Bu baba olaylarından tam olarak 1 hafta geçmişti. Şu an her şey normaldi diyebiliriz. Abim artık eve erken geliyordu ve elinden geldiğince eve yardım ediyordu. Bize buz patenine devam ettiğini söylemişti. Küçükken o ve ben beraber buz patenine giderdik, o çok iyi kaydığından koç tarafından hemen fark edilip bir takıma girmişti. Şimdi ise üniversitede bir buz pateni takımı olduğunu ve ona girdiğini söylemişti. Bu annemi mutlu etmişti ve tabii ki beni de. Bu konuda yetenekliydi ve bunun üstüne gitmesi bizi gururlandırmıştı.
Elime giren o camdan sonra sağ elimi aşırı kullanamaz olmuştum. Jake bunu gördüğünde hemen telaşla yanıma geldiği gibi elimi kopardığımı söyleyip bağırmaya başlamıştı. Bunun sonucunda da diğer çocuklar duyup yanıma gelmişlerdi.
"Jiwoo eline noldu böyle! Yoksa koptu mu?" Jake aniden bir drama haline bürünüp bağırmaya başlayınca Nabi kafasına bir tane indirmişti.
"Salak, salak bağırma. Kız zaten yaralı." Jake kafasına gelen darbeyle geriye savrulmuş ve eliyle başını ovalamaya başlamıştı. Bunu duyan çocuklar ise hemen yanıma gelmişti."Hey bu nasıl oldu?" Jungwon yanıma gelip oturduğunda ona dönmüştüm. Onlara babamı anlatmayacaktım. Nabi'nin bilmesi yeterliydi. Ama nasıl bir bahane üretebileceğimi de şu anlık bilmiyordum. Bu yüzden boş boş herkesin yüzüne bakmaya başlamıştım.
"Kestim, camla yani." Sargılı elimi bacaklarımın üstüne koyduktan sonra bir anda bağırmaya başlayan Jake'e dönmüştüm.
"Sen kendine zarar mı veriyorsun!" Haydi bakalım gene başlamıştı dramaya. Sabır diliyorum cidden. Şu an derdimi bile unutmuş Jake gibi biriyle nasıl arkadaş olabildiğimi sorguluyordum. Her gün olduğu gibi.
"Senin kadar gerizekalı biri görmedim gerçekten." Jay'in Jake dönerek konuşmasıyla önüme dönmüştüm. Herkes bir anda Jake'in salaklığını konuşmaya başlarken önümde endişeyle duran Heeseung'a bakmıştım.Ona bakmamla elimi göstermiş ve bana bakmıştı.
"Elini camla kesmeyi nasıl becerdin öyle. Acımış olmalı." Konuşmasıyla bende salak gibi davranan Jake'den bakışlarımı çekmiş ve ona dönmüştüm."Hâlâ acıyor, ama şu an önemli olan bu değil." Heeseung'a napacağımı bilemez bir şekilde başımı sallarken bir anda çocukların odak noktasının biz olmasıyla Heeseung'la beraber sessizleşen çocuklara dönmüştük. Ben hâlâ çocuklara ve Nabi'ye tek tek bakarken Heeseung'un bana dönmesiyle ona bakmıştım.
"Önemli olan nedir?" Heeseung'ın sorusuyla beraber elimi havada gelişi güzel sallamıştım.
"Bu işe yaramaz elle, 1 hafta sonraki konsere nasıl çıkabilirim?" gülümseyerek elime bakmıştım. Bu elimle gitarı çalamazdım. Konser benim yüzünden mahvolmuştu. Buna aylardır çalışıyorduk ama batırmıştım. Grubumuzun hâlâ elimin böyle olduğundan haberi yoktu bu yüzden hepsi mutlu mutlu önümüzden geçiyorlardı. Beni fark etmeleriyle hepsi bana dönüp el sallayarak sınıfa gitmişlerdi. Hay böyle şansın yani."Belki o zamana elin iyileşir ve beraber tekrar sahneye çıkarsınız." Riki'nin bunu söylemesiyle başımı sallamıştım. Şu an tek umduğum buydu. Elimin iyileşmesi ve tekrar sahneye çıkmak.
<>
Okulun bitmesiyle sırtımda çantam ile eve doğru yürüyordum. Tam o sırada gelen aramayla telefonuma bakmıştım. Heeseung arıyordu. Bir dakika ne demek Heeseung arıyordu. Aniden gelen telaş ile ne yapacağımı bilemez bir şekilde telefona bakmaya başlamıştım. Tamam sakin ol Jiwoo alt tarafı bir arama sadece yeşil tuşa bas ve aramayı yanıtla. Evet bu kadar.
Aramayı kabul etmemle beraber telefonu kulağıma yerleştirmiştim.
"Selam Jiwoo." Heeseung'un sesini duymamla nefesimi tutmuştum. Telefonda sesi biraz şey gelmişti sanki.. çekici?
"Hey, selam."
"Beraber, bir şeyler yapmak ister misin? Duyduğuma göre bi sorunlar olmuş, Nabi söylemedi ama hissedebiliyorum bu yüzden.. vakit geçirmek ister misin diyecektim?"
![](https://img.wattpad.com/cover/345265500-288-k867338.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i don't wanna be ur friend- heeseung
Hayran Kurguheeseung: artik senin arkadasin olmak istemiyorum jiwoo: 23 nisanda miyiz? heeseung: 1 nisan olmasin o jiwoo: dogru . . . . ship degildir bebislerim ☆