2. Bölüm

295 33 17
                                    

Selammmlarrre gününüz aydın, akşamınız hayırlı, cumanız mübarek, kızınız da benim gibi olsun efendim.

Yıldızı aydınlatmayı unutmayın ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

İyi okumalar ♥️

<>

Genç adam, az önce şarkı söylediği kafeden çıkar çıkmaz aklındaki düşüncelerle boğuşmaya başladı. O olabilir miydi?

Telefonunu cebinden çıkarıp kendisinden 3 yaş büyük abisinin numarasını tuşladı.

Telefonu kulağına koyduktan sonra karşıdan "Alo." diye kalın bir erkek sesi geldi.

"Abi, sanırım onu buldum." dedi genç adam, sevincinin sesine yansımasına engel olmamıştı.

25 yaşındaki genç, duyduğu şey ile yerinde mıhlanmış, karşısında kendisine önemli bir şey söylemeye çalışan sekreterini duymuyordu bile.

Sonunda sesini bulabildiğinde konuştu. "Nerdeysen bekle Aram. Oraya geliyorum." deyip telefonu suratına kapattı Arif.

Birkaç dakika sonra Arif, Aram'ı düşünceli bir şekilde bir balık ekmekçinin önünde otururken buldu. Gözlükleri yine gözündeydi. Hızla arabasından çıkıp ona doğru adımlamaya başladı.

"Çıkar ulan artık şu gözlüğü! Kendini James Bond sanıyor köyün eşeği." diyerek kardeşine sataştı.

Arif'in sesini duyana kadar yanına geldiğini bile fark etmemişti. Bir şey demezken Arif karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. "Abi bize iki çay!" diye seslendi 15 yaşlarındaki çıraktan yana. Çırak hemen 2 çay hazırlayıp önlerine koydu.

Arif çayını içerken düşünceli gördüğü kardeşinin yüzünü inceledi. Konuyu açma gereği duydu. Çünkü kaybedecekleri 1 dakikaları bile yoktu.

"Emin misin Aram? O muydu? Kardeşimiz miydi?" diye sordu beklentiyle.

Ellerini önünde birleştirip biraz eğildi ve gözlerini abisinin gözlerinden ayırmadan konuştu. "Eminim abi. İnsan kardeşini tanımaz mı?"

Kardeş, kardeşi tanıyamaz mıydı?

Arif derin bir nefes aldı. "Nasıl tanıyalım ki abicim?" dedi ve elini kardeşinin omzuna koydu. "3 sene önce öğrendik Arin'in kardeşimiz olmadığını. 3 senedir kardeşimizi arıyoruz, kime veya neye benzediğini bile bilmiyoruz. Ya kardeşimiz deyip de sarılırsak ve o çıkmazsa ne yapacağız? DNA testi de şart biliyorsun. Ya kabul etmezse? Ya yine ortada kalırsak?"

Aram başını sallayarak hak verdi. "Ama abi," dedi ve gözlüğünü çıkardı. "Bir görsen, bana... Bize öyle benziyor ki. Hele anneme. Şıp demiş burnundan düşmüş valla. Hiç DNA testine bile gerek yok." Sonra gözünü etrafa çevirdi ve bir yere sabitledi. "Bir görsen, öyle güzel ki."

Arif, karşısında sırıtarak dalgın dalgın konuşan kardeşine inanamıyordu. Elinde olmayarak sırıttı. "Seni ilk kez böyle görüyorum lan! Ne kadar güzel konuşuyorsun!"

Kızgın gözlerle abisine baktı ve gözlüğünü geri taktı. "Çok kabasın. Ama Ahenk öyle mi?"

Arif, duyduğu isimle kalakaldı. İsmi ne güzel, diye düşündü. "Heyecandan adını sormayı unuttum. Ahenk mi adı?" diye sordu.

Aram, ismi dahil her şeyi birbir anlattı. Sahne performansından maaşına kadar, patronundan arkadaşlarına, mekandan Ahenk'in ne giydiğine kadar her şeyi anlattı.

Müziğin Ahenk'iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin