Erken uyandı o sabah Taehyung. Yataktan kalkıp ağır adımlarla banyoya ilerledi ve sıcak bir banyo yaptı. Ardından çıkıp dolabında hazır olan takımını çıkarıp üzerine geçirdi. Üzerine hafif yapışan gömleği kaslarını belirginleştirip genç adamın daha da dikkat çekici olmasını sağlıyordu. Deri kemerini beline bağlayıp pantolonunu düzelttikten sonra hazır hale gelmek adına yıllardır değişmeyen kokusunu eline aldı ve başının etrafında vücuduna birkaç kere püskürttü. Uzun kemikli parmaklarına gümüş yüzüklerini geçirip saatini sağ bileğine taktı ve aynadan kendini süzdü:
-O beğenmedikten sonra bu özen hiçbir şeye yaramıyor.
Nefesini dışarı verdi ve siyah ceketini alıp odadan çıktı.
🌺
O saatlerde Jisoo'da uyanıktı. Tüm gece uykusuz kalmış, sürekli aynı şeyleri düşünmüştü. İç sesi bir türlü susmamış ve sabah güneş odanın kapısını çalana kadar Jisoo'ya vicdan azabı çektirmeye devam etmişti:
-Erken gidelim bugün..
Ayağa kalkıp banyoya doğru ilerledi ve kısa bir duş aldı. Islak vücudunu kuruttu havlu ile. Ardından üzerine kıyafetlerini geçirmeye başladı. Mavi kot pantolonunu yukarıya çekti ve siyah kemer ile belinde sabitledi. Pantolonun çoğu yerinde çizikler, diz kısımlarında ise büyük yırtıklar vardı. Vücudunun üst kısmını siyah dar bir tişört ile kapattı. Tişörtün göğüs kısmı hafif açıktı. O da açık olan tenini mavi çiçekli bir kolye ile süsledi. Yeni boyattığı uzun siyah saçlarını tarayıp düzgün hale getirdi ve dolgun dudaklarına kırmızı rujunu sürüp hazır olduğuna kanaat getirip çantasını aldı ve hızlı adımlarla odadan çıktı.
Yolda yürürken etrafı izledi Jisoo. Arada bir durup derin nefesler alıyor ve ciğerlerine temiz havayı doldurup birkaç saniye bekliyordu. Ardından yavaşça nefesi geri dışarıya verip yürümeye devam ediyordu.Sıkıldığını anladığında kulaklığını çıkarıp telefonuna taktı ve playlist'ini açıp en alttan oynatmaya başladı. Son zamanlarda favori olan şarkısını dinlemeye başladı:
Selena Gomez ~ Sober
Şarkıya eşlik edip neşeyle yürümeye başlamıştı bu sefer. En sevdiği sanatçıydı Selena Gomez. En büyük hayali de onun konserine gitmekti belki de.
Kampüse yaklaştığı zaman telefonun kapalı ekranından yüzüne ve saçlarına baktı. Güzel gözüküyordu. Sade ama hoş:
-Tek başıma olmak güzel olacak.
Kampüse girip etrafa baktı. Kimseyi görmüyordu. Sırıttı. Sessizliği seviyordu. Zıplayarak ilerledi ve her zaman oturduğu banka ulaştı. Oturup sol bacağını sağ bacağının üzerine attı ve telefonu da bacağının üstüne bıraktı. Başını geriye yaslayıp banka dayadı ve gözlerini kapattı. Yalnız olduğunu düşünüyordu. Sorun da buydu. Sadece düşünüyordu.
Koca bahçenin diğer tarafında Taehyung oturuyordu. Motor ile geldiği için Jisoo'dan çok daha önce gelmiş ve yalnızlığın tadını çıkarmıştı. Jisoo geldiği zaman kapattığı gözlerini açıp hızla arkasını döndü.
Vücudunun her zerresi onun için ayakta duruyordu artık. Gelir gelmez hissetmişti geldiğini:
-O da uyuyamamış..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗧𝗵𝗲 𝗖𝗼𝗮𝗰𝗵 ᵛˢᵒᵒ
FanficSeul Üniversitesinin en büyük iki özelliği vardı. Birincisi basketbol takımı, ikincisi ise ulusal not birincisi Kim Jisoo. Okul basketbol takımının ülkenin en iyisi olmasının sebebi şüphesiz kaptan Kim Taehyung'du. Lakin yüksek egosu ile kampüsün pl...