14'

51 7 14
                                    

-
-
-
-
-
O günün ardından bir hafta geçmişti.

Bugün Chan'ın babasının ölümünden tam 4 yıl geçmiş oluyordu o yüzden Chan durgundu biraz.

Changbin oda da yalnız başına oturan Chan'ın yanına geldi. Kapıyı kapatıp Chan'ın yanına oturdu ve sıkıca sarıldı.

"Üzülmen çok normal sevgilim. Tutma kendini." dedi Changbin.

"Üzülüyorum ama mutluyum da en azından orada acı çekmiyor."
Chan gülümsüyordu ama bir yandanda göz yaşları süzülüyordı.

"Baban çok güzel yetiştirmiş seni, kardeşlerini... Tanışmak isterdim."

"Babam da seni severdi emin ol."

Changbin gülümsedi. Bir yandan Chan'ın gözlerini siliyordu.

"Dışarıya çıkmak ister misin?"

"Evet."

İkiside hazırlanmaya başlamışlardı. Hava soğuktu bugün, kalın bir şeyler giyinip çıktılar.

İkiside birbirlerni sarmalamış şekilde yürüyorlardı. Nereye gittiklerini bilmiyorlardı. Sadece yürüyorlardı.
Günün sonunda mezarlığa gideceklerdi.

Bayağı yürümüşlerdi. Changbin etrafına bakınırken babasının spor salonunun önüne geldiklerini fark etti.

"Baksana bu spor salonu yeni açılmış galiba." Chan bilmiyordu.

"Galiba... Mezarlığa gidelim mi hava çok soğudu."

Tam gidiyorlardı ki arkalarından bir ses geldi.

"Yanında ki adam kim Changbin?" bu ses babasınındı.

Changbin arkasona baktı Chan da onunla birlikte baktı. Chan hemen Changbin'in önüne geçti.

"Kimsin sen?!" dedi babası.

"Sevgilisiyim." dedi Chan.

Babası şaşkınlıkla bakıyordu.

"Ne demek sevgilisiyim?!"
"Sürtünüp durma sokaklarda Changbin."

"Beni evden kovdun hayatıma bulaşma!" dedi Changbin sinirle.

Changbin'in annesi gelmişti. "Changbin ne yapıyorsun burada?"

Changbin cevap vermedi. Chan Changbin'in elini tuttu.

"Beni rahat bırakın artık." Changbin bıkkınlıkla konuşmuştu.

"Tamam karışmayacğız ama gözümüze gözükme." dedi annesi.

Nasıl bu kadar acımasızlardı?

Chan ve Changbin taksi durdurup binmişlerdi.

"Chan çok özür dilerim."

"Bebeğim senin bir suçun yok." Yanaklarını okşadı Changbin'in.

"Sana çok yük oluyorum."

Changbin sözünü tamamlamadan Chan dudaklarına kapanmıştı. Uzunca öpüp çekildi.

Mezarlığa gelmişlerdi. Chan Changbn'in elinden tutup babasının mezarının önünde durdu.

"Baba, geldim..."
"Changbin'de geldi. Sevgilim."
"Onu görmeni çok isterdim..."

Chan'ın gözlerinden yaşlar dökülüyordu. Changbin'in de gözleri dolmuştu. Chan'ın sırtını okşuyordu.
Chan ise babasıyla konuşuyordu.

Chan konuşamayacak şekilde ağlamaya başladı.

"Chan size benziyor olmalı. Çok iyi kalpli.. Beni zor durumumda elimi tutup kurtardı. Minnettarım size. Sizi de görmek isterdim. Chan'a çok iyi bakacağım merak etmeyin.." Changbin de zar zor konuştuktan sonra Chan'a sarıldı.

Chan babasını çok seviyordu annesi yokken hep babasıyla vakit geçirmiş öldükten sonra da büyük bir boşluğa düşmüştü. Kendini suçluyordu ona bakamadığı için.. Hep babasına özenmişti, babası gibi olmak istiyordu.

Hava soğuduğu için çok durmadılar. Yine taksiye binip eve gittiler.

Annesi kapıyı açtı. İçeri geçtiler. Chan ve Changbin odaya geçip üstündekileri değiştirdiler.

Changbin Chan'a sarıldı. Chan da karşılık verdi.

"Acıktın mı sevgilim?" dedi Changbin.

"Biraz."

"Bir şeyler atıştıralım o zaman. Geçen gün oturup bfilm izleyip yeriz diye biraz bir şeyler almıştım." Gülümsedi Changbin.

"Güzel olur."

Chan Changbin'in dudağını öpmeye başladı. Changbin de karşılık veriyordu.
Chan tutkuyla öpüyordu, boynunu öpmeye başlamıştı. Changbin ise Chan'ın kıvırcıklarını okşuyordu. Geceyi beraber geçirdiler. İkiside birbirine teşekkür etti gece boyu. En iyilerini yaşıyorlardı...



SELAM okuldan dolayi aktif olamad'm sinavlardan sonra daha aktif olacagim 

the beach, chanchangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin