eight

129 10 3
                                    

O gün gelmişti.
Bugün Heeseung ve takımı, düşman okul ile basketbol maçına gireceklerdi. Bu yüzden okulda kimin yanından geçersem geçeyim herkesin maç hakkında konuştuğunu duyabiliyordum.
Basketbol takımımız okulda oldukça ünlüydü. Müdürün gururu, kızların biricik aşklarıydı. Aman ne klişe..
Sınıfa girdiğimde içeride Jake ve Jay'den başka kimse yoktu. Bugün her zamanki gibi yine geç gelmiştim büyük ihtimalle herkes birazdan başlayacak maç için aşağıya inmişti.
"Burada napıyorsunuz böyle, aşağıya insenize." sırama ilerleyip çantamı bırakmıştım. Bugün çoğu ders kaynayacağı için çantam hafifti. Bu yüzden sadece not defteri ve su almıştım.

Çantamı koyduktan sonra bana bakan gözlere dönmüştüm.

"İnecektik ama Nabi senin geldiğini söyleyince bekleyelim dedik."
Jake eli cebinde bir şekilde bunu söyledikten sonra bir şey hatırlamış olacak ki heyecanla Jay'e geri dönmüştü.
"Jungwon'a umarım yer tutmasını söylemişsindir"
"Has- ben onu unuttum ya" Jay eliyle ağzını kapatıp söylenmeye başlamasıyla Jake bıkkınlıkla başını arkaya atmıştı.
Sanırım hızlı olup bir an önce yer kapmamız ve maç başlamadan yetişmemiz gerekiyordu. Ama ne kadar hızlı olsak da malum kızların her yeri kaplamış olacaklarını tahmin edebiliyordum. Yine de bakacaktım boş yer, boş yerdir arkadaş. Ayakta kalmaktan iyidir sonuçta.

Aklımdaki fikirle tartışan ikilinin arasından geçip sınıf kapısının önüne gelmiş ve onlara dönmüştüm.
"Sonda kalanı Riki kapsın." dememle birlikte okulun basketbol sahasına doğru koşmaya başlamıştım. Arkamdan koşarak geldiklerini biliyordum çünkü Jake anlamadığım avustralya aksanıyla söylenmeye başlamıştı bile.

...

Sonunda sahaya geldiğimde gördüğüm kalabalık ile olduğum yerde durmuştum. Nasıl.. her yer bu kadar dolu olabilirdi?
"Bizim okulun şakası yok." arkamdan gelen sesle Jay'e dönmüştüm. Jake ile ikisi şaşkın şaşkın kalabalığa bakıyorlardı. Sanırım onlarda bu kadar kalabalık olmasını beklemiyorlardı.
"Bizim okulun nüfusu bu kadar var mıydı ya?" garipsediği kalabalığa boş bakışlar atan Jake'e gülmüştüm.
"Karşı okulda burda ya, şaşkın Avusturalyalı." sahaya çıkan ara koridorda yürürken yer aramaya devam ediyorduk. Bu gidişle ayakta durmaktan felç olacaktık, ki kimse bunu istemiyordu.
Biraz daha yürüdükten sonra en önlere ulaşmıştık. Arkada yer yoksa burda hiç yoktur diye kendimi bunaltırken birinin Jay'e bağırmaya başlamasıyla Jake ile ikimiz sesin geldiği yöne doğru dönmüştük.
"Jay Hyung! Burdayız!" gördüğüm bedenle onun olduğu yere doğru ilerlemeye başlamıştım. Jungwon ayakta bizim onu fark etmemiz için el sallıyordu. Yanında da grubun kalanı ve biricik Nabi'm vardı. En önü kapmış bücürler.

"Ah! Sonunda boş yer." Jake boş yer görmesiyle hemen oraya koşmuştu. Arkasından da ben, Nabi'nin yanındaki boş yere oturmuştum. Sonunda yer bulmanın rahatlığıyla sahaya dönmüştüm.
Hakem takımların olduğu yere dönüp konuşma yapmaya başlamıştı. Heeseung takım kaptanı olarak, takımını bir çember şeklinde toplamış ciddi bir şekilde ne yapacaklarını anlatıyordu. Sonunda konuşmaları bitmiş olacak ki herkes sıraya dizilip hakemin düdüğün çalmasını beklemeye başlamıştı.
Heeseung herkesi son kez kontrol ettikten sonra oturduğumuz yere dönmesiyle göz göze gelmiştik. Bana bakmasıyla elimi yapabilirsin anlamında sallamıştım. Bunu yapmamla gülümsemişti.
"Evet! Geri sayımı yapıyorum. 1, 2, 3!" Tam o sırada hakemin düdüğü duyulmuştu ve maç başlamıştı.

...
Maçın ilk yarısı bitmişti, ve hiç de iyi gittiği söylenemezdi.. Şu an takımlar kendi köşelerinde az önceki olay nedeniyle sessizce oturuyorlardı.
Heeseung'a baktığımda başını eğip oturduğunu görmüştüm. Onlar için çok kötü olmuştu en iyi oyuncuları gitmişti.
Tribündeki insanlar ise kendi aralarında fısıldayıp konuşuyorlardı. Kimisi Soobin'den bahsediyordu kimisi de bunu yapan o pislikten, ama bizden ses çıkmıyordu.
"Yani şimdi diğer takımın kaptanı önceki maçlarında kazanmak için hep birilerini sakatlıyormuş ve şimdiki kurban da bizim takımdaki Soobin miydi?" Sunoo'nun konuşmasıyla ona dönmüştüm. O pislik Soobin'in bacağını kırmıştı. Çocuk revirde kim bilir neler çekiyordur. Ah cidden..

i don't wanna be ur friend- heeseungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin