one

416 19 0
                                    

"Jiwoo, kalk artık öküz gibi yatıp durma!" kapıyı açıp kulağıma bağırmaya başlayan tabii ki abimdi.
"Bugün günlerden ne?" uykulu bir sesle konuştuğum için duyduğundan şüpheliydim. Genellikle uykuluyken konuştuğumu sanıp konuşmadığımı fark edebiliyorum.
"Pazartesi tabii ki salak, hani pazartesi günü senin gibiler okula gider, birşeyler öğrenmeye çalışır falan hani." bir yandan konuşup bir yandan da beni yataktan düşürmeye çalışıyordu.

"Tamam, tamam sus artık" diyip uykuma geri dönmeye çalıştım. Ama sadece çalıştım. Çünkü abim beni öyle bir hızla çekmişti ki şu an yeri öpüyordum.
"Napıyorsun sen Park Sunghoon!" öyle bir çekmişti ki beyin sarsıntısı geçirdiğimi düşünüyorum çünkü her yer dönüyordu.
"Pardon? Ne dedin tam olarak duyamadım da?" bunu söylediğim an saçımı eline dolamaya başlamıştı.
"Ay tamam özür dilerim bırak saçlarımı" sonunda pes etmiştim çünkü bir an önce okula gitmeliydim.
"Hadi aşağıda bekliyorum, seni ben bırakıcam" abim çıktıktan sonra hemen üstümü giyinip aşağıya inmiştim.

"Nerde kaldın Jiwoo, seni bekliyoruz!"
Annem geldiğimi görünce hemen ağzıma pankek atmıştı. Onu yiyerek bir an önce evden çıkmak istiyordum. Yeterince geç kaldığımı hissediyordum zaten ve bu beni strese sokuyordu. Birkaç adet pankeki de yedikten sonra çantamı alıp dışarı çıkmıştık. Bugün abimin beni bırakması zaten başlı başına bir şoktu çünkü sayın Park Sunghoon motoruna kimseyi bindirmezdi. Sanki işeyeceğiz moturuna ne bu kara sevda anlamıyorum.
"Hadi tak kaskını hızlı sürücem" kaskı taktıktan sonra motora binmiştim. Bunu lafın gelişi dediğini düşünüyorum. Çünkü ben varken hızlı sürmez yani değil mi?
.
.
.
Hemen sınıfa girmiştim. Sevgili abim 130'la gelmişti. Kalbim ağzımda atıyordu resmen.
"Jiwoo! Yanıma gel" Nabi beni görünce hemen el sallamıştı. Canım arkadaşım ya.
"Geç kalacağını düşünmüştüm ama tam zamanında geldin, noldu başına bir şey mi düştü?" Sıraya yerleştikten sonra Nabi yanaklarımı elleri arasına alıp beni incelemeye başlamıştı. "Abim getirdi bugün okula, bir bastı asfalt yandı resmen, öleceğimi falan düşündüm" Kitaplarımı çıkarttıktan sonra yanağımı sıraya yaslayıp Nabi'nin dediklerini dinlemeye başladım.

"Hey Jiwoo!" Nabi bana okuldaki dedikoduları anlatırken arkamdan bir ses gelmesiyle ikimiz arkaya dönmüştük.
"Günaydın" Bize gülümseyerek gelip tam yan sıramıza oturup bize dönmüştü.
"Oo, Jake Bey günaydınlar" Elimi başıma koyup Jake'in sırasına dönmüştüm.
"Günaydın Jake" Nabi'de selam verdikten sonra malum grup sınıfa girmişti. Bunların kim olduklarını bildiğim için daha sınıfa yeni gelen sayın edebiyatçımıza dönüp selam vermiştim.
"Oturalım çocuklar" Ve sonunda ders başlamıştı. Bir an önce eve gidip yatmak istiyordum ama bu biraz zordu son sınıf olmanın en boktan yanı işte.

~~~

evvettt ilk bolum yazicam diye canim cikti cunku sayin yazarinizin klavyesi ingilizce :(
neysee diger bolumu de aticam o bolum de duz yazi olucak ondan sonra cogunluk texting yapicam

evvettt ilk bolum yazicam diye canim cikti cunku sayin yazarinizin klavyesi ingilizce :(neysee diger bolumu de aticam o bolum de duz yazi olucak ondan sonra cogunluk texting yapicam

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

hatam varsa kabul edin acemilik iste babayss
cwussie bu guzelligi takip edinn

i don't wanna be ur friend- heeseungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin