Gözüme gelen güneş ışınları ile gözlerimi aralıyorum. Yanımdaki sehpada duran küçük çalar saatime bakıyorum. Saat daha çok erken. Genelde bu kadar erken uyanmazdım...
Scara tekrar uyamayacağını bildiği için doğruldu ve yataktan kalktı. Birkaç ay önce yerleşmiş olsa da hâlâ yeni odasına tam alışamamıştı. Nahida ona evini açtığından ve bir oda verdiğinden beri kendini ona borçlu hissediyordu. Ayrıca yeni arkadaşlar edindiğinden beri geçmişine daha az kafa yoruyordu. Odasına astığı birkaç fotoğrafı görmek onu mutlu ediyordu. Tighnari ve Cyno ile çölde çekildiği,Nilou'nun dansını izlediği ve hep beraber çekildikleri birkaç fotoğraf bile onu gülümsetmeye yetiyordu. Eski yılların aksine artık kendini yalnız hissetmiyordu. Scara birkaç dakika sonra odadan çıktı ve mutfağa yöneldi. Kafasına estiği gibi davrandığı için aniden kahvaltı hazırlamaya karar verdi. Sumeru'nun bir sürü değişik ve enfes meyvesi vardı. Scara Sumeru yemeklerinden pek anlamadığı için kendine göre birşeyler hazırlamaya başladı. Birkaç dakika sonra yemek yapmayı bitirdi ve sofrayı hazırlamaya başladı. Yemek yapmaktan anlamasa da yaptığı yemekler gayet lezzetli görünüyordu. Aniden Nahida'nın odasından sesler geldi. Nahida odadan çıktı ve panikle kapıyı çarptı. Kendi kendine mırıldanmaya başladı. Scara'nın uyanık olduğunu fark etmemişti. Scara Nahida'yı paniklemiş görünce yavaşça yanına yaklaştı ve elini Nahidanın omzuna koydu. Ne olduğunu sormak üzereyken Nahida sessiz bir çığlık attı.
"UZAK DUR!" Nahida arkasına döndüğünde sadece Scara olduğunu gördü ve derin bir nefes aldı. Scara Nahida'nın sakinleşmesini bekliyordu. Nahida sonunda kendine geldiğinde Scara'ya baktı ve ağzından birkaç kelime çıktı.
"Durumlar çok kötü Avare..." Başını kaldırdı ve Scara ile göz göze geldi. Scara durumdan bir şey anlamamıştı ve bu yüzünden belli oluyordu.
"Az önce Barbatos ile konuştum... Bir salgın var... Nasıl çıktığı tam bilinmiyor. Tahminen dün gece sularında çıkmış olmalı. Şuan sadece İnazuma'da var gibi görünüyor." Scara'nın gözleri büyüdü. Sadece İnazuma'da olduğuna göre çok büyük bir salgın olmadığını düşündü Scara. Yine de emin olması gerekiyormuş gibi hissetti.
"Çok büyük bir salgın değil,değil mi?" Scara eğildi ve Nahida'ya baktı. Nahida'nın gözlerini kaçırmasından birşey olduğunu anlamıştı.
"Şuan sadece İnazumada var ama... Bir günde bütün adalara yayılmış..." Scara şok içinde Nahida'ya baktı. Nahida konuşmaya devam etti. "Eğer durum daha fazla ciddileşirse... Diğerleri ile savaşmak zorunda kalacağız.." Birkaç ay öncesine kadar bunu sorun etmezdi fakat şimdi... Bu Scara için çok zordu... Scara başını öne eğdi.
"İnazuma'ya gideceğim." Nahida şok içinde ona baktı. Karşılık vermesi uzun sürmedi.
"Ne diyorsun Avare... Duymadın mı... Virüs her adaya yayıldı, her yere yayıldı,herkese... Oraya gitmek intahar olur. Ve kusura bakma ama,buna izin veremem!" Scara'nın içinde hâlâ sönmeyen bir umut vardı.
"Ama orada hâlâ virüse yakalanmayanlar olabilir! Onları orada ölümlerine mi terk edeceğiz!?" Scara biraz sesini yükselmişti. Nahida derin bir nefes aldı. Scara'nın gitmesine izin vermek dışında hiçbir seçeneği yoktu. Çünkü eninde sonunda gideceğini biliyordu.
"Dikkat et..." Nahida sadece bunu söyleyebildi. Scara bunun üzerine hafifçe gülümsedi. Eğildi ve Nahida'ya sarıldı. Ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldiğinde Nahida kolundan tuttu ve onu durdurdu.
"Avare... Lütfen en geç yarın sabah burada ol..." Nahida'nın gözleri dolmuştu ama belli etmemek için başını eğdi. Scara kapıyı açtığında arkasını döndü ve "Olacağım..." dedi. Sonra kapıyı kapattı ve evden ayrıldı.
Scara'nın İnazuma'ya varması çok uzun sürmedi. İlk önce ana şehrin durumuna bakacak ve diğer adalara gidecekti. Gördükleri karşısında bir şey söyleyemiyordu. Virüs insanların düzgün düşünmesini engelliyordu ve daha yavaş hareket ediyorlardı. Özgünlük sahipleri önsezilerini rastgele kullanıyorlardı. Sanki... Zombi gibilerdi...
Scara kaybettiği her saniyede birinin virüse yakalanabileceğini biliyordu. Hızlı davranmalıydı. Çoğu evin kapısı ve pencereleri açıkken birkaç evinki kapalıydı. Zombiler onu görmeden acele etmeliydi. Evlerin arkasında zombi yoktu. Hepsi şehrin ortasında toplanmış gibilerdi. Scara evlerin arkasından koşmaya başladı. Camı ve kapısı kapalı bir ev gördü. Girmek için çatıyı kullanacaktı. Önsezisini kullanarak çatıdan içeri girdi. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. Eğer yanıldıysa sadece içerdeki zombiyi öldürüp kaçabilirdi ve eğer haklıysa birini kurtaracaktı. Girdiğinde kimseyi göremeyince sessizce odaları gezmeye başladı. En sonunda yerde yatan birini gördü. Paniklemişti. 'Ya çok geç olduysa..?' diye geçirdi içinden. Yerde yatan çocuğun yanına koştu. Bir süre sonra korktuğu gibi birşeyin olmadığını fark etti. Çocuk nefes alıyordu,sadece bayılmıştı. Açlıktan olmalıydı. Scara emin olmak için mutfağa gitti ve dolabı açtı. Gerçekten bir şey yoktu. Yaşayan birini burada bırakamazdı. Yerde yatan çocuğa baktı ve önsezisini fark etti. Onu bırakmak aptallık olurdu. Çocuğu kucağına aldı ve çatıdan çıktı. Evin arkasına geçtiğinde çocuğun durumunu kontrol etti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zombie Outbreak
FantasyAni bir nedenden ötürü çıkan salgın Tevyat'taki birçok şehri etkisi altına almıştı. Geriye kalanların salgından kurtulmak için bir yol bulması gerek...