-Maç bitti. Kazanan 99-34 ile Kim Taehyung ve takımı.
Alkışlar eşliğinde biten maçta her zaman ki gibi ezici bir fark vardı. Taehyung yine kusursuz oynamış ve tüm okulun beğenisini kazanmıştı. Jisoo tek başına Junmyeon ve arkadaşlarının tribünün de oturmuş yenilgiyle başını ellerinin arasına almıştı. Jungkook ve Jinyoung ile ayakta "Kim Taehyung" diye bağırarak tezahürat yapıyor, Roséanne ise arkadan onlar için yaptıkları müziği açmış, eşlik ediyordu. Chen ve Haein Jisoo'nun tarafına bakıp göz devirdiler ve alkışlamaya başladılar.
Aslında Junmyeon bu yüzden onları sevmiyordu. Lakin Jisoo dan başka kimse Junmyeon'a destek vermiyordu. Kendi arkadaşları dahil.
-Kim Taehyung sayende yine ziyafet çekeceğiz adamım teşekkürler!
Jinyoung'un bağırışı ile Taehyung o tarafa bakmış ve hafifçe gülümseyip baş selamı vermişti. Bu sefer Jungkook ile birlikte bağırmışlardı. İkili kampüsün en çılgınlarıydı. Yeteri kadar tezahürattan sonra müziği kapattılar ve aşağıya indiler:
-Hey Jisoo. Bizim dersimiz yok. Evlere geçiyoruz. Akşam sende toplanırız. Dikkat et.
Başını salladı Jisoo sadece. Haein arkadaşına el sallayıp gülümsedi ve diğerleriyle sahadan çıktı. Jisoo da beynini tamamen boşaltıp aşağıya, önce Junmyeon'un yanına gitti.
Başını öne eğmiş hareketsiz bir şekilde duruyordu genç adam . Jisoo yanına oturdu ve onun saçlarını okşadı:
-Bir dahakine olur-
-Her defasında aynı saçma yalanları söylüyorsun Jisoo. Yeter.
Durdu Jisoo. Elini çekip kucağına koydu:
-Yalan değil. Sadece seni rahatlatmaya çalışıyorum.
-Bunu senden kim istedi? Saçma salak hareketler yapıp canımı sıkıyorsun sadece.
Hızla ayağa kalkıp çantasını aldı Junmyeon ve üzerini değiştirmeden sahadan çıktı.
Derin bir nefes verdi Jisoo. Ardından saçlarını geriye atıp ayağa kalktı:
-Sadece sinirli Jisoo.. hem bu ilk değil.
Omuz silkti ve dudaklarını yalayıp boşalan salonda soyunma odasına ilerledi.
🗝️🌺
-Hazırım..
Büyük kapıyı itip açtı ve içeri girdi Jisoo. Karanlık olan odaya baktı bir süre :
-Taehyung... Burda mısın?
Öksürdü iki kere. Ardından telefonunun flaşını açtı ve etrafı aydınlattı:
-Işıklar nerde..?
Telefonun flaşını duvarlara doğru tuttu ve anahtarı aramaya başladı. Bulduğu zaman dikkatle oraya doğru yürüdü lakin biri onu durdurdu:
-Dur. Işığı açma.
-Ha.. Tamam.
Arkasından gelen sese itaat edip ışığı açmadı Jisoo. Arkasını dönüp etrafına baktı:
-Nerdesin bari onu söyle.
Sessizlik oldu odada. Sonra konuştu karanlıktaki ses.
-Düz yürü.
Jisoo başını sallayıp telefonun ışığını önünde tuttu ve düz yürüdü. Birkaç adımdan sonra tekrar konuştu gölge ses:
-Sola dönüp yürü şimdi. Yaklaşık 4 adım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗧𝗵𝗲 𝗖𝗼𝗮𝗰𝗵 ᵛˢᵒᵒ
FanficSeul Üniversitesinin en büyük iki özelliği vardı. Birincisi basketbol takımı, ikincisi ise ulusal not birincisi Kim Jisoo. Okul basketbol takımının ülkenin en iyisi olmasının sebebi şüphesiz kaptan Kim Taehyung'du. Lakin yüksek egosu ile kampüsün pl...