25. Bölüm |Uyan|

47 4 4
                                    

Hürkan sakinleştikten sonra kahvaltılarını yapıp hastaneye Emre'nin yanına gittiler. Ali'nin gözleri kıpkırmızı olmuştu, şişmişti ve morarmıştı. Ömer kafasını duvara yaslamış uyuyordu. Özgür salonda yoktu büyük ihtimalle Emre'nin yanındaydı.

Umut: Ali.. Ali bu halin ne!
Ali: Hoşgeldiniz...
Kaan: Hiç hoş bulmadık bu haliniz ne kafayımı yediniz siz, kaç gecedir uykusuzsunuz acaba!
Ömer: Sizmi geldiniz?
Mert: Evet, ve sizde şimdi hemen evinize gidiyorsunuz, gidip duş alın yemek yiyin uyuyun. Ne bu haliniz, bir şey olursa size haber veririz.
Umut: Ben sizi bırakayım bu halinizle gidemezsiniz.
Ömer: Hürkan sen nasılsın?
Hürkan: Emre nasıl?
Ömer: Hala uyanmadı... Bu kadar uzun süre uyuması tehlikeli olabilirmiş.
Hürkan: Özgür nerede?
Ömer: O 2 gündür Emre'nin yanında.
Hürkan: ...
Umut: Herneyse hadi Ali, Ömer siz arabaya geçin bende Özgür'ü getireyim olurmu?
Ali: Olur.

Umut: Özgür hadi gel, sizi eve bırakacağım biraz dinlenin, sonra yine gelirsiniz.
Özgür: Olmaz, Emre bu haldeyken onun evimize gidemem burada kalacağım.
Umut: Ali'lerin eve bırakacağım sizi itiraz yok.
Özgür: Pekâlâ.

Özgür: Sizde hoşgeldiniz.
Mert: Hoşbulduk.
Özgür: Biriniz Emre'nin yanında sürekli durmalı, Her 10 dakikada bir hemşireye durum raporu vermelisiniz. En ufak hareketini bile.
Kaan: Tamam.
Özgür: Bu arada Hürkan sen nasılsın tekrardan geçmiş olsun, umarım toparlanmışsındır.
Hürkan: Sağol, iyiyim.
Özgür: Kendinize iyi bakın yarın uğrarım.
Mert: Güle güle.

Umut 3'ünü eve bırakmaya gitti, Kaan ve Hürkan koridorda oturuyordu, Mertte içeri geçmişti. Hürkan Emre'yi o halde görmek istemediği için içeri girmedi, yoksa kendini affetmezdi.

Doktor: Hoşgeldiniz. Aa Hürkan bey siz nasılsınız?
Hürkan: Teşekkür ederim doktor bey, gayet iyiyim.
Doktor: Çok sevindim, keşke siz gelmeseydiniz...
Hürkan: Sorun yok, iyiyim. Emre'nin durumu nasıl?
Doktor: Açıkçası Emre bey 2 gün içinde uyanmazsa çok kötü olabilir, bunun olmaması lazım.
Hürkan: Peki uyandıktan sonra durumu ne olur?
Doktor: Kafasındaki yara sık sık kanayabilir, ancak çok fazla kanarsa sıkıntılı bir durum olabilir, ayrıca bayılmalar yaşyacak, sık sık başı ağrıyacak, yani uyansa bile çok sıkıntılı bir dönem geçirecek..
Kaan: Peki bu dönemi kısaltmak için ne yapmalıyız?
Doktor: Onu yanlız bırakmayın, strese sokmayın, ayrıca üzülmemesi lazım, yani birşeyleri kafasına takmamalı anlatabildimmi?
Kaan: Evet teşekkürler.
Doktor: İsterseniz gelin Emre beyin durumuna beraber bakalım. Bugün düne göre gayet iyi. Daha fazla hareketli ve birşeyler sayılıyor.
Kaan: Olur bizde görmüş oluruz.
Doktor: Buyrun.

Doktor içeri girmiş Emre'nin serumunu kontrol ediyordu, bileklerini tutup birşeyler yapıyordu.

Doktor: Düne göre çok çok iyi, Ve fark ediyorumki daha fazla hareketli bu çok iyi!
Mert: Az önce Özgür diye sayılıyordu.
Doktor: Ha Özgür bey en yakın arkadaşı olan?
Kaan: Evet o.
Doktor: Gerçekten çok iyi çocuk bir an bile gözünü kapatmadı sürekli Emre beyi izledi.
Mert: Belliydi zaten gözünden uyku damlıyordu.
Doktor: Emre bey şuan gayet iyi. 3'nüzde odada kalabilirsiniz, Emre beye burda yanında olduğunuzu hissettirin, o sizi duymasa bile onunla konuşun.
Kaan: Teşekkürler.

Mert: Hh duydunuz mu durumu iyiymiş rahatladım.
Kaan: Bende öyle, kantine gidip su kahve vs alalım.
Mert: Yardıma geleyim mi Hürkan burada kalır dimi
Hürkan: Evet kalırım sorun yok.
Kaan: Tamam o halde, Hürkan başka birşey istermisin, seni ayakta tutacak, çünkü neredeyse kahvaltı hiç yapmadın, Bir şeyler söylede alayım.
Hürkan: Kafanıza göre takılın, şuan yemek seçecek halde değilim, ne olsa yerim.
Mert: Tamam ben sana birşeyler bakarım.
Hürkan: Tamam bekliyorum.
Kaan: Hemen geliriz.

Mert'le Kaan odadan çıktı, Hürkan'da Emre'nin yanına bir sandalye çekti, önce biraz inceledi onu, sonrasında elini tutu, elini tutunca Emre hareket etti, Hürkan ilk başta korkup elini çekti sonrasında tekrardan elini tuttu, diğer elinide Emre'nin dağınık saçlarının içine daldırdı, gözleri dolmuştu ama ağlamayacaktı..

Kısık ve titrek bir sesle;

Hürkan: Emre, ben senden çok özür dilerim. Kendimden nefret ediyorum, ben senin yüzüne nasıl bakarım bilemiyorum, arkadaşlığımız... Senle olan kardeşliğimiz, dostluğumuz... Söz veriyorum bunlar eskisinden çok daha iyi olacak!.. ama yeterki sen uyan Emre, varsın senle imkânsız kalalım. Ama ayrı kalmayalım olur mu? Seni seviyorum... Lütfen uyan.

Emre: (Kısık sesle) Özgü- Özgür...
Hürkan: E-emre... Burdayım Emre burdayım.

Emre Hürkan'ın elini sıkmıştı yavaş şekilde, Hürkan'da Emre'nin elini öptü, Emre sayıklamayı bıraktı ve tekrar uykuya daldı.

Emre'nin "Özgür" demesi Hürkan'ın ağrına gidiyordu, ama şuanda bunun sırası değildi.

Tek istediği Emre'nin uyanmasıydı;

"Uyan Emre'm lütfen uyan, sen sadece uyan."

"Tanımlanamayan Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin