YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM

420 69 57
                                    





O zaman Let's go let's gooooooo. 😸


LISA

Dün geceden sonra aklım çok karışıktı.
Neler olduğunu anlayamıyordum. Kolyem Jennie'yi yere sermişti ve bunun sebebini merak ediyordum. Jennie bu duruma şaşırmış görünmemişti.


Okula gitmek için hazırlandım ve aşağıya indim. Taylor yoktu. Bu beni biraz olsun keyiflendirirken  Jennie ve Jisoo öğretmen gibi giyinmiş beni beklediklerini farkettim. Merdivenlerden inerken "hey Lisa buraya gel sence gözlük beni daha havalı gösteriyor mu?"
Jisoo'nun gözlüğünü takmasını bekledim.

Dudaklarımı bükerek "sanırım seni daha yaşlı gösteriyor."
Jisoo hızlı bir şekilde gözlüğünü çıkarıp atarak "o zaman gözlük yok. Hazırsanız artık çıkalım. Öğrencilerimle tanışmak için sabırsızlanıyorum."

Jennie huysuz bir şekilde çantasını omzuna alırken gözleri beni kontrol ediyordu.
Aramızda soğukluk vardı. Dün gece öğrendiklerimden sonra açıkçası şüphelenmeye başlamıştım. Jennie benim tanıdığım Jennie miydi? Bilmiyordum.
Benden gizlediği bir şeyler vardı.

Jisoo önden çıkarken Jennie hızlıca arkamda belirdi. Ensemde nefesini hissedebiliyordum.
"Okulda uslu dur Lisa. Öğleden sonra odama gel."

Cevap vermeye bile fırsat bulamadan Jisoo'nun arkasından çıktı. Ürpermiştim. Kendimi toparlamaya çalışırken dışardan gelen korna sesiyle çıktım.
Bu Rose'ydi.

"Lisa geliyor musun?"
Jennie ve Jisoo'yu umursamadan sormuştu.
İzin ister gibi Jennie'ye baktığımda Jisoo araya girdi.
"Bırak gitsin Jennie. Okula öğretmenleriyle gitmesi doğru olmaz."
Jennie bakışlarını sertleştirerek Rose'ye döndü.

"Her gün buraya kadar gelmene gerek yok sarışın."
Jisoo'nun söylediklerini umursamamıştı.
"Hadi Lisa atla seni ben götüreceğim."
Jennie'nin arabasına doğru ilerlerken Rose'ye özür dileyen bakışlarımı atmayı ihmal etmemiştim. Kaşlarını çatarak küfür ettiğini duyduğumda Jennie'nin duymamış olması için dua ettim.

Arka koltuğa binmek için kapıyı açtım. Jennie hemen beni uyararak "hayır yanıma oturuyorsun."
Sözünü dinleyip ön koltuğa geçtim.

Jisoo 'ne halt ediyorsun' der gibi ellerini kaldırdığında Jennie sürücü koltuğuna binmek üzereydi.
"Sen sarışınla gelirsin Jisoo. Okulda görüşürüz."

Arabaya bindikten sonra gerginliğimi hissetmemesi imkansızdı.
Eski alışkanlığım olduğu için emniyet kemerine uzandım. Jennie kıkırdayarak "Lisa sen vampirsin emniyet kemerine ihtiyacın yok."

"Ah doğru. Üzgünüm hala alışmaya çalışıyorum." Kemeri bırakıp ellerimi dizlerime yasladım. Sessizlik devam ederken dayanamayarak "dün gece... ne oldu Jennie?"

Jennie önemsiz bir şeymiş gibi davranarak "ailende cadılar var Lisa seni korumak için büyü yapmışlardır. Önemli bir şey değil."
Açıklaması mantıklıydı ama yine de içimde şüphe vardı.

Okula geldiğimizde arabadan inip Jennie'yle vedalaştım. Selena'yı bulmam gerekiyordu.
Koridorda hızlı hızlı yürürken onu gördüm.
"Hey Selena! Buradayım, buraya bak."

Dikkatini çektikten sonra yanına koşturdum.
"Ne istiyorsun Lisa derse geç kalacağız."
Omzumdan düşen çantamı düzelterek "konuşmamız gerekiyor." Boynumdaki kolyeyinin ucunu gösterip "bunun hakkında."

Selena kolyeyi gördüğünde şaşırmıştı. Bana bu kolyeyi büyükanne vermişti. Saklamam ve hiç çıkarmamam gerektiğini söylemişti. Bunun için ona söz verdim.
Selena elini uzatarak kolyeye dokundu.
Canı yanmış gibi elini hızla çektiğinde "siktir!"
Sorgularcasına gözlerine baktım.

MY VAMPIRE SLAVE -G!P- JENLISAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin