Barlas
Saatlerdir yoğun bakımdaydı Yunan. Tabii o kendisine Türk diyordu. Düşündüm de, bundan sonra kendisine çinliyim dese de tamam diyecektim.Çünkü benim bütün önyargılarımı yakmıştı.
Saatlerdir yoğun bakımdaydı. Hemşireler oradan oraya kan taşıyordu. Çok kan kaybetmişti. Gözlerimle görmüştüm hâlini. Evi o hâlde görünce aklımdan bin türlü şey geçmişti. Yetişememiştim. Koruyamamıştım.
Bayılmadan önceki gözleri nefretten çok kırgınlık barındırıyordu. O an beni 100 yerimden bıçaklasalardı yine de aynı acıyı duymazdım. Çok kötü bir hâldeydi. Onu nasıl kucağıma alıp koştuğumu dahi hatırlamıyorum.
Yine de buradaydık. Yoğun bakım ünitesinin önü doluydu. Ailesine bir şey söylememiştik. Timdeki herkes buradaydı. Hepsi gözü yaşlı arkadaşlarından bir haber bekliyorlardı.
Hoş ya, ben de ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Sanırım çocukluğumdan beri ilk defa ağlayacaktım. Kendimi çok fazla sıktığımdan çenem ağrımıştı. Nikotin iyi gelirdi. Yaktığım bilmem kaçıncı sigara bilmiyordum.
"Barlas, yeter. Hastanenin içinde sigara içme. Bir daha görürsem affetmem. Anlıyorum seni. Sana söz veriyorum iyi olacak. Bizzat ben ilgileniyorum. Evet durumu ağır. Ama iyileşecek."
Başımı doktor arkadaşıma çevirdim. Hemen sigarayı söndürdüm. Sağolsun Leon geldiğinden beri ameliyatıyla ilgilenmişti. Şimdiyse molasından dönüyordu.
"Kusura bakma Yavuz. Aklım başından gitti askerimi öyle görünce. Daha da önemlisi onu koruyamadım. O çok koyuyor bana."
"Zor olmalı senin için. Ama sen bu doktora güven."
Zoraki bir gülümseme sundum Yavuz'a. Tekrar ameliyathaneye girerken onu izledim. Leon orada yaşam mücadelesi veriyordu. Cidden dediği gibi vatanını ne olursa olsun korumuştu. Yoksa zaten bu hâle gelmezdi. Sadık birisiydi. Ben ona ne kadar ırkçılık yaparsam yapayım o davasından vazgeçmemişti.
Derin bir nefes aldım. Ama bu nefesi de almak istememiştim. Daha önce hiçbir zaman şehit vermemiştim. Şu an da vermeyecektim.
Diğer bir yandan Latif geldiğimizden beri "Benim suçum, benim yüzümden." Diye sayıklıyordu. Öğrenmem en iyisi olacaktı.
"Latif!"
Latif ağlamaktan kan çanağına dönen gözlerini bana çevirdi. Daha sonra yavaş adımlarla yanıma geldi.
"Emredin komutanım."
"Sabahtan beri ağlıyorsun. Söyle günahını da öğrenelim."
Latif iç çekti. Gözlerini bana değil yere kilitlemişti. "Komutanım, biz Oktay'la Yuna- yani Leon'a şaka yapacaktık. Etrafı kontrol de etmiştik. Kimsecikler yoktu. Onu bırakıp gittiğimizi düşünecekti. Vallahi kötü bir niyetimiz yoktu. Nereden bile-"
Latif'in suratına geçirdiğim bir tokatla tüm koridor inledi. Timdekiler ve hemşireler bana bakıyorlardı. Yiğit hemen yanımıza geldi ve Latif'i uzaklaştırmaya çalıştı. Ona da bu cesaret nereden geliyordu orası meçhuldü. Elimde durmasını işaret edince itiraz etmedi. Latif'i yakasından tutup duvara çarptım. Yok, ben bunu öldürecektim.
"LAN SENİN BEYNİNİ SİKEYİM BEN! OPERASYONDA ŞAKA MI OLUR PİÇ?! NE ANLATIYORSUN ANASINIFINDA MISIN LAN?! ASKERLİK HAYATIN BİTTİ SENİN UNUT SEN ASKER OLMAYI. SİKTİR OL GİT YOKSA SENİ BEN BURADA PARÇALAYARAK ÖLDÜRÜRÜM!"