Uzun bir süredir yazamıyorum, mağlum son sınavlar felan oldu yazamadım. Herneyse emeğimin karşılığı olarak vote ve yorumlarınızı bana çok görmeyin arkadaşlarr, iyi okumalarr :))
Uyandığımda kısa bir süreliğine nerede olduğumu unutarak aniden yatakta doğruldum. Ahh lanet olsun bu hareketi yaparak başımın dönmesine sebep olmuştum. Baş dönmemin geçmesini beklerken gözlermi kapadım ve yavaşça yataktan kalktım.Gözlerimi açtım ve telefonumu elime alıp saate baktım. Alarmımdan önce uyandığım için kendimi kutluyorum. Yavaşça ayağa kalktım ve banyoya doğru ilerledim. Yüzüme birkaç kez su çarptım ardından dolapları karıştımaya başladım. Bir dış fırçası ve bir de macun bulduktan sonra diş fırçalama işlemininde sonuna geldim. Ah burası bir erkek evine göre fazla düzenliydi.Dolabı az önce karıştırırken ki göz kalemi dikkatimi çekmişti ve o kapağı tekrar açtım ve kalemi alıp dikkatlice sürdüm .Her zaman doğallıktan yanayımdır ama bir günlük değişiklik beni öldürmezdi ya.Paytak adımlarla kıyafet dolabına doğru ilerledim, okul için kendime siyah bir dar pantolon ve üzerine basit bi tişört geçirdim , havalar ne kadar da çabuk ısınmıştı böyle.Üzerimdeki kıyafetleri çıkardım ve pantolonumun düğmesini iliklemeye çalıştım, tam bu sırada alaz içeri girdi ve beni siyah südyenimle görmüş oldu. Tabi görür görmez arkasını döndü,en azından karşı tarafa saygısı varmış."Ahh pardon, ben bunun olabileceğini düşünmemiştim." En azından aklını kullanamadığını kendine de itiraf etmişti.Gözlerimi sertçe devirdim ve hiç acelesiz giyinip konverslerimin iplerini de bağladıktan sonra çantamı da alıp bi hızla merdivenlere yöneldim. Arkamdan alazında geldiğini biliyordum zaten çocuğun bacak boyu benimkine olasılık yeterince fazlaydı.
"Seni okula ben bırakıcağım." Ah bu kadarı da yeterdi. Düşünceli alaz, kibar alaz, sevecen alaz, daha ne vardı sırada? Ben bunların hiçbirini istemiyordum ki hala daha niye bana kendini böyle gösteriyordu." Bana karşı konuşurken başka bir maskeni takmak zorunda değilsin tamam mı ? ikimizde içinde bu tür sevecenlikleri barındırmadığını biliyoruz. Aynı evde aynı hayatı paylaşıyorsak eğer, bana karşı dürüst olmanı istemem en büyük hakkımdır sanıyorum" Kapıya geldiğimde kendimi dışarı attım ve derin bir nefes aldım. Böyle yapınca sanki gökyüzünün mavisi ciğerlerime doluyordu.Ardımdan kapının sertçe kapanma sesini duymamla adımlarımı biraz daha hızlandırdım ki alaz kolumu sert bir biçimde tuttu ve bütün vücudumun onun yönüne sarsılmasına sebep oldu. Tamaamm güçlüsün kabul.
"Seni okula ben bırakıcağım sözünün neresini ben anlatamadım da sen anlayamadın aren?" Gözlerimi tekrar devirdim ve kolumu o devasa ellerinden kurtarmaya çalıştım ama çabaladıkça kolum acıyordu.Son kuvvetle kolumu kurtarmaya çalışmamla kendimi alazın omuzlarında buldum. "Maskemi çoktan kırdın aren , bunu yaptığın gibi sonuçlarınada sen katlanıcaksın." Sonunda gerçek alazımız gün yüzüne çıkmayı başarmıştı.Bu sefer daha da sıkı sıkıya tutuyordu beni sanki daha öncesinde kaçmışımda şimdi tekrar aynısı olmasın gibisinden. Arabaya geldiğimizde kapıyı sertçe açtı ve bi o kadar sertçe beni koltuğa fırlattı. Ardından kapımı kapatıp arabanın etrafında döndü ve kendi koltuğuna yerleşti.Arabayı tam çalıştıracaktı ki donuk gözlerini benim gözlerime sabitledi."Kemerini tak." Tahammül edemediğim şeylerden birisi de emirdi. Emir almak bana eskilerimi hatırlatıyordu , bana bunları hatırlatmaya hakkı yoktu, o iğrenç anılarımı hatırlayınca parmaklarım otamatik olarak bileklerime gitti, hala acısını hissediyordum ve ovalamaya başladım.Ben cevap vermeyince aynı lafını tekrar etti yani bana 2. kez emir verdi. Kafamın içinde 4 yıl öncesinde gömülü o piç kurusunun sesi yankılanmaya başlamıştı. Ahh hayır hayır hayır. Ben onları daha yeni yeni unutmuş ve yeni bir sayfa açmışken tekrar olmazdı , tekrar korkularım gün yüzüne çıkamazdı. Küçüklükten kullandığım sakinleştiriciler yüzünden zaten duygularımla aşırı derecede oynanmıştı ve en ufak şeyde aklıma gelebiliyorlardı.Tekrar cevap vermeyince bana sanırsam karanlık bir bakış gönderdi ama önemsemiyordum çünkü bana şuan kaza gecesinden bile ağır bi acıyı hatırlatmıştı. Aynı bakışları bende ona gönderdim fakat başka bişeyle beraber, gözyaşımla. Alazın gözleri birden karanlıktan çıkmıştı ve duygu patlaması yaşanmış o gözler gelmişti. Derin bir nefes aldı ve kendi koltuğundan benim yanıma doğru uzandı, ardından yüzümü elleri arasına alarak baş parmağıyla gözyaşlarımı sildi. "Ahh aren beni çıldırtıyorsun , bak sana her ne hatırlattıysam özür dilerim ama bu lanet olası kemeri takman için sana yalvarıyorum?" Başımı onaylar gibi salladım ve titreyen ellerimle kemeri yerleştirdim. Vücudum hafiften kasılmıştı o anları hatırlayınca.Başımı cama yasladım ve bir an önce bu huzursuz yolculuğun bitmesini bekledim.