10'

61 9 11
                                    

-
-
-
-
-

Chan Changbin için çok endişeliydi. Onun göz yaşlarını silip karşısına oturdu ve ellerini tuttu. Gözlerine bakıyordu Changbin'in.

"Ne oldu Changbin anlatmak ister misin?" Chan konuşurken Changbin'in ellerini okşuyordu.

Changbin konuşmuyordu başını eğmiş ellerine bakıyordu. Gözlerinden yaşlar hâlâ akıyordu.

"O zaman anlatmak istediğin zaman anlat tamam mı? Şimdi bana gidelim tek kalma evde, olur mu?" dedi Chan.

Changbin sadece başını sallayabildi. Kabul etti çünkü tek kalmak istemiyordu. Chan Changbin'in elini tutup kalkmasına yardımcı oldu. Chan Changbin'in omzunu okşadı ve öylece yürümeye başladılar.

"Taksiye binelim mi?"

"Gerek yok Chan." Changbin gülümsedi hafifçe. Gözleri şişmişti ağlamaktan.

Chan gülümsedi. Biraz daha yürüdükten sonra gelmişlerdi Chan'ın evine. Asansöre bindiler. Kapıyı çaldıklarında annesi açmıştı. Chan'ın annesi Changbin'i görünce mutlu oldu ama kızarmış gözlerini görünce de endişelendi.

"Hoşgeldiniz!" dedi annesi sevinçle.

'Hoşbulduk' dedi Chan. Changbin'de selam verdi ve içeri geçtiler. Chan Changbin'den ayrılmıyordu. Annesi de yanlarına geldi diğer koltuğa oturdu.

"Aç mısınız?" diye sordu annesi.

Changbin hayır diyecekken Chan izin vermedi.

"Evet çoook açız." Chan Changbin'in bir
şey yemediğini anlamıştı onun için üzülüyordu o yüzden bir şey demesine izin vermeden konuştu.

"O zaman bir şeyler hazırlayım ben." annesi mutfağa gitti.

Changbin ve Chan başbaşa kaldılar. Chan ona baktı. O sırada Hannah geldi.
Changbin onu görünce selam verdi. Hannah kendini tanıttı. Changbin'de kendini tanıtınca sohbet etmeye başladılar. Chan sadece Changbin'e odaklanmıştı. Hannah bunu fark etmişti.

"Anneme yardım edeyim ben gelirim birazdan." dedi Hannah. Mutfağa gidip kapıyı kapadı. "Anne."

"Efendim."

"Abim o çocuktan mı hoşlanıyor?!"

Annesi gülümsedi. "Galiba evet, çok belli
ediyor değil mi?"

"Evet."  deyip güldü Hannah.

Hannah ve annesi masayı kurdular ve oturdular hep beraber. Yemeye başladılar. Changbin pek iştahlı değildi.

"Ailen ne iş yapıyor Changbin?" diye sordu annesi.

Bu soruyla Changbin titremeye başladı. Ama belli etmemeye çalışarak konuştu.
"Babam spor salonu yönetiyor..."

"Çok güzel. Chan da spor salonu yönetmek isterdi."

Chan gülümsedi.

Changbin zor duruyordu ağlamamak için. Chan Changbin'e baktığı anda anladı.

"Changbin ben de kitabın kalmış vereyim onu unutmadan."

Changbin Chan'a baktı.

"Odama gel." dedi Chan ve odasına doğru ilerledi. Changbin'de onun peşinden ilerledi. Chan kapıyı kapattı. Changbin titriyordu. Chan ellerini tuttu.

"İyi gözükmüyorsun Changbin..." Chan çok endişelenmişti. "Oturalım."
Yan yana Chan'ın yatağına oturdular. Chan Changbin'in saçlarını okşuyordu. Changbin bununla sakinleşip ağlamayı bıraktı ve kafasını Chan'ın omzuna koydu. Chan gülümsemişti. Bir elini beline koydu Changbin'in. Ağlamaktan yorulmuştu bu yüzden uykusu gelmişti tam ayaklanacaktı ki Chan sıkıca sarılmıştı kendisine.

Changbin inatçılık yapmadı bu sefer. İkiside öylece duruyorlardı. Bi' süre sonra Changbin uyuya kalmıştı. Chan fark etti hemen ve ınu yatağına yerleştirdi sessizce. Üstünü örttü. Yanağını okşayıp çıktı odadan.

Salona geçtiğinda Hannah ve annesi sadece oturuyordu.

"Kitap vermek bu kadar uzun mu sürüyor?" dedi Hannah.

"Hannah iyi gözükmüyordu fark etmedin mi?" Chan enedişeliydi

Hannah düşündü. "Doğru gözleri şişmişti."

"İyi mi şu an?" diye sordu annesi.

"Evet, uyuyakaldı."

"Ondan hoşlanıyorsun değil mi abi?" Hannah sırıtıyordu.

"Belki..."

"Belki mi aşıksın abi!"

"Belli mi o kadar?!"

"Evet."

Chan pek takmadı bu durumu zaten açılmayı düşünüyordu.

-
-
-
-
-
bu bolum kisa oldu biraz bu arafa yeni bir fic yazmayi dusunuyorum yjne chanchang

----- bu bolum kisa oldu biraz bu arafa yeni bir fic yazmayi dusunuyorum yjne chanchang

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
the beach, chanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin