5'

74 9 8
                                    

-
-
-
-
-

"Abi." diyerek sessizliği bozdu Hannah.

"Evet Hannah?"

"Çok yorulmuyor musun işinden?"

"Yani alıştım artık çok yorulmuyorum."

"Eve yorgun gelmen üzüyor beni."

"Merak etme Hannah her şey yolunda. Bak aklımdayken, Jeongin'in stajı bittiği için onun yerine kalıcı olarak çalışacak birini aldım." Gülümsedi Chan.

"Sonunda, artık çok yorulmayacaksın o zaman değil mi?" dedi Hannah.

"Aynen öyle ama çıkış saatini uzatacağım biraz."

"Kaça kadar?"

"22.00."

"Çok geç değil mi ya"

"Normal aslında."

Hannah abisine söylerken kahvaltılarını yapmaya devam ettiler. Yemekleri bitirdikten sonra Chan işe gitmek için hazırlanmaya başladı. Abartmadan sade bir şeyler giyindi. Saçlarına fön çekmedi bugün, doğal olarak bıraktı. Çantasını toparladı.

"Çıkıyorum ben dikkat edin!" diyerek evden çıktı.

Kafesi biraz uzak evinr ama çok değil. Otobüs bindi. Bomboştu otobüs , arkada ki boş yerlerden birine oturdu. Kafasını cama yasladı. Aklına birden Changbin geldi. Chan'a iyi gelmiş gibiydi, enerjisi insanı mutlu ediyordu.
Bugün çağırsa olur muydu..
Kafeyi tanıtmak amacıyla çağırabilirdi.
Telefonunu çıkarıp mesaj attı hemen Changbin'e.

"Günaydın Chang, müsait misin?"

-
-
-

Changbin çok erken uyanan biri değildi belki de şu bir işi olmadığı içim öyledir. Bugün çok geç kalkmadı hatta geç kalkmadı. Mükemmel hissediyordu dünden dolayı. Bir şey olamadı ama eğlenmişlerdi. Hem Hyunjini uyandırmaya çalışırken hem de kahvaltı hazırlamaya başladı.

"Hyunjin uyan artık!"

Hyunjin'den ses gelmedi.

''HYUNJİN!''

Hyunjin irkilerek uyandı.

''Uyusam n'olur ki?" diye söylendi Hyunjin.

Changbin kahvaltı masasını güzelce hazırladı. Oturup telefonda ki bildirimlere bakarken Chan'dan mesaj gördü, heyecanla yerinde zıplamaya başladı. Mesajı açtı ve hızlıca cevap verdi.

"Kusura bakma Chan yeni gördüm ve evet müsaitim :)" diye yazdı.

Chan hemen cevap verdi.

"Ben şimdi kafeye geçiyorum istersen sen de gel."

Changbin daha da heyecanlandı.

"Gelirim ama sıkmak istemem seni."

"Sıkılmam senden asla."

"Peki o zaman hazırlanıyorum. Görüşürüz!"

"Görüşürüz!"

Changbin Chan ile konuşurken Hyunjin geldi ve masaya oturup yemeye başladı. Changbin ona baktı mutlu bir şekilde.

"Ne bu heyecan?" diye sordu Hyunjin.

"Chan çağırdı birazdan yanına gideceğim!"

"Harika. Şimdi ikimiz gidelim mi? Orada yapalım kahvaltıyı."

"Bilmem ki"

"Hadi kalk hazırlan."

"Ama bunlar boşa gidecek..."

"Gelince yerim ben."

Hyunjin'in ısrarı ile Hazırlanmaya başladı Changbin. Klasik siyah pantolon, beyaz tişort ve siyah deri ceket giyindi. Hafif bir parfüm sıktı. Saçlarını saldı. Salona geçip Hyunjin'i beklmeye başladı. Çok geçmeden geldi Hyunjin'de ve çıktılar evden. Kafe uzak değildi hemen gittiler.

Chan onları görür görmez gülümseyerek selam verdi. "Günaydın!"

"Günaydın." Changbin konuşurken Chan'ın kıvırcık saçlarına bakıyordu. Hayran kalmıştı resmen. Kendine gelip gülümsedi ona.

"Kahvaltı yaptınız mı?" diye sordu Chan merakla.

"Hayır." Changbin'in konuşmasına izin vermeden atıldı Hyunjin.

"O zaman hazırlayım ben size."

"Yardım edeyim."

"Sen otur Changbin."

Changbin'in ikiletmesine izin vermden mutfağa geçti Chan. Hyunjin'in yanına oturdu Chang. Konuşmadan Chan'ı beklediler. Chan gelince Changbin istemeden gülümsedi.

"Afiyet olsun!" dedi Chan.

Teşekkür edip yemeye başladı hepside. Bir süre sonra Hyunjin sessizliği bozdu.

"Chan sevgilin var mı?"

Changbin zor tuttu kendini.

"Hayır, yok."

Changbin'e rahatlama geldi.

"Hoşlandığın biri var mı?" diye sordu bu sefer Hyunjin.

"Yani aslında pek emin değilim. Galiba biraz daha tanımam gerek onu."

Changbin iyice meraklanmıştı bir yandanda üzülmüştü biraz.

"Peki ya sizin ilişkiler nasıl?" dedi Chan.

"Changbin birinden hoşlanıyor ben sapım şu anlık biri yok yani."

"Changbin kim bu şanslı kişi?" Chan gülümseyerek sormuştu.

Changbin gülümsemesine erirken ne diyeceğini bilemedi.

"Ben de kalsın..."

Chan kafasıyla onaylayıp masayı toplamaya başladı Changbin'de yardım etti. Hyunjin işi olduğunu söyleyip çıktı. Chan ve Changbin baş başa kalmışlardı. Bu yüzden Changbin biraz gerilmişti. Müşteri gelmesini bekliyorlardı. Changbin ne yapcağını bilmiyordu pek Chan ile konuşmak için bunu sorabilirdi.

"Chan bugün ne yapmam gerekiyor?"

Chan düşündü. "Beni izle bugün."

"Ne?" şaşırdı Changbin.

"Ya da siparişleri alabilirsin bugün."

Chan utanmıştı o yüzden lafı çevirdi,

"Ha tamam."

Günün ilk müşterileri gelmişti bile. Üç kişilerdi. Onlar menüye bakarken Changbin, not defterini arıyordu. Chan ona uzattı defteri.

"Teşekkürler!" dedi Changbin. Chan ise gülümsedi sadece.

Changbin müşterilerin yanına gitti. "Hoş geldiniz! Karar verdiyseniz alabilrim siparişlerinizi." deyip gülümsedi Changbin. O sırada Chan Changbin'e bakakalmıştı. Ondan hoşlandığını şimdi gerçekten kabullendi.

-
-
-
-
-
selam bu bolum uzun oldu baya umarim seversiniz 🌟

the beach, chanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin