.
Aydınlanan ekranla beraber, mesaj kutusuna girmiş ve kalbinin boğazında atmasına neden olan o görüntüyle karşılaşmıştı:
':)))'
Gerilimi hisseden iki adamsa ilk önce genç oğlana ardından da telefon ekranına odaklanmıştı.Hemen sonrasındaysa onlar daha ne olduğunu anlamadan, duvara çarpan kapı sesiyle daldıkları düşüncelerden sıyrılmışlardı. Ellerinde silahlarla tuhaf maskeli altı kişi üzerlerine uzun namlulu silahlarını doğrultmuşlardı.
Ben bu maskeleri tanıyorum diye bir düşünce peyda oldu zihninde,
"Suprise mother fucker!"
"Hasta La Vista Baby!"
Aynı anda konuşan biri kız öteki erkek olduğu bariz, iki kişiden kız olan sinirle soludu,
"Önceden sözleşmiştik sik kafalı, havalı giriş cümlemiz belliydi!"
"Benim söylediğim daha havalı sürtük!"
"O hoşçakal demek salak, ortamla alakası yok!"
"YETER!"
Bu saçma ve yersiz tartışmayı sonlandıran baskın ve otoriter sesle Kamer bir şeyin farkına daha varmıştı.
O...
Bu sesleri de bir yerden tanıyordu...
![](https://img.wattpad.com/cover/236605984-288-k834816.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK&WHITE HACKER (BXB)
CasualeKarşısına çıkan ilk şey Shadows grubu liderinin kesilmiş yayın ekranıydı. Ne yaptığının bilincine varamadan parmakları klavyede hızlıca gezinmeye başladı. Hırçın bir denizin üzerinde oradan oraya savrulan bir kuş tüyü misali devinimlerini sürdürdü...