O an kahkahaların ardından çalan telefon ile Jungkook doğrulup gizli numaradan arayan çağrıyı yanıtlamıştı:
-Alo?
-Naber Kook?
Kaşları çatık bir şekilde önünü izleyen Jungkook'u ilk önce Haein fark etti. Genç adam diğerlerine sessiz olmalarını işaret edip ortamdaki gürültüyü kesti ve herkesin odağının Jungkook'ta olmasını sağladı:
-Bu ne? Gizli bir hayran mısın?
-Ne yani numaram kayıtlı değil mi? Eniştenin numarası olmaz mı insanda?
-Siktir...
Derin sesiyle söylediği küfürden önce telefonu ağzından uzaklaştırmış ve gözlerini kapatmıştı. Ardından kısaca Haein'e bakmış ve ona bakışlarıyla kim olduğunu anlatmıştı. Ne yapacağını düşünürken dikkatini dağıtmasına yol açan hattın diğer ucundaki kahkaha sesi ile telefonu tekrar kulağına götürmek yerine sesi hoparlöre verdi:
-Uzun süre konuşmadığına ya da cevap vermediğine göre kesin diğer aptallara benim aradığımı söylüyorsundur.
Taehyung elindeki içki şişesini sıkarken Sehun kısaca ona bakmış ve omzunu tutup sıkmıştı. Lalisa ve Roséanne öne eğilip konuşmayı daha net dinlemeye çalışıyordu. Chen sigarasını söndürüp Jinyoung'un kulağına birkaç şey söyledikten sonra Haein'e döndü ve başıyla Jungkook'u işaret etti. Şuan olan durumla zerre ilgilenmeyen tek kişi Chanyeol'du:
-Ne istiyorsun Junmyeon?
-Hah konuş şöyle.
Tekrar güldü Junmyeon. Ardından yüksek sesle bir sıvı yudumladı. Nefes verip tekrar konuşmaya başladı:
-Duyduğuma göre şuan Chanyeol'un evindesiniz. Hemde hepiniz. Yani aptal Taehyung ve çetesi artı hainler..
-Hain senin ebendir şerefsiz!
Haein Jungkook'un kolunu tutup hafifçe sıkarken düzgün konuşmasını işaret etti. Jungkook'da iç çekip şakaklarını ovaladı. Ardından tekrar konuşmaya başladı:
-Ne istiyorsun?
-Ben değil. Sevgilim şuan karşımda ve sizi çok özlediği için bir çeşit davet göndermemi ve yaptığınızın yanlış olduğunu, bir an önce doğru yola yani benim yanıma dönmenizi istediğini iletti.
Sehun burnundan gülüp başını geriye atarken Chen sırıtıp sessizce gülmeye başladı. Jinyoung telefonunu çıkarıp sohbetler kısmına girdi ve birkaç kişiyle konuşmaya başlarken Jungkook ciddi ifadesini bozmadan konuşmaya devam etti:
-Telefonu ona ver.
-Yanımda zaten beni izliyor.
-Ne güzel işte telefonu ona ver.
-Bana güvenmiyor musun? Her neyse.
Telefonda kısa süreli bir sessizlik olurken tekrar konuştu karşıdaki:
-Seninle konuşmak istemiyor. Zaten söyleyeceği çoğu şeyi ben ilettim.
-Yalan söyleyip canımı sıkma Junmyeon! Jisoo'yu senden çok daha iyi tanıyorum. Ayrıca yıllardır onunlayım. O bu aptal kelimeleri asla kullanmaz.
-Evet haklısın yıllardır sen onun yanındasın ama o şuan benim yanımda. Yani anlayacağın ya da anlayacağınız çünkü şuan yanındaki herkes beni dinliyor buna da eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗧𝗵𝗲 𝗖𝗼𝗮𝗰𝗵 ᵛˢᵒᵒ
FanfictionSeul Üniversitesinin en büyük iki özelliği vardı. Birincisi basketbol takımı, ikincisi ise ulusal not birincisi Kim Jisoo. Okul basketbol takımının ülkenin en iyisi olmasının sebebi şüphesiz kaptan Kim Taehyung'du. Lakin yüksek egosu ile kampüsün pl...