Ertesi gün öğlene kadar ortalıkta yoktu. Ancak öğle kesilmiş odunlarla geldi.
"Tam zamanında. Soğuktan göt yanaklarım yapışacaktı. Ve ayırmak zorunda kalacaktın." Dedi Tom. Avcı yan bir bakış attı.
"Hayal etmek istemezdim."
"Ahah. Ama ettin." Odunları sobaya tek tek atarken konuştu.
"Yemek yediniz mi?"
"Evet."
"Belli." Dedi Tommy'e bakarak. Yemeği yedikten sonra şişmiş kendini koltuğa bırakmıştı.
Ateşi harladıktan sonra bir sandalye çekip oturdu.
"Henry'nin pislik arkadaşları peşini bırakmayacaklar."
"Biliyorum Tom."
"Ne yapacaksın?"
"Diğerlerini de bulacağım." Molly'le Avcı'ya döndük.
"Sonra."
"Öldüreceğim Tom. Başka çaresi mi var?"
"Uzak duruyorum dedin."
"Evet. Biliyorum evet. Ama beladan eninde sonunda beni buluyor."
"Doğru."
"Bu sefer sana da bulaştılar. Böyle olmasını istemezdim."
"Sorun değil. O hıyar eninde sonunda herkese bulaşacaktı. Artık bulaşamaz." Sakalını kaşıdı.
"Planın var mı?"
"Kamplarının yerini biliyorum sanırım. Ama emin olmam lazım. Bir süre araştıracağım. Bu sırada tehlikede olacaksınız ama. Hepiniz."
"Sana yardım edebilirim." Herkes bana baktı.
"Nasıl? Seni gördükleri anda kevgire çevirirler. Hele bu nişancılıkla bana asla yardım edemezsin."
"O zaman öğret."
"Evet götümüzde ayı bağırırken tam öğrenirsin."
"Asıl o zaman öğrenirim." Hızla ayağı kalktı.
"Karın var senin gerizekalı herif! Karın!" Yüzünü kaşıdı. "Ben orda ölsem kimse bir şey kaybetmez. Ama senin kaybedeceğin şeyler var." Ben de ayağa kalktım.
"Eğer sen ölürsen o mağaza sahibi hemen ispiyonlar. Akraba olduğumuzu söylemişsin. Sen ölsen de bizi bırakmazlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KELLE: Efsanenin Doğuşu (GXG)
ActionSerinin 1. kitabıdır. Amerika'nın en vahşi zamanları. Yaşamanın şans olduğu dönemlerde bir haydudun hikayesi. Peşindeki adamlardan kaçmaya çalışan bir aile. Hayatta kalmaya çalışacaklar. Peki başaracaklar mı?