Uyku kusursuzca tasarlanmış bir kaçış yoludur. Yani biraz önce öyleydi. Bacaklarımda bir el varlığı hissediyorum. Bu durumu algıladığım gibi gözlerimi açtım ve beni taşıyan kişinin yüzüne yumruğumu rastgele salladım. Heeyy hafife almayın beni, 3 yıl Judo yaptım.
"Ahh! Acıttı."
Hadi ama az önce alaza vurmuş olamam dimi? Hem nerden bilebilirim ki alazın beni taşıdığını.
"Mm şey, kusura bakma"
Ne diyebilirim ki,of bu da saçma oldu.Amaann banane.Beni kucağından indirdi, bir yandan da burnunu tutup gülümsüyordu.
" Elinin bu kadar ağır olduğunu bilseydim taşımazdım seni"
Gülümseyince sevimliymiş. Ne saçmalıyorum ben.
"Yalnız yaşayan birinin ne denli korumalı olduğunu bilmen gerekir"
Aniden karşıma çıkmıştı ve bir anda ona sevgi patlaması yaşayacak halim yoktu. Alaz'a o kadar kızgındım ki, Ahh düşünebiliyor musunuz yıllardır varlığımdan haberdarmış ve beni görüyormuş. İhtiyacım olduğu zamanlarda neredeydi lanet olası çocuk! Birisiyl konuşmaya her ihtiyacım olduğunda kendimle konuşmuştum. İçim dolu bu yüzden, herşeyi içine atarsın da kendini atacak yer bulamazsın ya işte bende öyleydim. Alaz olsaydı herşey ikimiz içinde daha kolay olurdu, ama gerçek tüm benliğiyle ortada, YOKTU. Uyarıcı tonda hafiften öksürünce bedenimi ona çevirdim ve geldiğimiz yere baktım. Sahi ben neden onula geliyordum ki, benim bir evim ve onun beraberinde Düzenim vardı.
"İşte burası da benim evim"
"Güle güle otur,ben gidiyorum"
Arkamı döndüm ve yürümeye başladım ama kolumdan tuttu ve bu beklenmedik hareketten dolayı bedenim onun yönüne sarsıldı.
" Burada kalıyoruz aren"
Hah! Oldu paşam başka? Kolumu kolundan kurtardım ve yine aynı yöne adımlarımı attım. Cevap verme gereği duymadım. Cümlelerim hafif kalıyordu artık yaşadıklarımın yanında o yüzden bu aralar susmak eskisinden de çok sık kullandığım iletişim şeklim oldu. Bu sefer kolumu daha sıkı tuttu ve beni kendisine çevirdi. Voov erkeğimiz çabuk kızmış demek.
"Sana burada kalıyoruz dedim Aren!"
Sabrının son damlalarını görüyodum ama benimkilet çoktan tükenmişti.
"Yok öyle yıllar sonra karşıma çıkıpta bana emir vermeler Alaz efendi. Ben yokken nasıl yaşadıysan öyle yaşamaya devam et! "
Sert çocuğumuzun yüzü kızardı. Umurumda değil, onun varlığına her ne kadar sevinsem de biranda onun evinde yeni düzen oluşturamazdım kendime. Bazen kendim bile kendime kalabalık geliyorken bir de alazı dinleyemezdim. Sorunlarıyla birlikte yalnız ama memnundum, en azından kafam rahattı. Şimdilerde ise kafamdaki seslerin susması için yalvarıyorum. Bedenimi birden havada hissettim. Yok artık birde omuzlarına mı almıştı. İşte şimdi daha çok kızdım. Sırtını yumruklamaya başladım.
"İndir beni seni andaval!, bu yaptığına zorla alıkoyma denir!! Sana diyorum heeeyyyy "
Tekmelemeye başladım ama işlemiyordu ki bu kas yığınına.
"Bana bak çocuk ben 3 yıl Judoya gittim, duydun muu!!"
" Öncelikle ben çocuk değilim 19 yaşındayım ve evet seni duyuyorum aren"
Utanmaz birde gülerek söylüyor.
"Pis ukala!"
Ellerim yoruldu bile, nasılsa sonuç vermicek diyerekten kendimi serbest bıraktım. Beni indirmeden kapıyı açmaya çalışıyordu birde.