KELLE: Efsanenin Doğuşu (GXG)

10- Kara Boğa (FİNAL)

Kitap erken bitti diye üzülmeyin bu bölüm bayağı uzun ve ikinci kitap çok geçmeden yayımlanır. İyi okumalar.

~~~~

Sonunda uyanmıştı ve çadırından çıkıyordu. 

"Talim yapsak daha iyiydi." Dedi kısa saçlarını düzeltip şapkasını takarken.  

"Neden?" 

"Uyuyamadım."

"Dinlensen iyi olurdu."

"Yapacak bir şey yok. Talime başlayalım." 

Silahları alıp kamptan çok uzaklaşmadan şişeleri kayaların üzerine yerleştirdik. Talim alanı hazırdı. Şişelerden uzaklaşıp nişan aldım.

"Acele etme. Sağlam dur. Duruşun rahat ama sağlam olsun. Silahı kullandığın elin sağsa sağ bacağını ileride tut." Dediğini yaptım.

"Nişan al. Ateş!" Tetiği çektiğimde en ortadaki şişeyi vurdum. Ama sağdaki şişeye nişan almıştım.

"Vurdun."

"Evet de sağdakini vurmak istemiştim."

"O zaman bir daha dene." Tekrar nişan aldım. Bu sefer vurdum. Talime atışlarım iyileşene kadar devam ettik. Tabi tek günde usta olmayacaktım ama en azından teknikleri anlamıştım. Pratik yapa yapa daha da gelişecektim.

"Bu kadar yeter. Dinlen biraz." Atının yanına gitti. Çantasından kaşağı çıkarıp atını tımarlamaya başladı. 

"Sürekli ilgileniyor musun atınla?"

"O sürekli sırtında taşıyor. Arada ilgilensem bir şey kaybetmem. Sana da öneririm. Atlar akıllı hayvanlardır kendine bakmayan sahibe sadık kalmazlar."

"Ne yapacak kaçacak mı?"

"Sırtından atması yeter. Sakat kalman bir çiftesine bakar. Ayrıca sana zarar vermese bile sana yol arkadaşlığı yapıyor şu kadarcık şeyi de hak ediyor garibanlar." 

"Tamam ikna oldum. Kasabaya dönünce alırım kaşağı." Kafa salladı. Bir süre dinlendikten sonra yaya bir şekilde devriye bölgelerine ilerledik.

"Buranın batısına ikili devriye gönderiyorlar genelde. Ama güney kısmında tek oluyor. Bu yüzden ayrılacağız. Sen güneye gideceksin bense batıya."

"Tek başıma yapabilir miyim?"

"Bilmem. Sen söyle." Sakalımı kaşıdım. 

"Denerim."

"Deneme, yap. Ayrıca sessiz olmamız lazım unutma sakın."