Caner'i görmemin üzerinden 3 gün geçmişti. 3 Gün boyunca evde kapanıp kalmıştım. Daha çok düşünmüş daha çokta ayrıntılara inmiştim. Bar gecesi Baran'ın iğrenç hatıratması , Caner'in yeniden dönmüş olması. Ahh hala bunları düşünüyordum. Her şeyi geçtim 3 günü...
" Ahaha, Oğlum ahahah! "
Evet, 3 günüm aşağıda bıkmadan gülen üç erkeğe tahammül etmekle geçmişti. Milyonuncu defa olduğum yerde zıplamaya başladım. Yine milyonuncu deneyimimden de sonuç alamamıştım. Biraz anlayış ama. Aynı sesler devam edince odamdan çıkıp koridorda bir süre durup düşündüm ve aklıma onları susturacak bir şey geldi.
Koridorda bulunan Banyoya doğru ilerledim ve içeride bir tur döndüm. Sonunda işime yarayacak bir kap bulunca içini sıcak suyla doldurmaya başladım. Bir süre bekledikten sonra kovadaki dumanları tutan suyun ne kadar canlarını yakabileceğini düşündüm ve azıcık vicdan yapıp suyun birazını döküp soğuk suyla tazeledim. İşaret parmağımla sıcaklığı denedim ve hala biraz bağırttıracak seviyede olduğunu anlamam beni gülümsetmişti.
47 kilo bir kız olarak bu kova benim cüsseye biraz ağır gelse de kollarımla kovayı kucakladım ve merdivenlerden temkinli adımlarımla sessizce inmeye çalıştım. İndiğimde arkası dönük 3 erkek yayılmış o sinir edici kahkahalarına sebebiyet gösteren filmi izliyorlardı. Önlerine geçtim ve görüş açılarını kendime odakladım. 3'ü de öylece bir bana bir de elimdeki kırmızı dikkat çekici kovaya bakıyorlardı. Yaktım sizi. Kovayı yan tuttum ve Çağlardan başlayıp Alaz'a doğru kovayı boşalttım. 3'ü de aynı anda koltukta yukarı kalkıp sıçramaya başladılar.
Çağlar "Siktir , yandım lan , üf üf üf " diye söylenip tişörtünü havalandırıyordu. Oh olsun.
Seslerinin kesildiğini işitince arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Tam merdivene adımımı atmıştım ki iki kolumdan da tutulup havaya kaldırıldım. 1.85 lik adamlar olunca ayaklarımın yere değme ihtimali bile yoktu ama yine de çırpınmaya başlamıştım. Sağıma döndüm;
" Çağlar bırak kolumuu! "
Tabi Çağlar'a işlemeyince solumdaki Utku'ya masum ifadeyle döndüm. "Utkuu , kolum acıyor" Utku bile cevap vermemişti ve durum böyleyse benim sonum hiç hoş olmayacaktı.
"Oh be , siz 3 gündür beni sinirlendirirken iyi , iş Aren'in tepkisine gelince İntikam ha?" Dedim.
Dedim ama mimik bile oynatmıyorlardı be anacım. kaşlarımı çatığ beni kapıdan çıkarmalarını bekledim ve gerçekten kolum acımaya başlamıştı. Bahçeye çıktığımızda en azından ayaklarımı yere değdirmeme fırsat verdiler ama kollarımı hala tutuyordular.
Karşıma baktığımda arkası dönük ve elinde yeşil hortumla bana doğru yavaş yavaş dönen Alaz'ı gördüm. Yan bir gülüşüyle suyu açmak için eğildi. Tabi hal bu olunca bende kaçma çabası harcadım ama kolumdan tutan bu iki yapılı insana karşı imkansızı istemiyor da değildim. Hortumdan suyun geldiğini görünce konuşmaya başladım.
" Hayır ,hayır , bu adil değil , 3 kişisi.."