O zaman Let's go let's gooooooo. 😸JENNIE
Jisoo birkaç gündür ortalarda görünmüyordu. Hayır onun için endişelenmiyorum çünkü bunu sık sık yapar. Geri döndüğünde ise mutlaka peşinde bir belayı sürüklerdi.
Rose ve Lisa'yı yalnız bırakmamak için verdiğim savaşta açlığıma yenik düşmüştüm. Beslenmek için dışarı çıkmalıydım.
"Jennie, iyi görünmüyorsun. Neyin var?"
Lisa'nın sorusuyla başımı ona çevirdim.
Rose'nin de beni incelediğini hissediyordum.
"Kendi işine bak küçük köle."Birazdan Lisa Rose'den beslenecekti ve gerçekten çok aç hissediyordum ama onları yalnız bırakmaya niyetim yoktu.
Rose bu defa bileğini Lisa'ya sunduğunda onları dikkatle izlemeye başladım.Lisa dişlerini ardından dudaklarını bileğe kapattığında yutkunmuştum. Acıyla karışık gözleriyle bana bakan Rose Lisa'nın saçlarını okşuyordu. Adeta bana meydan okuyor ve küçük kölemin ona ait olduğunu söylemeye çalışıyordu.
Lisa bu defa kontrollü bir şekilde beslenmeyi bitirip elinin tersiyle dudaklarının kenarına bulaşan kanı temizledi. Rose gülümseyerek "aferin Lisa. Artık ne zaman durman gerektiğini biliyorsun." İkisi birbirine gülümserken yumruklarımı sıkmıştım. Daha fazla dayanamayıp "işin bitti artık gidebilirsin sarışın!"
Rose rahat bir tavırla "bu gece burada kalmayı planlamıştım. Jisoo bir sürprizi olduğunu ve benim de burada olmam gerektiğini söyledi."
Lanet Jisoo! Benim neden hiçbir şeyden haberim yok. Bozulmuştum ve kaşlarım çatılmıştı. Üstelik beslenmem gerekiyordu ve Rose yılanı gitmeyecekti.
Lisa Rose'nin yanından kalkıp bana doğru gelmeye başladığında sorgulayan gözlerle onu izledim. Sarışınının dibinden ayrılmayı başarmıştı sonunda. Yanıma oturup "Jennie, henüz beslenmedin değil mi? O yüzden bu kadar yorgun görünüyorsun."
Güçsüz olduğumu belli etmek istemiyordum. Özellikle bu sarışının yanında.
Lisa'nın düşünceli davranışı beni mutlu etse de yanından hızla kalktım. Kendime bir bardak viski doldururken "ben iyiyim. Sen kendi işinle meşgul ol Lisa."Aynadan Lisa'nın düşen suratını görmüştüm. Bu normaldi. Köleler sahiplerini memnun etmek için uğraşırdı ve edemediklerinde ise kendilerini eksik hissederdi. Lisa'nın bana karşı hiçbir duygusu gerçek değildi. Bir zorunluluktan ibaretti.
Rose sırıtarak diğer bileğini gösterdi.
"İstersen sen de beslenebilirsin Jennie. İnatçı olma."
Lisa bu kızda ne görmüştü de ona aşık olmuştu? Bakışları bile bir şeytanı andırıyordu.
Viskimi fondipleyip "yılanlardan beslenmiyorum sarışın. Kanın sende kalsın."Lisa Rose'yle aramızdaki anlam veremediği gerginliği şaşkınca izliyordu. Hemen sonra endişeli bakışlarıyla "Jennie lütfen beslenmen lazım biliyorsun."
Lisa'nın daha fazla üzülmesini istemiyordum. Gerçekten üzülmese de dayanamıyordum işte. Ona karşı bütün duygularım haddinden fazla yoğundu. Henüz bunun sebebini bilmiyordum ama öğrenecektim. Tarihte hiçbir zaman bir efendinin kölesine zaafı olmamıştı. En azından bilinen vampir tarihinde...
Aklıma gelen şeyle hafifçe gülümsedim.
"Sarışın bizi Lisa'yla yalnız bırak."
Rose ve Lisa birbirlerine anlamaz bakışlar atarken "Jisoo'nun odasında bekleyebilirsin."Rose istemeye istemeye ayağa kalktığında Lisa'nın yutkunduğunu görmüştüm. Korkuyor muydu? Evet şu an ona zarar vereceğimi düşündüğü için korkuyordu. Rose de öyle düşünmüş olacak ki "ona zarar verirsen..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY VAMPIRE SLAVE -G!P- JENLISA
FanficBu hikaye G!P'dir. Yani girlpenis yani kızın çükü var. Rahatsız olacaklar hiç girmesin kapıdan dönsün. Eee o zaman Let's go Let's gooo 😸 Dudaklarının daha önce mor olduğuna emindim. Şimdiyse gittikçe kırmızılaşıyordu. Odadaki bütün sesler susmu...