1. Bölüm || Başlangıç

1.9K 83 5
                                    


Ben Seyran Şanlı, daha doğrusu şu andan itibaren Seyran Korhan.

Başımı arkaya doğru çevirip son kez konağa, canımdan çok sevdiğim anneme ve ablama baktım. Gözümden bir damla yaş aktı ama anında elimin tersiyle sildim. Beni böyle güçsüz görmemeliydi, beni zayıf görmemeliydi. Henüz onu tanımıyordum, nasıl biri olduğunu bilmiyordum.

Komikti. Evlendiğim insanın nasıl biri olduğunu bile bilmiyordum.

Başımı çevirip ona baktığımda onun da bana baktığını gördüm. Göz göze geldiğimizde sırıtarak "Ee Antep'in Fıstığı, karı-koca olduk ha?" Dediğinde gözlerimi devirdim.

"Maalesef ki evet!"

"Niye öyle diyorsun ya, Ferit Korhan'la evlisin. Bunun farkındasın değil mi?"

"Gayet de farkındayım ve bunun için kendimi öldürebilirim. Ayrıca," Ona alaycı bir gülümseme ve küçümseyen bir bakış göndererek konuştum.
"Asıl sen bunun farkına var. Çünkü ben Ferit Korhan'la evlenmedim; sen
Seyran Şanlı'yla evlendin."

Ona göz kırparak tekrar önüme döndüm. Ferit'in yüzü düşse de hemen kendini toparladı ve yüzüne her zamanki alaycı sırıtışını yerleştirdi. Arabayı kullanan Abidin Abi de gülerken keyiflenmiştim.

Araba otelin önünde durduğunda Ferit ile beraber arabadan indik. Gülgün anne ve Orhan baba ile beraber otele girdiğimizde herkes bizi alkışlıyordu. Gülgün anne ve Orhan baba tebrikleri kabul ederken bizde Ferit'le kapının önünde öylece dikiliyorduk. Gülgün anne yanımıza gelip "Hadi siz odanıza çıkın isterseniz." Dedi.

"Ondan önce ben bir tuvalete gideyim."

Ferit o iğrenç sırıtışı ile kulağıma yaklaşıp, "Gidersin sonra, odamıza çıkalım hadi." Dediğinde ona sert bir bakış gönderdim.

"Sana sormadım ki. Sadece gideceğim dedim."

Tam Ferit cevap verecekken Gülgün anne aramızdaki gerginliği fark edip
"Gel Seyrancım, ben sana eşlik edeyim. Ferit sende bekle bizi."

Ferit başını salladı. "Asansörün orada bekliyorum ben sizi."

Gülgün anne ile birlikte tuvaletin önünde durduğumuzda bana dönüp
"Yardıma ihtiyacın var mı?Gelmemi ister misin?" Diye sordu.

Kendimi zorlayarak gülümsedim.
"Yok, gerçekten çok teşekkür ederim."

Son kalan gücümle kendimi tuvalete atıp kapının kenarına çöktüm. Nefes almakta güçlük çekiyordum resmen. Bir süre öyle kaldıktan sonra duvara tutunarak ayağa kalktım ve lavaboya ilerleyip lavabo tezgahına tutundum. Gözlerimi aynaya çevirdiğimde ayndaki kendime baktım.
"Bu sen değilsin Seyran. Kendine olan saygını sakın kaybetme. Sakın onlara boyun eğme. Kendi doğrularından asla vazgeçme. Bir gün her şey bitecek. Kurtulacaksın."

Elimi yüzümü yıkayıp, son kez kendimi düzelttim ve tuvaletten çıktım. Gülgün anne ile Ferit'in yanına gittik. Asansöre bindiğimizde sadece asansörün aynasındaki yansımama bakıyordum.Asansör durduğunda yine hep beraber indik ve Gülgün anne ile vedalaşıp odaya doğru ilerledik.

Odanın önünde durduğumuzda Ferit kapıyı açıp içeri girdi ve kapıyı tutup odaya girmem için bekledi. Odaya girip içeri ilerlediğimde o da kapıyı kapatıp benim arkamdan ilerledi. Durup etrafa baktığımda başımı sola çevirdim. Keşke çevirmeseydim dedirten bir manzarayla karşılaştığımda Ferit çatık kaşlarla  masanın yanında dikilen kızın yanına ilerlediğinde kız bana elini uzatıp gülümsedi. Kızın elini havada bıraktığımda kız o gülümsemesini hiç bozmadan elini indirdi.

Ferit'e dönüp "Ne bu şimdi?" Diye sordum hiddetle.

Ferit kızdan bakışlarını çekip bana baktı ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Biliyorsun ki biz zorla evlendik. Kimse bize fikrimizi sormadı, değil mi?"

Başımı sallamakla yetindim.
"Aferin, harbi kızsın. Bizim de birbirimize yalan dolan yapmadan bu evliliği yürütmenin bir yolunu bulmamız lazım."

Sert bir bakış atarak kendimden emin bir sesle "Yani?" Diye sordum.

"Yani sen her şeyi bilip durumu idare edeceksin."

Duyduklarımı algılamakta zorluk çektiğimde şok olmuştum. Sinirle düşünmeden Ferit'e tokat attığımda yanındaki kız irkilerek geriye çekildi.

"Sen beni ne sanıyorsun ya! Beni yanındaki kızla karıştırmış olabilirsin ama ben o kız değilim. Ben sizin iğrençliklerinizi idare edecek biri değilim, anladın mı?" Elimle kapıyı gösterdim. "Defolun gidin odadan!"

Ferit kızın elinden tutup odadan dışarı çıktığı an kendimi yerde buldum. Omuzlarım sarsıla sarsıla ağlıyordum. Bu kadar iğrençlik çok fazlaydı. Bu kadarına katlanamazdım
ama o pislik için ağlayıp kendimi harap da edemezdim.

Hıçkırıklarımın sesi odada yankılanırken başımdaki duvağı çıkararak fırlattım. Nefes alamadığımı hissettiğim için gelinliği de çıkarmak istedim fakat başaramadım. Bu daha çok ağlamam neden olduğunda duvara tutunarak ayağa kalktım ve ilerleyerek çekmeceleri açmaya başladığımda bulduğum makası alarak gelinliği keserek üstümden çıkardım.

Bacaklarım titrerken kendimi tekrardan yere bıraktım ve öylece ağlamaya devam ettim. Kollarımı kendime sarıp bir süre o şekilde ağladım.

En son ağlamalarım kesildiğinde bütün duygularım çekilmiş bir şekilde banyoya girdim. Aynadaki yansımama baktığımda içim acıdı. Ağladığımdan dolayı göz makyajım akmış, gözlerim kızarmış ve şişmişti. Ama canımı en çok yakan şey, bakışlarımdı. Annem de ablam da hatta bazen halam da 'Hep umut dolu bakıyorsun.' Derlerdi. Hayata dair umudumu kaybetmemem onları hep şaşırtırdı. Şimdi ise bakışlarımda hiçbir duygu yoktu.

Buna sebep olan ise sözde eşimdi. Ferit Korhan'dı.

"Eğer ben de Seyran'sam susup oturmam Ferit Korhan."

🤍
Seyran diye yazılır Kraliçe diye okunur. Başın dik yürü güzelim tacın düşmesin...

10.06.2024 HATIRLATMASI:
Bu bölüm düzeltildiği için tekrar atılmıştır.

Yalı Çapkını || Desde el principioHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin