Ani bir nedenden ötürü çıkan salgın Tevyat'taki birçok şehri etkisi altına almıştı. Geriye kalanların salgından kurtulmak için bir yol bulması gerek...
Scara uyandığında içinden küfürler savuruyor ve Kazuha ile yaptıklarını düşünüyordu. Dolabına,duvarlara, yatağına ve her yere tekme ve yumruklar savuruyordu. Bunu nasıl yapardı? Bir insanın onu saçma eğlencelerine dahil etmesine nasıl izin verebilirdi!? Herşeyden önce Scara bir tanrıydı ve Kazuha ise... Scara sinir krizi geçiriyordu ve evde onu durduracak kimse yoktu.
Kazuha ise diğerlerinden biraz uzakta,Childe'nin yanında, bağırmamak için kendini zor tutuyordu.
"Ne yaptım ben? Nasıl böyle bir şey yapabildim!?"
"Şaka mı yapıyorsun Kazuha? Bunun neresi kötü hâlâ anlamadım."
"Dur biraz,asıl sen şaka mı yapıyorsun!? Az önce bir tanrıyla-..." Kazuha cümlenin devamını getiremedi.
"Yani o sadece normal biri,fazla abartıyorsun."
"O BIR TANRI!"
"Yani? Boyu bir tanrı olmak için fazla kısa."
"CHİLDE DİNLİYOR MUSUN!?"
"Evet,insanlar böyle 'azgınlık' dönemlerinden geçerler. Yani normal bişey bana da olmuştu. Hatta bende bir tanrıyla yapmıştım. Çok ortak yönümüz var yani." Childe söyledikleri normalmiş gibi kıkırdadığında Kazuha şok içinde ona baktı.
"NE!? Sen kiminle-?"
"Liyue'den,sen tanımazsın."
"TAŞŞAK MI GEÇİYORSUN AMK!?"
"Hop,hop sakin! Çok gergin olduğunun farkındayım ama bana kızmaya hakkın yok,yaparken düşünseydin!"
"Yüzü çok güzeldi... Bir de bana dokundu... Beli inceydi... Vücudu çok kusursuzdu..."
"Kanka git bi daha sik bence"
"Ya benimle bir daha konuşmayacak! Napıcam ben!?"
"Canım,azcık mantıklı düşün. Eğer yaptığın şeyi yapmana izin verdiyse demek ki?"
"Demek ki?"
"HAY AMK MALI! Demek ki o da istemiş!"
"Hmmmm... Biraz mantıklı..."
"Beynini sikim senin."
"Bu arada etrafta bir zombi salgını varken ve biz Liyue'deki insanları uyarmaya gelmişken normalce kendi aramızda konuşmamız mantıklı mı?"
"Bence değil."
"HASS-!?" Arkamı döndüğümde karşımda siyahlı giyinmiş ve kahverengi saçlı bir kız gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ben Hu tao,memnun oldum bücürler." Kız aniden ikimizin de elini tutup salladı.
"Ne gülüyon amk!?" Childe kahkaha atmayı kessin diye kafasına bi tane çaktım ve kıza döndüm.
"Başkalarını izinsiz dinlemek saygısızlıktır."
"Yoldan geçerken duydum derdim ama basbaya dinledim." Yüzüm sinirden kızarınca Childe'nin arkada gülme krizine girdiğini fark ettim.
"Kazuha ve Childe olmalı,Nahida diye küçük bi çocuk sizi çağırıyor."
"Küçük çocuk mu!? HHAHAHAAH!"
"GÜLME LAN SİNİRİMİ BOZUYORSUN!"
"Tamam-"
"Neye güldüğünü anlamadım ama bana biraz beyinden sorunlu gibi geldin." Childe'yi işaret edip konuştuğunda arkada kahkaha atıyordum.
"Hu tao ve diğer ikisi! Hangi cehennemdeyseniz,o lanet kıçlarınızı ben tekmelemeden önce buraya getirin!" Arkadan bağırıp bizi arayan bi bücürü gördüm.
"Bu çocuk kim lan-?" Childe'de ona garipsercesine baktı.
"Heee,Xiao o. Aptal adeptusun teki. Arkadaşları geberip gittiler ama bu konu hakkında konuşursanız sizin de sonunuz farksız olmaz." Hu tao adındaki tuhaf giyimli ve kesinlikle deli gibi davranan kız Childe ve beni çekiştirip diğerlerinin yanına götürdü.
Sumeru'ya geleli çok olmadı. Liyue ve Mondtand halkını da Sumeru'ya getirdik. Akademiyi ziyaret ettik ve salgın hakkında konuştular. Konuşmanın sonuna kadar Scara'yı düşündüm. Biz yola çıktığımızda o uyduğu için yanımıza almadık. Umarım her şey yolundadır.
Bölümün cringe liğini sorgulamayalım lütfen aklima fikir gelmiyoooo Bu arada hikayemi desteklediğiniz için teşekkürler <333 Bölümü gizlice yazdim o yüzden bu kadar geç atabildim kusura bakmayim^^
