: tepetakla olan hayatlar

478 50 11
                                    

Tepetakla Olan Hayatlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tepetakla Olan Hayatlar

"Ne içimdeki sokaklara sığabildim,
ne dışarıdaki dünyaya..."

-Sabahattin Ali


Jeon Jungkook.

İsmi zihnimin en hücre köşelerinde dolanıyor tanıdık bir yer arıyordu kendine. Silahın namlusunu doğrulttuğum adam bana hiç tanıdık gelmiyordu. Ne ismi, ne yüzü...

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Silahı tutan elim gevşediğinde silahın ağırlığı artık onun avuçlarının arasındaydı. Gözlerini benden çekmeden yanımızda endişeli gözlerle bizi izleyen kıza seslendi. "Jennie sen Chaeyoung'un kahvaltısını buraya getirir misin?" Yanımızda duran kız bir şeyler mırıldanıp odadan çıktığında kapıyı arkasından kapatmıştı.

Sessizlik üstümüze çığ gibi devrildiğinde zihnimdeki sesler duyulmaya başladı. Binbir tilki dönüyor burada neler olduğunu anlandırmaya çalışıyordu. Jeon Jungkook. Acı kahve gözlere sahip olan adam. Beni kafede dinlemeye gelen gizli adam. Bana yardım eden bir yabancı...Başka?

Başka bir karşılığı yoktu zihnimde.

Titrek bir nefes çektiğimde içime boğazlarımı fazla zorlamış olmalıyım ki hafif bir sızı hissettim. Yüzümü istemsizce buruşturduğumda gözleri kısa bir süreleriğine çehremde dolandı. "Dinlenmen gerekiyor," dedi tok sesle.

"Neden?" Tek kaşım havalandı. "Artık tepetaklak olan hayatıma alışmak için mi?" Yeniden havayı soluduğumda kirpiklerimi kırpıştırdım. Tepetaklak olan hayatım. Hiçbir zaman düzene girmeyen hayatım.

Çenesiyle göğsünde duran silahı işaret etti. "İndirmeyecek misin?" diye sorarak konuyu değiştirdi. Onun gibi silahı tutan elini işaret ettim çenemle. "Ben hafif tutuyorum, silahı tutan aslında sensin. Neden çekip almıyorsun elimden?"

"O silahı sen çekip dayadın göğsüme Chaeyoung. Ben değil. O yüzden kalbime dayadığın silahın namlusunu da sen indireceksin."

Verdiği cevap beni dumura uğrattığında kaşlarım havalanmıştı. "Ben indirmeden sen yanıma yaklaşmayacak mısın?" diye sorduğumda dudakları az önceki gibi yeniden yukarı kıvrılmıştı. "Beni nasıl biri olarak o güzel kafanda kodladın bilmiyorum ama ne ben ne de buradaki hiç kimse sana zarar vermeyecek güzelim. Bu yüzden hayır. Sen o silahı kendini güvende hissetmek için veya korumak adına çektiysen benim tek yapmam gereken bana inanmanı sağlamak."

Red Rope || rosékookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin