: sınıra dayanan zehirli dudaklar

439 48 36
                                    

Sınıra Dayanan Zehirli Dudaklar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sınıra Dayanan Zehirli Dudaklar


"Ve insan kırar,
göğsüne bastırırken sevdiği şeyi."

Luis Aragon

Hayatım boyunca her şeyin bir kader olduğuna inandım.

Karşılaştığım insanların, yaptığım hataların, geçmişe dönüp baktığımda dediğim keşkeleri, döktüğüm gözyaşlarını...her şeyi, başıma gelen her bir şeyi kader bildim ama kaderim böyleymiş diyip kabullenip sineye çekilmedim, bunu yaşadıysam bir şeyleri anlamalıyım dedim. Dedim ki; Chaeyoung hayatın oyunundasın. Eğer bunlardan ders çıkarmazsan sürekli kazdığı kuyuya düşüp durursun.

Bir adım atacağım zaman sürekli eskileri hatırlayıp durdum. Kendimi kıstırdım acılarla dolu dünyama. Her yeni bir hatamı astım panoma. Değişmeye başladım. Kırmızıya boyanmış ellerimle listeyi tutarken başladım değişmeye.

Ellerime bulaşan kendi kanımla bir sınır çektim. Kim gelirse gelsin bu sınıra kapıları o kişiye kapatacaktım.

Öyle de yaptım.

Jungkook'un gözlerinin içine bakarken ilerlediğimiz yolu artık kestiremiyordum. Benden bir şey saklamamıştı. Saklamamış olmalıydı. Saklamamıştı değil mi?

Karşımda dikilen adamın kıkırtısı yayıldı. "Siz aşıkları sanırım yalnız bırakmalıyım," dedi alayla. Ardından yanımdan geçip gittiğinde ben hâlâ eşikte dikiliyordum. Jungkook attığı büyük adımlarla yanıma geldiğinde endişenin yerleştiği gözleri üstümde dolaştı.

"İyi misin?" diye sordu endişeyle.

Gerçek misin?

"İyiyim," dedim kısık sesle. Elleri uzanıp kolumu tuttuğunda titredim. "Siktir, buz gibi olmuşsun." Halbuki biraz önce yanıyordum. Jungkook'la içeri geçtiğimizde bir an kollarını sardı etrafıma. "Seni yalnız bırakmamalıydım. Seni yalnız bırakan aklımı sikeyim." Başımı yasladığım göğüs kafesi hızla inip kalkıyordu. Saçlarımı okşayan eli gözlerimi kapatmamı sağlamıştı. Kollarım güçsüzce beline sarıldığında "Çok mu korktun peri kızım?" diye sordu iyice sarılırken.

Korkuyorum. O sınıra gelmekten korkuyorum.

Saçlarımın arasına kondurdu öpücükler içimi sızlatıyordu. Kollarını benden ayırmadan geriye çekildiğinde yüzüm saklandığı göğsünden çıkmıştı. Kahveleri ifadesiz yüzümde dolanırken "Gidiyoruz," dedi. Şakaklarıma öpücük kondurduğunda, kollarımı belinden istemeyerek çektiğim sırada sağ eli uzanıp sol elimi kavradı. Eli elime kenetlendiğinde bakışlarımı kaçırmıştım.

Red Rope || rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin