27. Bölüm |Sırası Değil|

42 3 0
                                    

Özgür Emre'nin yanına gelmişti saçlarını okşuyordu, bu herkes tarafından normal karşılandı ama Hürkan odaya girip bu görüntüyle karşılaşmak istemezdi.

Hürkan: B-Bardağı bırakmaya geldim.
Ömer: Geç otur.
Hürkan: Yok gideceğim.
Mert: İki dakika otur yerinde, iki saattir hep biryere gidiyorsun zaten, yorulmadınmı?
Hürkan: İşim var.
Ali: Hürkan gelsene bir.

Emre göz ucuyla Hürkan'a bakıyordu taki Ali onu odadan çıkarana kadar. Ali Hürkan'ın kolundan tutup koridora çıkardı.

Ali: Sen iyimisin?
Hürkan: Hhm.
Ali: Hiç iyi durmuyorsun, sende rahatsızlandın seni eve bırakayım olur mu?
Hürkan: Yok eve gitmeyeceğim, ufak bir işim var sonra bardağı alır çıkarım.
Ali: Pekâlâ.
Hürkan: Bardak sizde kalsın, ama bana bak o Özgür bozuntusu oğluma laf ederse ağzına sıçarım onun.
Ali: Tamam senin derdin anlaşıldı. Hürkan biliyorum senin için zor ama Emre burdan çıkınca herşey düzelecek merak etme.
Hürkan: Uykusunda bile Özgür'ü sayıklayan birimi?
Ali: Hürkan, sırası değil lütfen.
Hürkan: Pekâlâ gidiyorum, bardağa mama ve eşya alacağım sonra onuda almaya gelir eve giderim.
Ali: Tamam. Kendine dikkat et.
Hürkan: Görüşüz.

Hürkan koridorda ilerlerken Ali'de içeri girdi.

Emre: Hürkan nerede?
Ali: Bardağa mama, yatak gibi şeyler alacakmış.
Kaan: Bardağı niye götürmedi?
Ali: Arabada uzun süre nefessiz kalır diye sonuçta alışveriş yapacak uzun sürüyor.
Mert: Bardak kaç aylık sizce, çünkü çok küçük.
Ömer: Bilmiyorum ama çok tatlı.
Emre: Benim telefonum nerede?
Ali: Saçmalama yeterince radyasyon altındasın birde telefonlamı uğraşacaksın?
Emre: Ya bişey olmaz ver sen.
Ali: Telefonunu istesemde veremem.
Emre: Niye?
Ali: Kırıkta ondan.
Emre: Hah birde telefonsuz kaldık amk!
Ali: Lan sakin ol sim kartını çıkardım o sağlamdı.
Emre: Telefon yok oğlum ne simi?
Ali: Gerizakalı alınır bir telefon zormu?
Mert: Sakız alıyor sanki amk.
Ali: Lan bu 1 ay öncesine kadar telefonum donuyor diye etrafta dolanıyordu, bizde Özgürle sürpriz yapacaktık yeni telefon alıp, İyikide o zaman almamışız şimdi alırız işte.
Emre: Gerek yok oğlum.
Özgür: Mal zaten alınacak?
Emre: Olsun yinede ben alırım.
Kaan: Nazlanma beleş telefon alıyorsun işte!
Ömer: Telefonu boşverin şimdi sırasımı?
Kaan: Bu adam çok doğru konuştu.

1 saat sonra Hürkan geldi, Bardak Emre'nin göğsünün üstünde uyumuştu.

Hürkan: Bardağı almaya geldim, eve götüreceğim.

Emre: Uyandırayım mı?
Hürkan: Uyandırma, uyanırsa gitmek istemez.
Emre: Peki.

Emre son kez Bardağın kafasını okşadı sonra Hürkan'ın onu almasına izin verdi.

Kaan: Görüşürüzz.
Mert: Güle güle pisicik.
Ömer: Bardağa görüşürüz diyip Hürkan'a neden demiyorsunuz ayıp ayıp..

Ömer bunu deyip Hürkan'ı sıkmadan sarıldı.

Ömer: Bende seninle geleyimmi?
Hürkan: Hiç hayır diyemeyeceğim, Olur gel.
Ömer: Pekâlâ bende bu tatlı kedi ve Hürkan'la gidiyorum ozaman, geçmiş olsun Emre.
Emre: Teşekkür ederim, Görüşürüz dikkat edin kendinize, oğlumada iyi bakın.
Hürkan: Gözün arkada kalmasın.

Emre içinden "Sen yanımdan gittiğinde gözüm hep arkada zaten Hürkan, sana gitme diyemiyorum"

Oradaki herkesle vedalaştıktan sonra arabaya bindiler, arkada ve bagajda Kedi malzemeleri vardı
Ömerde Bardağı kucağına almış kafasını seviyordu.

Hürkan: Benimle geldiğin için teşekkür ederim.
Ömer: Ne demek rica ederim.
Hürkan: Sen teklif etmesen asla benle gel diyemezdim göt gibi kalırdım ortada.
Ömer: İyimisin?
Hürkan: Bilmiyorum, fiziken iyiyim ama ruhsal olarak berbatım.
Ömer: Anlıyorum. Seni üzen ne varsa anlat bana.
Hürkan: Eve gideyim, duş alıp kendime geleyim herşeyi anlatacağım sana.
Ömer: Pekâlâ.

"Tanımlanamayan Aşk"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin